Sabahın ilk ışıklarıyla kendimi annemin cansız bedeninin üzerindeki tabuttan kaldırıp etrafıma baktım.Lisenin ilk günüydü.Siktiğimin lisesi.Tüm yıl boyunca dışlanmak kadar lanetce birşey yoktur sanırım.Altıncı sınıftan beri sürekli aşağılanıyorum.Dayak yiyip eve mor gözlerle,tırnak izleriyle dönüyorum.Ama bu sene öyle olmayacak.Kendimde birşey farkettim.Farklı birşey bu.İçimden kopan fırtınaları dışa vuran gizli bir güç.Eşyaları kaldırıp,yerlerini değiştirebiliyorum.Fakat bunu kimse bilmiyor.Zaten arkadaşım bile yok.Dizlerimin üzerinden destek alıp havaya kalktım ve yukarı çıktım.Gözlerimin altındaki morlukları gizlemek için biraz kapatıcı sürüp çantamı aldığımla bir kendimi dışarı attım.Okul geçidi boyunca yürüyüp okulun kötü bahçesine girip gözlerimi insanların üzerinde gezdirdim.Yürürken bugüne kadar annemle yaşadığım anıları gözümde canlandırdım.Öyle dalıp gitmişim ki aptal bir çocuğa çarptığımı bile görmemiştim.Benimle konuşmaması için dua ediyordum.Tabii onun okulun popüler çocuğu Zayn Malik olsaydı.Bingo bu Zayn.
''Carrie.Kitaplarım.Sendeler.Ver onları bana.'' Elini uzatıp kucağımdaki kitaplarını çekiştirdi.
''Ah üzgünüm.'' Geçiştirmeye çalışarak hızla verip yürümeye başladım.Sınıfa girdiğimde tamamen hayatları benimle uğraşmak olan Sue,Chris ve Amelia'yı gördüm.Başımı sallayıp yerime oturdum.
''Carrie.Bugün yüzme dersi var ve kimse senin derse gelmeni istemiyor.''
Beynime sıçrayan kanla gözlerimi Chris'e çevirdim.Ne demekti bu?
''N-neden? Yine ne yaptım ve benim haberim yok.''
''Ah tatlım.Kimse seni sevmiyor.Bu okulda olmayı haketmiyorsun.'' Gülüp geri çekildi.Omzumu silkip en arka sıralardan birine oturup kendimi dış etkilere karşı kapatıp sınıftakileri izlemeye başladım.
Saatime baktığımda tam yarım saat olmuştu bile.Kıpırdanıp kitapalrımı çıkardım.Gülüşerek içeri Zayn ve Lucy girdiler.Okulun popüler çifti bilirsiniz işte.Tam anlamıyla bir -saçmalık- olduğunu kabullendim.Zayn bir kaç öpücük verip elini beline koydu ve onu kendine bastırdı.Herkes onlara bakıyordu.Bu zevk veriyordu sanırım hem onlara hem izleyenlere.Benim için sadece çorbayla karımık kusmuktan fazlaı değildi.Başımı sinirle sallayıp telefonuma baktım.Sıramın üzerine bir karartı düştü.Başımı kaldırıp baktığımda bunlar Zayn,Lucy,Sue,Chris ve Amelia'ydı.Dilimin ucundaki sövgüler geri itip kaşlarını kaldırdım.
''Evet bu Carrie Zayn.Hani o sana bahsettiğimiz.'' Lucy hiç konuşmuyordu.Geride kalmış bize bakıyordu.Zayn yamuk bir gülüş takındı.
''Seni rahatsız eden bu mu Lucy?''
Ne?
''Hey bir dakika ben h-hiçbirşey yapmadım.'' Ayağa kalkıp Zayn'le aramada 30 santim bırakıcak şekilde önüne yaklaştım.Zayn biraz geri çekilip güldü.
''Hadi ama kız arkadaşımamı inanayım yoksa sana mı?''
''Bence ona seninle tekrardan yatması için ona inandığını söyleyebilirsin'' Koca sınıf avazı çıktığı kadar sesler çıkarıyordu.Hepsine kötü bir bakış attıktan sonra tekrar Zayn'e döndüm.
''Pekala Carrie.Gözüm üzerinde.'' Beni kısa bir süre süzüp dışarı çıktı.Arkasından çıkıp lavobaya girdim.Aynada kendime bakıp yanan gözlerimi durdurmak istedim ama başarısız olmanın verdiği acıyla dilzerimin üzerine düşüp hıçkırdım.Lanet olsaı okulun daha ilk gününden başlamışlardı bil.Aynaya tekrardan bakmak için kalktım.Söyledikleri yalan beynimin içinde yankılanıyordu.Sinirle elimi aynaya doğru uzatıp parçalara ayrılmasını izledim.Tam kucağıma düşen cam parçasını alıp elimde kanlar akana kadar sıktım ve gözlerimi sıkmaya başladım.Çığlığım tüm okulda yankılanıyordu.Herkes kapıyı tekmeleyip bağırıyordu.
''Cehennemde yanarak öleceksin Carrie!''
''Fahişe!''
''Sürtük!''
''Acınası haldesin Carrie White!''
Kulaklarımı tıkayıp kabinlerden birine girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born To Die
FantasyOkulun kötü çocuğu.Havalı,acımasız ve bir o kadar da iyi.Özel güçleri olan bir kızla başa çıkabilecek mi?