Günler su gibi akıp geçti, bu gün cuma ve yarın benim 17. yaş günü partim.Çok kişi çağırmayı planlamıyorum kalabalık ortamlarda bulunmayı sevmem.Sadece Jessica ve Joseph'i çağıracağım.
Jessica'ya söylemiştim zaten o biliyor, fakat Joseph'i çaldırıyorum açmıyor.Acaba ne oldu? Son kez aradım, açtı.
-Kızım iki saattir arıyorum niye açmıyorsun?
-Lovabodaydım Nicky telefonda bağırma.
Kıkırdadım,
-Tamam herneyse, yarın doğum günüm ve 17. yaş günüm kanatlarımın rengini belirleyeceğim gün.Sadece en yakın iki arkadaşımı çağıracağım, kalabalığı sevmediğimi bilirsin.Sen ve Jessicayı çağırdım.Saat 1de bizim evde ol.Çok eğlenicez.
-Aa unuttum! 17. yaş gününde kanatların renklenecekti değil mi! Çok heyecanlı!Tabikide gelirim.
-Bide söylemeyi unuttum, yatıya kalıyorsunuz.Pazartesi okula beraber gideceğiz.Pazartesi akşamı servisle evlerinize dönersiniz.
-Olur birtanem.Ama benim şimdi işim var çok konuşamayacağım, görüşürüz.
-Peki tatlım öptüm, deyip kapattım.
Alarmla uyanmak büyük bir işkence fakat doğum günüm ve erken kalkmak zorundayım o yüzden alarma bu sefer vurmadım.Kalkıp üstümü çıkardım ve Mor bir tişörtün üstüne kadife yeleğimi giydim ve altıma da kot şortumu geçirdim, hafif bir makyaj yaptım ve aynanın önünde saçımı tepeden toplarken acaba kanatlarım hangi renge bürünecek diye düşünüyordum. İşim bittiğinde boy aynasında kendimi baştan aşağı süzdüm, çok güzel görünüyordum.
Aşağıya inip kahvaltımı ettim ve biraz televizyon izledim.Sonra kapı çaldı.Saate baktım saat daha 12.00 dı.Niye erken gelmiş olabilirler ki?
Kapıyı açtığımda karşımda siyah bir taytın üstüne su yeşili bir bluzu harika kombin etmiş Jessicayı gördüm.Elinde büyük bir poşet vardı, büyük ihtimalle doğum günü hediyem (!)
-Jess çok güzel olmuşsun, içeri gir.
-Yani güzel olmasaydım dışarıda mı kalıcaktım? dedi ve biz apartmanı inleten bir kahkaha attık. Sonra birlikte içeri geçtik.
-Canım benim doğum günün kutlu olsun, hadi şu renkli kanatlarını göster dedi ve kıkırdadı.
-Bakıyorum da çok neşelisin Jess?
-En iyi arkadaşımın doğum günü tabikide neşeliyim, ama istersen ağlarım doğum günü çocuğu?
-Saçmalama, dedim ve tebessüm ettim.
-Erken geliyim dedim, süslemene falan yardımcı olurum diye,ee balonlar nerde?
-Ne balonu, ne süsü? Üç kişi olacağız, kalabalıktan hoşlanmam ben.
-Aaa doğru unutmuşum.
-Zaten sırrımı bi sen bir de Joseph biliyor, kalabalık olsaydık kanatlarımı gösteremezdim ki.
-Ee değiliz, göstersene Nick merak ettim.
-Bende bakmadım daha Josephi bekleyeceğiz.
-Tamam,gel senin odana gidelim.
Jessicayla biraz odamda konuştuk sonra zil çaldı kapıyı açtık, Joseph gelmiş. Oda kırmızı kazağının altına giydiği kot pantolonla çok güzel görünüyordu.Yaptığı profosyonel makyaj esmer yüzüne çok yakışmıştı.Aramızda en süslü kişi Josephdi.
-Neden doğum günü kızından daha güzelsin dedim ve gülmeye başladık.
-Hayatım, ben ne kadar süslenirsem süsleniyim senin kadar olamam,saçmalama.
-Teşekkür ederim tatlım içeri geçsene.
Hep birlikte içeri girdik ve tatlı bir sohbet başlattık.Sonra hediyeleri açtım.Joseph bana straplez siyah payetli bir elbise almıştı, gerçekten çok beğenmiştim.Josy'me teşekkür ettikten sonra Jessica'nın hediyesini açtım. Bana Demi Lovato albümü almış, çok sevindim ve ona da çok teşekkür ettim.Sonra beraber muzlu pastamdan yedik.Muzu çok severim.
Günün sonunda beraber kanatlarıma baktık.Günün en kötü bölümü buydu.Çünkü kanatlarımın rengi siyahtı!