Bölüm-13-

55 23 0
                                    

Kashmir'in ağzından.....

Dün geceden beri azını bıçak açmıyordu, fazlasıyla suskundu.Ve bu benim hoşuma hiç gitmiyordu , bağırsa çağırsa daha az kalbim kırıldı ama bu sessizlik bambaşka , iyi miyiz? kötü müyüz? orasını defalarca sordum kendime aslında bu olayı asıl aydınlatacak olan Barun olmasına rağmen onun suskunluğu kafamda binlerce daha fazla soru ve sorun açıyor. 

Sabah olmuştu bile , yıldızlar kaybolmuş gece yok olmuştu. Pencereden dışarıya baktığımda güneş tam doğmamıştı , kırmızımsı bir renk vardı. Ne gündüzdü ne gece aynı Barun gibi. Kendime gelmek için gerildim ve yatağımın yanında duran sehpanın üstündeki , yarısı su ile dolu olan bardağı yüzüme doğru fırlattım. Bu hem kendime gelmeme yardımcı oluyordu hem de eğlenceliydi. 

Ayağı kalktım ve yavaş adımlarla merdivenlerden basamak basamak aşağı iniyordum daha doğrusu inmeye çalışıyordum, kafamın içinde depremler oluyordu sanki, tutuna tutuna aşağı inmeyi başarmıştım. Salona geldiğimde Barun kanepede uyuyordu. ortada duran büyük sehpada ona yakın içki şişeleri duruyordu.Yanına doğru yaklaştım ve Barun'u kalkması için dürtüm .Artık konuşma vakti kaç gündür hem sustukça bana zarar veriyor hem içtikçe kendine!

Dürttüğüm de kalkmamıştı , birkaç kez daha dürttüm ama hala uyanmıyordu. Şimdi bu içki şişlerin bir tanesini kafasına geçirmek vardı ama işte kıyamıyorum!

Mutfağa gidip su bardağının yarısına kadar su doldurdum ve içeri geçip uyu suratına fırlattım. Su suratıyla birleşince aniden ayağı kalktı ve eliyle yüzünü ovuşturdu , alnına düşen saçlarını geriye doğru parmaklarının arasından geçirdi. Bu fazlasıyla çekiciydi ama ciddiyetimi bozamazdım. Bugün her şey konuşulacak! 

 Barun şaşkınca bana bakıyordu ama hala konuşmuyordu. Pekala! o zaman ben konuşurum. Suratına baktım ve iç çekerek :

-Amacın ne ?

Barun tek kaşını kaldırdı ve :

-Benim amacım sensin. 

Dedi ve sırıtmaya başladı. Çıldırmak üzereydim, gayet sakin bir şekilde:

-Ben ciddiyim Barun! Bugün bir karar vermemiz lazım bu belirsizlikten bıktım!

Barun parmaklarını saçlarının arasından geçirdi , bence bunu bilerek yapıyor sırf dikkatimi dağıtmak için! Barun tek kaşını tekrar kaldırdı ve:

-Pekala konuşalım , en baştan! O ofis arkadaşın ne boksa sana çiçek göndermesini hatta üzerindeki notu da konuşalım! 'Dün gece çok güzeldin' yazısını! konuşalım sevgili karıcığım.

Bu söyledikleri ağrıma da gitse benimle konuşması mutlu ediyordu beni.

Derin bir nefes alarak sakin bir şekilde:

-İlk olarak o bana çiçek gönderdi notları falan o yazdı! Bunu yapmasında benim ne suçum var?

Barun gözlerini hafif kıstı ve:

-Çiçekleri alır almaz iş yerine gittin mesela! Teşekkür dileklerini iletmek için mi gittin? yoksa o geceyi tekrar yaşamak için mi? 

Bu söylediklerinden sonra kaşlarım aniden çatmıştı, istemsizce ayağı kalktım ve:

-Oraya hem istifa etmek için hem de o pislik adama haddini bildirmek için gitmiştim! ama senin bana o kadar güvenin kalmamış ki gelip bana sormuyorsun bile! hatta açıklamama izin vermeden kendi kafanda bana iğrenç şeyler yakıştırmışsın! 

Barun söylediklerimi haklı ve mantıklı bulmuş olmalı ki ayağı kalktı ve gözleri melül melül pişman şekilde bana bakıyordu. Suratıma baktı ve :

Sol Yanım❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin