'Evet aynı şehirde yaşayan iki farklı insan düşünün.' Aynı gökyüzünü,aynı yıldızı seyreden iki farklı insan.
İkisininde birbirinden haberleri yok. Her insanda olduğu gibi bizimkiside bir nefretle başlamıştı. Boşuna dememişler "En büyük aşklar,nefret ile başlar" diye. Yarım kaldık sevgili,sonu olmayan bir aşkta yarım kaldık biz. Yarım sende kalmış. Ondandır bu her gece kalbimin sızlaması. Ondandır her gece sensizliğim. Evet canımın sızlayan,bir türlü kabuk bağlayaman yarası. Ben sana,ben hâlâ sanatçıSeviyordum ama söyleyemiyordum bir türlü. Aramıştım çok ama bulamamıştım. Her zaman olduğu gibi yine alarmın çalmasıyla uyandım. İsyan ediyordum "Yine mi okul öööf" diyerek bağırıyordum. Hemen gidip bir duş aldım açık kahverengi saçlarımı at kuyruğu yaparak beni bekleyen servise bindim. Okula geldiğimde yine onu gördüm Meriç'i. Meriç benim onu sevdiğimi bilmiyordu. Aslında bakarsan onu sevdiğimi ben dışında hiç kimse bilmiyordu. Söyleyemiyordum. Güçsüz hissediyordum. Neden onun gibi birisi bana baksın ki diye düşünüp kendimi mahvediyordum. Ortak arkadaşlarımız vardı. Aynı ortamlarda bir çok kez bulunmuştuk ama onunla hiç konuşmamıştık. Yüzüne bakmaya utanıyordum. Göz göze geldiğimiz her an gözlerimi kaçırıyordum ondan. O benim "ilk aşık olduğum adamdı" ilk kez bu duyguları yaşıyordum. Onu görmeye kalbim dayanmayacaktı. Onu görünce sanki kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Acı ama gerçek bir şey vardı bu hikayede ben bu çocuğu seviyordum.
Bir gün yine okulun bahçesinde Yaren ve Demir konuşurken yanlarında biz vardık. Yani Meriç ile ben. Meriç yanıma geldi benimle konuşmak için. Buğlem yanıma gel dedi gittim. Elimi avucunun içine aldı ve kalem çıkardı. İçimden kendi kendime konuşuyordum
"Bu çocuk beni öldürmeye mi çalışıyor kalbimi hissetmiyorum" diyordum
Ve elime birşeyler yazmaya başladı. Olamaz bu onun numarasıydı.
"Bana mesaj at konuşmak istiyorum seninle "dedi."Ne konuda "
"Biz".
Bi tepki veremedim. Demir yanıma geldi ve söze başladı.
"Buğlem ne diyeceğimi bilmiyorum ya Meriç sana aşık,hemde çok uzun zamandır. Bi cesaret aldı ve bugün seninle konuşmak istediğini bana söyledi onu kırma mesaj at"
Ne diyeceğimi bilmiyordum ama Demir'e şuan birşey demem gerekiyordu.
"Tamam" dedim
O gece saat 12 sularında ona yazmaya karar verdim. Ama ne yazacaktım? Ona gerçekten güvenebilir miydim? Onun için diğer sevgililerinden bir farkım var mıydı? Kafamdaki soruları bir kenara bıraktım yazdım.
"Meriç?""Efendim?"
Diyerek cevap verdi o gün gece 3'e kadar konuştuk her şey o kadar güzeldi ki. Ertesi gün alarmın çalmasıyla uyanmadım,çünkü hiç uyumamıştım ilk defa güne mutlu başlıyordum. Her zaman ki gibi beni bekleyen servise bindim. Okula geldiğimde Meriç okulun kapısının önünde beni bekliyordu. Elinde kırmızı bir gül vardı. Bana verdi ve
"günaydın"
dedi o kadar mutluydum ki 32 dişimle karşısında sırıttım. Beraber yürüyerek okula girdik. Okulun kızlarının arkamdan
"yelloz bu çirkin nasıl Meriç ile birlikte?"dediklerini duyuyordum. Fakat ilgilenmiyordum sevdiğim adam yanındaydı. Bana değer verdiğini hissettiriyordu. Gerisi kimin umrunda olurdu ki zaten?