-1-

28 4 5
                                    

'Ben hâlâ sendeyim. Sensiz o kadar bensizim ki! Ama artık gökyüzü olsan kafamı kaldırıp bakmam. En güzel ben sevmiştim seni, en güzel de sen gittin benden. Sessizliğim bi çığlıktı. Hepiniz mi sağırdınız!? Sende sağırdın işte! Duyamadın! Ben senin için ağladım! Senin için... Ama sen bunuda duymadın! Aptal! Herkesten kaçıp sana sığındım ben! İçim gidiyor, sen gitmiyorsun. Hayat bir film ise... Sen en güzel sahnemsin. Ben sende tutuklu kaldım. Kendini yıldız sanan sokak lambası gibisin! Varlığın, yokluğun... Her bi bokun bana zarar! Bu aşkın sonu, bir çıkmaz sokak. Bi tabut düşün. İçinde ben, içimde sen. Yok yere gittin! Boş yere gelme! En iyi ilaç ellerindi. Ne yazık ki o'da gitti. Bu saatten sonra sende fırtına bile kopsa, bende yaprak oynamaz! Sessizliğini dinle. Söyleyecek çok şeyi var. Bana demişlerdi "Aşk bi boktur çek sifonu kurtul!" diye. Ama ben dinlemedim. Sen benim yerde bulduğum gökyüzümdün. Dün fırtına kopardın. Yerleri sel, gökyüzünü kapkara yaptın. Kendim paramparçayken, seni toparlamaya çalıştım ben.Ama... Kim Taehyung. Yinede seni seviyorum!
Sevgiler: Min Seo....'

Mektubu sesli bi şekilde okurken onu düşündüm. O güzel yeşil gözlerini, tatlı saçlarını, o muhteşem gülüşünü...

"Tae? TAE!?"

"E-e-e-efendim?!"

"İyi misin Taehyung?"

"Ha? Şeymm. Evet."

"Elindeki şey ne?"

"S-sadece.... Coğrafya ödevim."

"Peki... Yarın görüşürüz."

"Tamam."

Jungkook ile herşeyi konuşabilirdim. En iyi dostumdu.

Min Seo?! Okulun merdivenlerinden gülerek arkadaşlarıyla iniyodu. Ona baktım. Hâlâ aşıktım ona. Tamam eşeklik ettim ama... Beni görünce yüzündeki mutluluk ifadesi çöktü. Yerine, kin, nefret, hayal kırıklığı ve hüzün konmuştu.

KARAMELLİ MİLKSHAKE'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin