Karanlık Denizler

Ölü Çocuk

Sadece bir gece oldu ama o gecede çok şey oldu. Mesela ikinci bir ceset. Sanırım bu sefer James ve  çocuklarının başı dertteydi.

Evet...
Çocuğu öldüreceklerdi ama her şeyin bir sırası vardı. Üstelik çocuk kendisi ölmüştü.

YOKSA KENDİNİ Mİ ÖLDÜRMÜŞTÜ?

James şok geçirdi. Denize atsalar, bulurlarmıydı?

Yooo deniz iyi bir fikir değildi.
Çocuk kendini geminin kesici yanı olan demir kancaya boğazını bilerek dayayıp bilerek kesmişti.
Jasmine uzun bir çığlık attı.

James aşağıya büyük bir korkuyla indi.

_ Eyvah korktuğum başıma geldi. Hangi akla hizmet kızımı bu katilin yanına bıraktım.
Oğlumu kaybettikten sonra nasıl tekrar aynı hataya düştüm?

Aşağıya indiğinde sandığından farklı bir şey görmüştü.
Kızı ise ağlıyordu.

_ Kızım neden ağlıyorsun ? Yoksa Richard ' ı sen mi öldürdün?

_ Hayır baba. Richard kendini öldürdü.

_ Adi pislik. Kendisine ne yapacağımızı anlamış olmalı.

_ Hayır baba o bir MELEK Ti
Biz bir haksız ve masum birisini kaçırıyorduk.Bana evlilik teklifi etti. Ben hayır deyince boğazını kesti.

Jasmine tekrar hıçkırıklara boğularak ağlamaya devam etti.
Kardeşleri ve babası çok şaşırdılar.
Kafkasya 'ya geldiler.
Önce çocuğu ortadan kaldırmak gerekiyordu. Öylece götürürlerse kanlı kanlı herkesin dikkatini çekerdi.
James endişeliydi. Jeremmy korkmuştu:

_ Bence onu zamanında denize atmalıydık.

John:

_ Evet doğru söylüyor. Onu denize atmalıydık. En azından şimdi ayrı bir plan yapmamız gerekmezdi.

James kaşlarını kaldırdı ve ;

_ Ne planı yapmamız gerekiyor?
Yapacağımız şey ortada . Kimseye görünmeden bu gemiden kaçmak.

Jannet :

_ yaa . Karanlıktan faydalanabiliriz. Sabah olmasına iki saat var. Zaten geldik.

_ Evet benim akıllı oğlum. En azından aramızdan birinin aklı o kadar travmadan sonra çalışabiliyor. Gözlerim doldu, ağalayacağım şimdi.Ben hiç akıl edememiştim zaten.
John ve jeremmy gülerken James daha çok sinirleniyordu.

_ Yeter artık. Elinizi çabuk tutun. Madem karanlık bizim için çok iyi bir fırsat o halde değerlendirelim.

Hep bir ağızdan çocuk gibi tamam dediler.

James çocuğu almak için aşağıya indi ama çocuğun yüzüne BAKAMIYORDU.

Çünkü çocuk ona o kadar çok BENZİYORDU ki sanki kendi çocukluk cesedi gibiydi.

Yapamadı..... Gözleri doldu....

Çocuğu ortadan kaldırmayı, John ve jannet üstlendi.

Çözüm çok kolaydı.

" Onu yakmaya karar verdiler. Küllerini de denize atmaya karar verdiler."
  Diğerleri, eve dönmek için hazırlık yaparken , James erzak almak için bir markete gitmişti.
Geldiğinde rıhtımdan çıktılar. Denize doğru açıldılar.
Herkes geminin ortalarına dizilmiş oturuyordu. James karşılarına oturmuş. Hep beraber düşünüyorlardı. Şimdi ne olacaktı ki?

         Karanlık olmuştu. Kış soğukları
Kuzey de poyraz rüzgârlarıyla göstermişti kendini. Karanlık denizin ortasında bu fırtına baş göstermişti.
James , yönü artık kontrol edemiyordu. Gideceği yönde doğru çeviriyor ama her defasında geminin direksiyonu tam tersi yönünde hareket ediyordu. James artık pres etmeye karar verdi ve geminin küçük kulübe gibi olan evine girdi. Çocuklarıyla beraber . James eve nasıl girdi kendiside bilmiyordu. Çocuklarla beraber bir sağa bir sola doğru sallanıyordu. Hepsi bir yere tutunmaya çalışıyor , tutunamayanı tutmayı başaran biri tutuyordu.....

Sabah kalktıklarında fırtına sona ermişti. James ilk uyanan oldu.

_ yo yo hayır olamaz.

Hemen koşarak dürbünün yanına geldi ve baktığında panik yapması bir oldu.
Okyanusa gelmişlerdi. İngiltere ' ye doğru gidiyorlardı. Yani onlara göre.
John geminin diğer tarafından babasına bağırmaya .

_ Baba buraya çabuk gel. Gözlerine inanamayacaksın.

_ Ne oldu? Bir macera daha yaşamak istemiyorum.

_ Yoo ondan ya da onun gibi bir şey değil.

_ O halde gözlerime inanamayacağım şey de neymiş?

_ Bu justin İle ilgili.

Bütün herkes justin in adını duyunca koşarak geldiler.

Büyük bir şaşkınlık yaşadılar. Bu justin ' in gemisiydi.
İçinde ona ait eşyalar vardı.

Çocuk aynı zamanda bir yabancıydı. Justin ona zaten inanmamıştı . Richard , justin ' i babasına götürmek için onu kandırmaya çalışmış ama Justin geminin battığına inanmayınca
Ona yalan söylemişti sonrada onu öldürmüş......

James ' ın gözleri doldu. Geminin içine ve sonrada küçük evine girdiler.
Koltuğun üstünde çantası duruyordu.
Gemi, okyanusun ortasındaydı. Yüze yüze İngiltere ' ye kadar kendisi gelmişti ama içinde justin yoktu. Gemi amacına ulaşmış ama Justin amacına ulaşmadan ölmüştü.

Koltuğun üstündeki çantanın içini karıştırmaya başlamışlardı.
Bir defter çıktı içinden defterin anahtarını açıp içindekileri okunmaya başladılar.