Kapıyı açıp hızla dışarı çıktı. Annesinin ona kızması onu çok üzmüştü . Evden çıkıp evlerinin hemen yanındaki parka gitti ve banka oturdu . Annesine olan siniri yatıştıktan sonra eve gitti . Annesi kalp hastasıydı fakat onun bundan haberi yoktu . O akşam çok üzülen ve sinirlenen annesinin durumu gece ağırlaştı ve birdenbire kriz geçirmeye başladı. O yatağında mışıl mışıl uyurken annesi odasında ölümle pençeleşiyordu.
Sabah uyandığında her sabah hazır olan kahvaltının olmadığını farkedince annesinin odasına doğru ilerledi . Annesinin ona sinirden dolayı kahvaltıyı hazırlamadığını düşündü. Kapıyı açtığında hayatında görmek istediği son sahneyle,o kötü durumla karşı karşıyaydı . Annesini ölmüş bir şekilde gördü ve sanki başından aşağı kaynar sular döküldü. Elleri ayakları tir tir titremesine rağmen annesine yardım etmek istedi .O anda evdeki tek telefon olan eskimiş bir ev telefonundan 112 yi aradı ve yaklaşık yarım saat sonra gelen ambulansla birlikte bir devlet hastanesine gittiler. Hemen hemşireler ve doktorlar müdahale ettiler ama zaten ölmüş olan annesi için yapılacak hiçbir şey kalmamıştı. O gün, ondan hiçbir şeyi saklamayan annesinin kalp hastası olduğunu öğrendi. O gece yalnız başına, 1 haftadır annesinin ona verdiği ve hiç harcamadan biriktirdiği parayı yani 3 lirayı alıp bir dolmuşa binip eve gitti. Geceyi korka korka ve ağlayarak geçirdi, birden uykuya daldı . Ertesi günün sabahında her sabah hazır olan kahvaltıyı yine hazır olarak görmeyince aklına o kötü an geldi ve annesinin odasına girip ağlamaya başladı . Bu onun ilk kaybı değildi .
Yıllar evvel bir gün annesi , babası, kız kardeşi ile hep birlikte bir tatile giderken içi yük dolu olan bir tırla çarpıştılar ve o gün de babasını ve kız kardeşini kaybetti...
O gün babasını ve kız kardeşini kaybetmesinin nedeni o olduğu için bugün de kimsesiz yaşamaya mecbur kalmıştı. O küçük bir çocuk olduğu için anlamadığı arabanın frenlerini bozdu ve arabanın freni tutmadığı için babası ve kız kardeşi öldü. Bunu öğrenen annesi ise üzüntüsü ve sinirinden dolayı kalp krizi geçirdi. Yani Çınar bir katildi . Hem de ailesinin, tek sahip olduğu şeyin ,kendisinden dolayı artık sahip olamadığı şeyin katili o.
Çınar 'ın babası aslında çok zengindi. Ama ölmeden kısa bir süre önce bir borç batağına girmişti. Öldükten sonra da borçları Çınar ve annesine kaldı. O günlerde hiç parası olmayan kocaman evlerinden sadece birkaç parça eşya kalan annesi , eşinin bir iş adamı arkadaşının yanına gitti ve yardım istedi .Babasının arkadaşı ise bir miktar para verdi ve annesi bir ev tutup yatak ve koltuk aldı. Daha sonra kızının ve kocasının ölümüne o zamanlarda 4 yaşında olan oğlunun sebep olduğunu öğrenince de üzüntü ve sinirden dolayı kalp krizi geçirdi.
Şimdi bugüne dönelim. Yani Çınar 'a. Bugüne bakacak olursak ortada kocaman bir yalnızlık ve pişmanlık söz konusu. Yani aslında geçmiş hala Çınar için geçmemiş. Evinin önüne geldiğinde o kötü manzarayla karşı karşıya kaldı. Bir an yanlış eve geldim diye düşündü ama sonradan dışarıya atılan eşyaları görünce aklı başına geldi. Evin önünde duran ev sahibinin yanına gitti ve neden eşyalarının atıldığını sordu. Ev sahibi se kirayı odemediklerinden dolayı evi boşalttığı söyledi. Elinde ne parası,ne de gidecek bir yeri olmayan Çınar bir başına düştü yollara ...
Biraz yürüdükten sonra bir grup sokak sanatçısı gördü. O kadar susamış ve yorgundum ki neredeyse bayılacak gibi duruyordu. Dayanamayıp gitti ve şarkıcıların yanına ,bir kenara oturup dinlenmeye başladı. Aklında her zamanki gibi yine katili olduğu ailesi vardı. Biraz zaman sonra müzik sesi bazı insanları onlara doğru çekti başlarında onlarca insan toplanmaya başladı. Kimileri şarkı söyleyenin kimileri ise sokak sanatçılariyla birlikte olduğunu zannettikleri Çınar 'ın önüne attılar paraları. Birkaç şarkı sonunda insanlar dağıldı ve Çınar da kalkıp gitmek istedi. Ayağa kalktı ve önündeki paranın tümünü alıp şarkıcılara verdi . Sanatçılardan biri ise çocuğun halini görüp ona acıdı ve paradan az bir miktar alıp ona verdi. Bu para karşısında çok sevinen Çınar adama teşekkür etti ve yoluna devam etti. Biraz daha ilerledikçe sonra yol ikiye ayrılıyordu. Bu yolun ikiye ayrılması ona bişeyi hatırlattı.
Seneler önce kaza yaptıkları zaman da bir yol ayrımı olduğunu ve babasının sağ taraftan gitmeyi tercih ettiğini hatırladı.
Bütün gün oynayarak ve birbirlerini tanıyarak geçti ve yavaş yavaş hava karardı. Çınar her gün bu delikten ,bu dört duvardan çıkacağı günü düşünüyor ve burdan bir an önce kurtulmak istiyordu.