Biz Ayrılamayız

Sapık Tacizci

' Bu Tarihçide de ne çene varmış lan , karı milleti işte . ' diyip kafamı sıraya gömdükten sonra gözlerimi yumdum .

' Evet , hadi gençler onu bulabiliriz ! ' rüyamın en heyecanlı kısmında  biri tarafından böbreğime taciz edilerek yerimden sıçradım . Böbreğime taciz eden kişinin Tarihçi olmaması için içimden hatim indirirken yavaşça gözlerimi açtım . Karşımdaki kişinin Elena olduğunu görünce derin bir oh çektim ve kaşlarımı çattım . " Neden elini böbreğime sokma gereği duydun ? Ah biliyordum ben böbreğimi kıskanıyorsun , ama sağ böbreğim ... lanet olsun sağ böbreğim benim en sevdiğim böbreğimdi ! Bu kıskançlığını yen artık  seni kutsal inek Elena . " dedim etrafıma bakınırken . Sınıfta ben ve Elena'dan başka kimse yoktu , az çok anlamıştım neden dürttüğünü . Çantamı toplarken Elena'nın yanıt vermemesine karşın ona döndüm ve " Cevap vermiyorsun , kıskandığını kabul ediyorsun yani ? " dedim ve kahkaha patlattım . Elena bana ' amuda kalkan hırçın gergedan ' gibi bakıyordu . Ona çarpık bir gülüş yolladım . Sıradaki defter ve kalemleri gelişigüzel çantama fırlattım ve bugün vücudumdan bir parça haline gelen ceketimin fermuarını çektim .  Seri adımlarla okul binasından çıktım ve şoförümüzün bugün meşgul olduğunu , eve yürüyerek gideceğimi hatırlayınca yüzüme gülümseme yayıldı ama fazla uzun sürmedi , çünkü götüm donmuştu .
Yüzümü buruşturup ellerimi cebime soktum ve yürümeye devam ettim .
Yavaş yavaş Kış geliyordu ve ben soğuktan nefret ederdim .

On dakikadır yürüyordum . Fazlasıyla sıkılmıştım , şarkı söylemeye karar verdim . Ne söylesem diye düşünürken yolu yarılamıştım ve sonunda bir neslin psikolojisinde filler tepiştiren şarkıyı söylemeye başladım . " Saçlarımdan tut önce yerlerde sürükle canım acısın boşver bu benim için bir zevk . Korkma benden sal kendini bebeğim dediğim anda VUR BANAĞH ! " diye bağırırken kafama darbe almam sonucunda neye uğradığımı şaşırmış ve ani refleksle arkamı dönmüştüm . Muhtemelen dinazor devrinden kalma , elindeki bastonu kıçıma sokacak gibi siper eden bir insanazor duruyordu .  " Ağh teyze ne yapıyorsun ?! " diye karı gibi cırladım kafam kanıyor mu diye elimi kafamda gezdirirken . İnsanazor gülmeye başladı . " Vur dedin vurdum oğlum . " Duyduğum karşısında ne tepki vereceğimi bilemedigim için suratım kabız maymun suratına dönmüştü . " Seninle uğraşamam o kıytırık bastonunu al ve uç buradan ! " dedim renkten renge girerken . İnsanazorun yüzündeki gülüş bir anda yok olmuş , ' ben son baston bükücüyüm ve elimde gördüğün bastonu kafanda bükeceğim ' der gibi bakıyordu . Ben daha ne olduğunu anlamadan insanazor bastonu kıçıma geçirdi ve gülmeye başladı . Sonra kendi nefesinde boğulup öldü . Yani keşke ölseydi , ölmeliydi .. " Sana gününü göstereceğim seni öldüreceğim ! Kafiyem şekil önümden çekil . " Insanazorun son cümlesinden sonra gözlerimi olabildiğince pörtlettim ve bir süre onu izledikten sonra Usain Bold'a taş çıkarırcasına koşmaya başladım . İnsanazor arkamdan bağırmaya başladı . " Seninle işim bitmedi !! Kaçma gel buray.. Ay bana bir şeyler oluyor . " Bir an duraksadım ve arkamı döndüm . İnsanazor yere tıpkı camışın yaylaya yayıldığı gibi yolun ortasına yayılmıştı .  Offlayarak insanazorun yanına gittim ve " Tecavüz edilip yol kenarında öldürülüp gelinlik giydirilip gözlerin oyulup kırmızıya boyanıp kafanda çiçek saksısı kırılıp dövülüp jiletle kolların kesilip kurtlar tarafından parçalanıp mezara gömülüp tabutunun üstünde halay çekilip gömülüp üstüne sulamak niyetine işenip öldün mü ? Bu ne bağırma şekli böyle kulaklarım kanadı . " dedim halini hatırını sorarmış gibi sakin bir ses tonu ile . Başımıza yavaş yavaş adamlar toplanmaya başlarken insanazor bir anda " Sapık tacizci var imdat ! " diye çığlığı basınca " Hani nerde ? " diyip ayağa fırladım . Çevremizdeki adamlara parmağı ile beni işaret edince içimdeki Hüsamettin Samap kaçmam gerektiğini söyleyince çantamı iyice sağlama alarak bilmediğim bir sokağa doğru koşmaya başladım . Ah lanet federal insanazor , neden bana sapık dedin şimdi ?

Koşmaktan yorulmuştum ve bu 90 kilo olmasına rağmen bir saattir koşan adamların beni linç etmeden peşimi bırakmayacaklarını biliyordum . Sonunda bir apartmana saklanabileceğimi fark edip yönümü değişirdim . Kapının iyice dibine girdim ve gücümü kapıya verdim . Aslında sağa dönseler beni göreceklerdi . Apartmanın kapısı açıldı ve aniden yeri boyladım . Ama canım yanmamıştı , çünkü birinin üstüne düşmüştüm . Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım ve altımda ezilen kızı ayağa kaldırdım . Adamlardan birinin gür sesi kulaklarıma doldu . " Şu apartmana girdi ! " diye bağırıyordu . Kıza dönüp " Kahretsin dayak yiyeceğim . " dedim ve bir sağa bir sola dönmeye başladım . Kız kolumdan tuttu ve beni soğuk duvara itip kulağıma  " Senin iyiliğin için . " dedikten sonra sol elini dudağımın üstüne koydu ve dudağını eline bastırdı . Sağ eli ile kolumu beline götürünce anladım rol yaptığımızı anlayıp kollarımı beline sardım ve öpüşüyormuş gibi yaptım . Resmen ilk öpücüğüm yeşil saçlı kızın eline gitmişti . Adamlar binaya hücum ederken az önce bağıran adam " Çıkın çıkın . " diye diğerlerine emir verince rahatladım ve adamların gittiğinden emin olduktan sonra kollarımı kızın belinden çektim ve ne diyeceğimi düşündüm . " Sanki beni seven kızı arkadaşım seviyormuş ama aslında arkadaşım geymiş ve kız da çok kızmış gibi hissediyorum . " dedim kızın saçlarını incelerken . Saçının bi tarafı kazılı , sarı saçlarının arasında çoğunlukla yeşil ve pembe renk vardı . " Sen bunu diyince aklıma ne geldi biliyor musun ? Dün markette gördüğüm kocaman lolipop . Ama annem aldırmadı  inanabiliyor musun ? O kocaman güzelim lolipop benim olamadı . Ama ahirette kavuşacağız buna inanıyorum ." Sanırım  ruh öküzümü bulmuştum . " Bak ne diyeceğim yeşil saçlı kız , gel o markete gidip o lolipopu sana alalım . Hem yolda tanışmış oluruz ne dersin ? " dedim sevinçle . O da heyecanla el çırptı ve beni onayladı .

MelisAydn949