Seninle Böyle Güzel. .

1.1K 100 41
                                    


"Zencefil ve vitaminlerini unutmuşsun. Neyseki son anda farkettim. Üşütme. Terli terli gezme. Atlet giymeyi ihmal etme. Tanımadığın insanları arabana alma. Özellikle de kızları. . Ama aklı başında birini bulursan gelinim olarak kabul edebilirim."

Garajda, gerekli olabilecek malzemeleri gözden geçirirken gözüne çarpan kargaburnunu da alet çantasına attı.

"Seni nasıl unuturum ben."

"Bak işte. Her şeyi unutuyorsun. Bu iyiye işaret değil. Kesin  bir uğursuzluk var üzerinde. Bayan Sejin'nin verdiği muskayı arabana sakladım ama o muska hangi belaları önlüyordu ki?"

Annesine gülerek başını iki yana salladı. Ona yaklaşıp kırışıklıkları çoğalan alnından ve yanaklarından öptü.

"Hiçbir şey olmayacak anne. Endişelenme. Bu ilk değil biliyorsun. Daha önceki altı seferde olduğu gibi biraz gezip geleceğim. Seni her gün görüntülü arayacağım. Endişelerinle kocanın başını yeme. Arkadaşlarınla emekliliğin tadını çıkar sen de onun gibi."

Annesinin sıcak elleri yanaklarını sardığında kalbi titredi. Eğer  biraz daha kalırsa gitmek gerçekten de zor olacaktı.
Peşinde annesi olduğu halde garajdan bahçeye geçti. Çardakta arkadaşları ile oturan babasına uzaktan el salladı.

"Karını ihmal edeyim deme. Sonra kuruntulara girip, tansiyonu ayar bozuyor."

"Ahhh! Evet! Evet! Senden önce ona iyi baktığım gibi sen bir yerlerde sürterken de ona iyi bakacağım. Ve elin boş dönme. En azından bir gelin getirebilirsin."

"Hayır hayır.
Size ancak damat bulabilirim."

"O da olur. Elin boşalmış olur."

"Kangin!! Çocukla nasıl konuşuyorsun?!"

"Küçülsün de cebime girsin. Yirmi sekiz yaşında "

Annesi ve babası yeni bir didişmenin içine girdiğinde koşar adım bahçeye çıktı. Karavanına atlayıp direksiyonuna sarıldı.

"Ben de seni özledim bebeğim. Uzun yola hazır mısın? Haydeeeee!"

Arabayı hareketlendirip yola çıktığında aynadan bahçe kapısına yaslanmış kendisine el sallayan annesine ve ona ardından sarılmış babasına bakıp gülümsedi, aynadaki görüntülerine öpücük attı.

Yedinci kez karavanla yolculuğa çıkıyor olmasının heyecanı ilk günkü gibi damarlarından vücuduna yayılıyordu. Yolculuk için hazırladığı müzik cd lerinden birini teybe sürdü. Trafik kadar ağır akan müzikle parmakları direksiyonda ritim tutturdu.
Yolları güneye uzarken bilinmezliğin gizemi yine sarıyordu onu. Kesikli beyaz çizgilerin ayırdığı yollarda tanıdık görüntüler azalırken sadece benzer oluşlarına gülümsedi. Çünkü bu, yeni diyarlara tekerlerinin izi çoktan bulaşmış işaretti.

Öğleye doğru çıktığı yolda güneş tepeden kayarak yolu gün batımına yarılamıştı.
İnsanoğlu ihtiyaçlarla eksik ve acizdi.
Bir şeyler atıştırmak üzere bir benzinlikte durduğunda kontağı kapatıp arabadan indi. İhtiyacı olan çok şey arabasında mevcut olmasına rağmen, annesi sağolsun, yine de canı farklı bir şeyler çekiyordu. Belki de ilk molasında anne yemeği ile duygusal anlar yaşamak istememişti. Ya da her şeyinin olduğu bir anda canı illa ki olmayanı çekmişti. Benzin istasyonunda arabasının deposunu ve kendi karnını doyurduğunda direksiyon sallamaktan uyuşan adaleleri kendine gelmişti.

Seninle Böyle Güzel. .《 2Shot 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin