1.Bölüm: İş Görüşmesi

93.8K 473 133
                                    

Multimedya: Elis Polat

***

Sabah dürtülerek uyanmanın iğrençliğiyle gözlerimi açıp, ev arkadaşım olan Alex'e bakmaya başladım.

''N'oluyor bee ''

''Artık para istiyor ben, sen beni kandırıyor bana para vermiyor, evden gidecek sen, ben başkasını bulacak.'' sinirle yataktan kalkıp Alex'in saçından tutuğum gibi odadan çıkardım.

İstenmediğim yerde bir dakika bile durmam.

Büyük kol çantasını yan taraftan çıkartıp, kıyafetlerimi ve bir kaç ayakkabımı içine yerleştirip, giyecek bir kaç kıyafeti yatağın üzerine koydum. Üzerimdeki askılı pijamadan kurtulup yatağın üzerindeki siyah kot ve kırmızı tişörtü üzerime geçirip, sandalyenin üzerinde asılı duran ceketimi giydim. Alex'in bana verdiği tuşlu telefonu cebime atarak elimdeki valizle odadan çıkıp, hışımla kırık dökük evden çıktım. Çantamın ön kısmında duran 200 TL'yi cebime sakladım. Alex'ten çalmıştım.

Sabahın erken saatler olduğu için sokakta kimsecikler yoktu ve ben nerede kalacağımı bilmiyordum. Karnımın guruldamasıyla pastaneye gidip dışardaki sandalyeden birine oturdum. Yanıma gelen kızla gülümsedim.

''Ne alırdınız?''

''Bir sade poğaça, çay ve iş ilanı için gazete.'' kız başını sallayıp yanımdan uzaklaştığında, siyah deri ceketimin önünü kapadım. Hava soğuktu ama içerde de oturmak istemiyordum, çünkü içerisi erkek kaynıyordu ve şuan savunmasız bir haldeyim.

Siparişleri getiren kıza teşekkür etme gereksimi duymadan poğaçamı yemeğe başladım, ara ara çayımı içerken gazeteyi elime alıp iş ilanları olan bölümü açtım.

Köpek gezdirme ✘

Dadılık✘

Sekreter✘

Hizmetçi ✔

En sondaki iş ilanı güzel gelince telefonumu çıkartıp numarayı aradım. Bir kaç çalıştan sonra açılan telefonla kapa bir ses duyuldu.

+Ne var

-Merhaba iş ilanı için aramıştım ben...

+Birazdan göndereceğim adrese gel!

Diyerek yüzüme kapatılan telefonla yüzümü buruşturdum. Ne kadar kaba bir adamla konuşmuştum sahi az önce ben. Garsonu yanıma çağırıp cebimden bütün 200 TL 'yi kıza verdim. Parayı ilk inceleyip içeriye giderek, kasaya koyup para üstünü geri getirdi. Gelen mesaj sesiyle mesaj kutusunu açtım. Bilmediğim bir adresti en iyisi taksiye binmekti.

Kızın elinden paramı alıp valizimi de alarak pastaneden çıkıp ilerideki taksi durağına ilerledim. Boş olan taksiye binip valizimi yanıma koydum.

''Nereye kızım?'' 70 yaşlarındaki adamın sorusuyla elimdeki telefondaki adresi adama gösterdim. Adam başını sallayıp yola koyulduğunda, kafamı cama yaslayıp güzel İstanbul'u izlemeye başladım. Yağmur başlamış denizdeki dalgalar artmıştı. Hep denizlerindeki dalgaların sebebini yağmurda suçlu bulmuştum. O yağmurda dalgalar hırçınlaşıyor ve deniz kayalara çarparak canı acır diye düşünür bu yüzden yağmuru hep suçlar ve sevmezdim.

Benim de canım çok acıyordu, babasız annesiz büyümek kolay mı zannediyorsunuz siz, daha yeni doğmuş bir çocuğu hangi anne baba caminin kapısına bırakırdı ki. Çok mu ağlamıştım, yoksa çok mu emiyordum yada çok mu pis bir kızdım neden bırakmışlardı? Peki beni caminin hocası getirip yetimhaneye bırakmasaydı ne olacaktı? Orada ölecek miydim?

Sexy Hizmetçim +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin