Multimedya İzem.
"Dolunaaaay!? Benim vücut losyonum nerde?" Diye cırladı İzem. Dolunay ise bu cırlamasına anlam veremeyerek baktı uzun süre kardeşine. Sonra
"Hangisi?" Dedi sakince.
"Yaa şu, ımm mangolu olan varya."
Yine her zaman ki sakinliğini koruyarak kardeşine cevap verdi."Banyoda."
İzem banyoya girdiğinde Dolunay İzem'in telefonunun çaldığını gördü. Arayan "Mert" di.
Yüksek sesle "İzem, Mert arıyor."
Dediğinde İzem çoktan yanına gelmişti bile.Ona bu müjdeli haberi vereceği için çok mutluydu. Tereddüt etmeden açtı telefonu.
"Alo"
"Alo? Mert. Ben İzem.
"Hadi canım, ben de zaten Caleb sanmıştım. Sjsjdjjsjsjdkdkdk"
"Caleb kim be!?"
"Boşver. Ne oldu yaramaz kedi?"İzem haberi vermeden ağzından garip bir gerilim müziği çıkardı. Telefonun diğer ucundaysa Mert uzun bir iç çekti. Sonunda müjdeyi verdi İzem.
"Amerika'ya geliyoruz...!!!!"
"Neeee?!!? Nasıl?!"
"Geliyoruz işte!"
"Oha çok iyi. Caleeeeb! Come Here!(bir daha İngilizce yazmayacağım haberiniz ola sonra vaay Caleb de Türkçe öğrenmiş demeyin:))"
"Caleb kim be!"
"Bak siz gelin ben whatsaptan sana konum atarım gelirsin buraya. Acil konuşmamız gerek."
"İyi tamam ." Diyerek telefonu kapattı.Dolunay anlamsızca kardeşini süzdü.
Sonra"Bir şey diyicem. Caleb kim?"
İzem ağzında çikolata varken
"Nördön bölöyöm bön bö!"•••
Uçağa bindiklerinde ikisinin de bacakları titriyordu. Farkları: Dolunay aşırı belli etse de İzem'in belli etmemeye çalışmasıydı.
İkisi de ilk defa uçağa biniyordu. İzem cesurdu ama Dolunay için aynısı söylenemez.
İkiz olmalarına rağmen zaten o kadar farklılardı ki birbirlerinden.
Dolunay'ın yükseklik korkusu olduğu için İzem cam kenarına oturdu. Dolunay skor müzik dinlerken, İzem Heavy Metal dinliyordu, aynı zamanda laptopundan savaş oyunu oynuyordu.
Size dediğim gibi. O kadar farklılar ki...
•••
Mert'in attığı konum onları 30-40 katlı bir binaya sürüklemişti. Ellerinde valizler binanın önde dikilmiş aşağısan yukarıya ikisi de aval aval binayı süzüyorlardı.
Sonra birbirlerini bakıp başıyla onayladılar. Ve içeri girdiler.
Mert'lerin kapısının önüne geldiklerinde İzem dayanamadı ve kendisinin geldiği belli olsun diye 5-6 kez zile bastı.
Dolunay kendine gel dercesine dürttü.
Kapıyı siyah saçlı renkli gözlü bir genç açtı.
İzem yine kendini belli ederek oğlanı
itti ve içeri girdi. Dolunay ona mahçup bir şekilde baktı.İzem ise içeride "Meeerrt!" Diye cırlıyordu.
Dolunay kapıyı açan gencin buralı olduğunu anlayıp İngilizce olarak
"Üzgünüm." Diyebildi sadece.
Genç kafasını sallayıp içeri gelmesini söyledi.Bu sırada İzem Mert'ini bulmuştu ve ona boğarcasına sarılıyordu.
Mert artık isyan edip"Yeter artık ! Kaburgalarımı kıracaksın!!" Diye sitem ettiğinde ancak bırakabilmişti.
Genç, kıza salonu işaret etti. Dolunay mavi döşemeli berjere oturduğunda İzem'den dolayı kızarmıştı artık.
İzemle Mert kol kola salona girdi.
Dolunay bavulları almak üzere kapıya gitti tekrar.
Caleb açıklama beklercesine gözünü Mert'e dikmişti.
Mert
"Tanıştırıyım. İzem bu Caleb, ev arkadaşım."
Caleb'e dönerek
"Caleb bu da İzem. Yeni kiracılarımız.."Caleb onlara 'Ne günahım vardı?' Der gibi bakarken Dolunay çoktan valizleri içeri taşımıştı bile.
••••
Olayın aslı şu ki sevgili okurlarımız biricik Caleb'imiz bir fotoğrafçı. Babasının ise koccaman bir holdingi var ve oğlunun holdingin başına geçmesini istiyor. Caleb hayallerinin peşinden koşacağını söylediğinde ona 2+1 ev tutuyor dayıyor döşüyor ve gerisine karışmayacağını kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini söylüyor.
Bizim Caleb de ev arkadaşı olarak yanına Mert'i alıyor.
Caleb iş bulamıyor. Zaten ikisinin bursları ancak evin giderlerine yetiyor..
Ve bir odalarını kiraya vermeyi planlıyor. Tam o sırada Mert İzem' den haberi alınca olaylar oluyor...
••••
Merhaba arkadaşlar. Ben Pelin!
Bu benim ilk romanım olacak.
Bol bol yorum yapın ki hatalarımı göreyim..
Ayrıca bol bol oy veriin!Sizi seviyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal Meyal
Teen Fictionİzem yeni maceralar peşinde olan, içi içine sığmayan, deli dolu ve eğlenceli bir kızdır. Onun için hayallerinden ötesi yok. Mutlu olmak onun yaşam felsefesi. Ve müzik onun her şeyi Dolunay ise İzem'e göre daha olgun. Karalarını verirken empatiye çok...