~2~

20 1 1
                                    

  Daha sonra kendime gelip yola odaklandım.Derin'i kendi evine bırkatıktan sonra eve geçtim annemin sorgularını kaldıramayacağımı anlayıp hızla odama kaçtım.Yatağıma yayılıp tavanı izlemeye başladım.Gözlerim kapanmak bilmiyordu gece uzundu.

   O gece hiç uyumamıştım.Haliyle sabahta kalkamamıştım.Uyumamamın tek nedeni vardı.O çocuk...Daha adını bile bilmiyordum.Zaten merak ettiğimde buydu.Adı neydi?

     Uyandığımda gözlerimin altı mosmor olmuştu.Çok makyaj yapmayan ben bu sefer göz altlarını kapatabilmek için dünya kadar göz altı kapatıcısı uygulamıştım.Artık bir şeye benziyordum ama hala gözlerimden uyku akıyordu.Bir saniyede olsa"Gitmesem mi?" diye düşündüm.Sonra bu ismini bilmediğim güzel gözlü,taş gibi olan çocuğu görme isteğim aklıma geldi.Ne olursa olsun gitmeliydim o okula...Elimi dolaba attığımda ne geldiyse üstüme geçirdim.

   Okulun kapısından içeriye girdim ve birde baktım ki Derin yine Doruk'a gözlerini dikmiş,ellerini çenesinin altına almış ve "Off!" diyordu.Doruk yakışıklı ve çapkın bir çocuktu.Derin ile arasını çok yapmaya çalışmama rağmen bizim çapkın taş gibi hatuna bakmadı...Çocukluk arkadaşımı tanıyorsam Doruk pek belli etmesede bence o da Derin'e karşı bir şey hissediyordu.

   Derin'in yanına doğru giderken arkamdan Açelya koşa koşa geldi,"Masal,şu senin dün gözlerine bakmaktan kendini alamadığın çocuk Uras'ın en yakın arkadaşıymış."dedi.Eline elma şekeri verilmiş çocuk gibi el çırptım Uras,Açelya'nın sevgili olduğu için Açelya'dan küçük bir ricada bulunup Uras'tan çocuğun ismini öğrenmesini istedim.Açelya'nın bunu başarabileceğine pek emin değildim.

      Koşarak Urasların yanına gitti.Bende Derin'in yanına geçtim.Gözüm Açelya'daydı.Derin pek de konuşacak havada olmadığını anlayınca ağzımı açmadım.Açelya orda kahkalarla gülerken ben burda diken üstündeydim.Bir süre sonra heykel okula giriş yapmıştı ve tahminimdeki gibi Urasların yanına gitmişti.Çardakta oturan üç beş kişi ayağa kalkıp çocukla selamlaştılar.Uras heykeli gösterip Açelya ile tanıştırdı.Açelya çocuğun elini sıktı,onlar görmeden bana göz kırptı bir süre daha oyanlandıktan sonra yanıma geldi.

    "Öğrendin mi?" diye heyecanla sordum kafasını sallayıp memnuniyetle gülümsedi."Tabi ki Adı Uzaymış." dedi.Allahım adı bile yakışıklı demek Uzay he vay be neyse Masal kendine gel Aaa hemen serdin postu...
     Derin bir süre bize bakınca olayları anlattık.Derin bizi tebrik ettikten sonra kol kola girdik ve bahçede gezinmeyi bırakıp okuldan içeriye girdik sınıf kapısından üçümüz birlikte girebiliyorduk çünkü çok seksi vücutlarımız vardı.En güzel biziz...
-Oo baya ego kastın bi egonu köşeye koy kendin ol be...
-Sana n'oluyor sen neden konuşuyorsun iç ses?Bir sus, diye azar çektim iç sesime.
Valla inanır mısınız bende bazen deli olduğuma inanıyorum kendimi bilmesem deli diyeceğim.

