Bölüm 1:
Güzel görünen bir yaz sabahıydı. Bir cinayet için fazla güzel bir gün... CBI ekibi cinayetin bulunduğu mekandaydı. Saat 13.00'ı gösteriyordu. Evli bir çiftin kızı fena halde katledilmişti. Cinayetin sorumlusu aranıyordu. Hemen yan komşunun oğlu gözaltına alınmıştı. Suçlunun o olduğu düşünülüyordu ancak henüz itiraf etmemişti. Kürsüde kızın annesi ve babası olan çift belirdi. Baba konuşma yapıyordu. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta şuydu: Bayan kocasından uzak durmaya çalışıyordu. Bu Patrick'in dikkatini çekmişti. Evli çiftin evine girdi, kendine dolaptan birkaç malzeme bularak sandeviç yapmaya koyuldu. Bir yandan da çay koymuştu. Bu sırada bayan içeri girdi:
- Sen de kimsin?
- CBI danışmanı Patrick Jane. Size yardımcı olmak için buradayım. Bir fincan çay alır mıydınız?
Çekinerek olur anlamında kafasını salladı bayan.
- Yorgun olmalısınız. Oturmak ister misiniz?
- Evet bu iyi olabilir.
- Eşinizle sizi kürsüde izliyordum. Emin olun şuan ne hissettiğinizi çok iyi anlıyorum.
- Hayır, bu konu hakkında hiçbir fikriniz yok. İnanın.
- İnanıyorum, biliyorum. Biliyorum ve yardım etmek istiyorum.
- Bana yardım edemezsiniz. Siz, ne biliyorsunuz ki?
Patrick güldü.
- Her şeyi. Örneğin, kayaktan hoşlanıyormuş gibi yapıyorsunuz değil mi?
- Evet ama...
- En iyi arkadaşınız yakın zamanda kilo aldığı için hoşnutsunuz. Yaklaşık 5 kilo. Gençken keşke daha maceracı olsaydım diyorsunuz. Hindistan'ı seviyorsunuz, ama daha önce hiç gitmediniz. Uyuma güçlüğü çekiyorsunuz. En sevdiğiniz renk ise mavi.
- Anlamıyorum.. Siz.. Siz bir medyum musunuz?
Tekrar sırıttı Patrick
- Hayır. Sadece dikkat ediyorum. Önceden medyum numarası yaparak güzel bir hayat yaşıyordum. Size bunu söylüyorum, çünkü bilmelisiniz ki benden bir şey saklamanızın bir manası yok.
- Saklamak mı? Neyi?
- Kocanıza baktığımda ne görüyorum biliyor musunuz? Sıcak, sevecen, cömert bir adam görüyorum. Belki biraz kibirli, bencil, kontrol eden ama iyi bir adam.
- Evet.
- Peki o zaman neden kızınızı onun öldürdüğünden şüpheleniyorsunuz?
- Şüphelenmiyorum.
- McCluskey (Komşunun çocuğu) öldürdü.
- Evet, polisin dediği öyle. Ama yanıldıklarını düşünüyorsunuz. Neden?
- Ben, bilmiyorum. Bilmiyorum...
- Anlatın bana.
- Geçen sene onlar... Birbirlerine karşı tuhaftılar. Her ikisi de ortada bir sorun olduğunu kabul etmiyordu ve sanırım... Sanırım bir keresinde bana anlatmaya çalıştı ama ben...
Gözyaşlarına boğuldu zavallı anne.
- Öldürüp öldürmediğini sordunuz mu?
- Ne diyecek ki?
- Kadınların çoğu, kocaları yalan söylediğinde anlayabilirler.
- Evet, dedi düşünceli bir şekilde. Çay istemiyorum. McCluskey öldürdü ben...
- Belki.
- Sizde mi onun yaptığını düşünüyorsunuz?
- Bir annenin içgüdülerine güvenirim.
Bu sırada bayanın eşi eve girdi.
- June? Oh, çok şükür buradasın.
Bu sırada Patrick'i gördü.
- Merhaba, sen kimsin?
- Ben polisim. Kızınızı siz mi öldürdünüz?
- Bu ne cüret!?
- Size basit bir soru sordum efendim. Kızınızı siz mi öldürdünüz?
- Hayır, kızımı ben öldürmedim! Şimdi evimden defol git!
Bu sırada bayan gözyaşlarına boğuldu. Eşi sorununu öğrenmek istiyordu.
- June? June neyin var?
Sonra Patrick'e döndü.
- Rozetinden edeceğim seni!
- Masum biri çoktan yüzüme yumruğu indirmişti, dedi Patrick sakince. Baba çok kızmıştı.
- Hayatını karartacağım senin! Buraya geliyorsun, karıma yanaşıyorsun, sorun çıkarıp..
Eşine döndüğünde bayan çoktan tabancasını çıkarmıştı bile. Adam ellerini kaldırdı.
- June? June hayatım lütfen.
Tak! Tak! İki el mermi sesi duyuldu ve kadın kocasını vurmuştu. Dışarıdaki polisler mümkün olduğu kadar hızlıca eve doluştu. Patrick ellerini havaya çoktan kaldırmıştı. Kadın sakince bahçeye çıktı. Hala ağlıyordu. Polis şefi olan bayan da onunla beraber çıktı.
- Bayan Tolliver, Bayan Tolliver lütfen bekleyin...
Böylece bu cinayet çözülmüştü...
Bölüm 1 sonu.
Yazar: Efnan Berk KUDU