Lunaparkın girişinde ışıklandırmalar vardı. ece arabadan iner inmez koşarak oyuncakların yanına gitti. bizde peşinden gitmeye başladık. ece için bilet almıştım. sonra gidip banklardan birine oturduk. eceyle mete ilgileniyordu. mehmet ve berkan telefonla ilgileniyordu. etrafa bakınmaya başladım. uzaklarda bi adam gerçi niye adam diyosam kızın kollarını sıkarak sinirle birşey söylüyordu. kızda ona yalvarıyordu. sanırım bırakmasını istiyordu. biraz daha dikkatli bakınca eşrefin adamlarında olduğunu fark ettim. zaten kadına şiddeti kimden beklerdikki. hem ben bunları bağlamıştım nasıl kurtulmuşlardı. ah ulan.
berkan ve mehmet e dönüp
-beyler kalkın işimiz var
dediğim an kalkmışlardı. ne olduklarını bile sormamışlardı. çünkü hiçkimseyi boşuna uğraştırmazdım. mete yi ve ece yi görememiştim. adama yaklaşırken meteyi arayıp eceyi eve götürmesini istemiştim. işimiz uzun sürücekti.
Yanlarına yaklaşırken olanları duymaya başlamıştım.
-ya babana borcunu ödemesini söylersin yada ölürs........
-naparsın kızımı öldürürsün......
dedim isterik bi kahkaha atarak. bunu söylememle ikiside bana döndü. itin sözünü kestiğim için sinirlenmişti galiba. adam dememi beklemeyin şu salağa.
-sen nerden çıktın ulan bekle zaten seninde hesabını alıcam
derken kızın kollarını bırakıp bana gelmeye başladı. korkuyormuydum? tabiki hayır.
o bana doğru yaklaşırken berkan a kızı uzaklaştırmasını istedim.
bana iyice yaklaşınca tam yumruk atmak için kolunu kaldırdıki havada yakalayıp kolunu döndürmüştüm.
-şimdi uza burdan yoksa mezarını buraya dikerim senin.
biraz tırsmış olacakki bir iki adım geriledi.
- bu burda bitmedi mertcan bey
diyip uzaklaştı.