   Çoğu yaşıtımıza göre güzel bir cazibemiz olsada bu Uzay beyin ilgisini çekmemişti.Kızlar ben düşünene kadar çoktan sınıfa getirmişlerdi beni.Sınıfa girince gözüm arkada kulaklıklarını takmış Uzaya çarptı.Dersimiz Türk dili ve edebiyattı.Ben bu derse zorla giriyordum...Sözel bana göre değildi.Sayısal❤

      Klasik saçını uyduruktan bir topuz yapmış,üstüne otantik birkaç birşey geçirmiş bir öğretmenimiz vardı.Kapıdan içeri girip bizi selamladı.Birkaç bişey anlattı dinlememekte ısrarcı olan ben vardım.Nede olsa kızlar notları alıyor diye ben bu süreci Uzayı düşünmeye harcadım.Aslında neden onu düşünüyorum neden aklımdan çıkmıyor anlam veremiyorum.Bir insanı bu kadar  düşünmemiştim,takmamıştım.

    Ben böyle düşüncelere dalıp gitmişken bir erkek sesi kafamı kaldırmama  sebep oldu.Uzaydı bu... Öğretmenimiz onu ayağa kaldırmış soru yağmuruna tutuyordu.Zavallı öküz o da hilafsız cevap veriyordu.

   "Evet evladım senden bir Aşık veyselin dörtlüğünü dinlemek isterim" dedi öğretmenimiz Uzay'a ama elinde kalemle sıraya vurmasından hatırlamadığı belliydi bu sefer ben söze girdim.
"Gel ey aşık bu bir esrar-ı Hak'tır
Erenlerin yolu söz ile değil
Muhabbet bir ekin yeşertmek
Oğlan uşak mahbub kız ile değil"
Uzay şiiri  devam ettirmek üzere dudaklarını kımıldattı.
"Kuş misali bir çeşmeye konarsın
Acı tatlı demez içer kanarsın
Ayn-el yakın Hakk'ı gördüm sanarsın
Bu kafada gördüceğin göz ile değil"
 
    Öğretmenimiz bizi hayretle izliyordu " Bravo çocuklar bugün bu kadar yeter.Bir başka dersimize mutlaka şiirin devamını dinlemek isterim"."dedi ve masasına gidip eşyalarını toplayıp çıktı.Resmen kalbim çıkıyordu bende toparlandım.Tam çıkıyorken elime biri bir kağıt tutuşturdu.

    Elimdeki kağıtı açtım içinde "Teşekkürler,şiir için...'"yazıyordu.Gülümsedim, Derin kolumu dürttü kağıtı görmüş olacak ki " Hayırlı olsun aşk seni yaka paça tutmuş götürüyor haberin yok..."dedi.Nasıl ya? Aşka tövbe eden Masal yemini bozuyor muydu? Biran önce toparlanmam lazımdı.En azından bu kadar yayılmamalıydım.

   "Yok be Derin gaza getirip durma sende."diye azar çekerek sınıftan çıkıp garaja doğru yürüdüm.Derin arkamdan koşarak geldi " Beklesene kızım."diye seslendi.Arabamı bulup bindim ve çalıştırdım.Derinde gelip oturdu " Of be tamam karıştırmam  aklını..Nasıl biliyosan öyle yap..."dedi.Bende "Sağol" dedim.Arabayı hızlandırdım,Derin'i eve bırakıp kendimi yatağa atmak istiyordum.

   Derinlerin evin önüne gelince vedalaşıp ayrıldık.Eve doğru tam gaz sürdüm.Aramızda pek bir mesafe olmadığı için eve çabuk ulaşmıştım.Eve girip odama girdim,yatağa attım kendimi artık onu düşünmek istemiyordum.

   Ben uzun zaman kaçmıştım.Şimdi biri gelip bu yemini bozamazdı.Yanağımda hissetiğim ıslaklıkla ağladımı fark ettim ağladım,ağladım yorulmuş bedenim uykuya teslim olmak istercesine isyan ediyordu gözlerimi kapattım...

Eğer beğendiyseniz yorum yapmadan ⭐️ basmadan gitmeyin sevgilerle 💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uzaylı PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin