⬅3.Bölüm➡

197 18 11
                                    

2.Bölüm sonu
''Abi?'' İşte şimdi sıçmıştım.

Duyduğum ses ile buraya gelme nedenimi hatırlamıştım ve bir kez daha iğrenç bir insan olduğumu göstermiştim.

Önümdekine baktığımda ise gülen suratı ile bana baktığını fark ettim.Son dakikalarımın böyle geçmesi güzeldi aslında.
---

"Abi orada değil misin?" Ten hala ısrarla kapıya vururken ben dudaklarımı kemirmekten kanatmaya başlamıştım.Karşımda ki insan arkasına rahatça yaslanmış ve gülerek beni izliyordu.Tamam bu haliyle bile çok baştan çıkarıcı duruyordu.

"Biraz bekle Ten." Yumuşak sesi ile bağırdığında,kapıdan gelen ses kesilmişti.Bu sese uymaması imkansız gibi bir şeydi zaten.

Olduğum yerden doğrularak,karşımdaki yaratığın yanına ilerledim.Bu kadar rahat olmasını aklım almıyordu.Eğer şu kapıdan Ten girerse ikimizde buradan sürülürdük,en azından ben öyle olurdum o ise belki yurtdışına falan gönderilirdi.

Kulağına doğru eğileceğim sırada belimi tutması ve kendimi yine kucağında bulmam bir oldu.Bu çocuğun ciddili sorunları vardı.

''Ne yapıyorsun?'' Sesimi kısık tutmaya çalışarak kulağına doğru sinirlerime hakim olamayarak konuşmaya çalıştım.Karşılığında ise yarım ağız ile gülme kazanmıştım.

''Bu kapıyı açarsam ne olur biliyor musun?'' Hiçbir korku veya tedirginlik olmadan sormuştu bunu.-Sanırsın aşkı memnu çekiyoruz.-

''Yapma...'' İstemesem bile şuanlık bana acıyıp bir şeyler yapmasını istiyordum.

Belimi tutup bana daha iyi bir yer açmak adına hafif yerinde hareket etmişti.Gerçekten tek derdimiz buymuş gibi.

''Ben onun karşısına seninle çıkmaya varım.Peki o? bizi gördüğü an babama söylemeye hazır.Gerçekten bu kişiyi mi seviyorsun sen Lee Taeyong?'' Dediği şeylerin gerçekliği yüzüme günbegün vururken sessiz kaldım.Bu bile onun için yeterli bir yanıttı.

İçimi rahatlatan gülüşünü yüzüne kondurup,benimle birlikte ayağa kalktı.Fazla kaslı bir yapısı olmamasına rağmen beni rahatlıkla kucaklayabilecek bir gücü vardı.

Sessiz adımlarla balkona doğru ilerleyip,kapısını açtı.

''Yan tarafa atla ve diğer kapıdan çık.Şuan boş mu bilmiyorum ama Ten'den daha iyi bir seçenektir.'' Alnıma kondurduğu öpücük ile beni yere indirdi ve kapıya doğru ilerledi.

Onun kapıya doğru ilerlemesi ile bende hareketlenip balkona girdim ve arkamdan kapıyı kapattım.Ama karşı tarafa geçmeyecektim.Neden bilmiyorum ama bunu yapmak istemiyordum.Bunun yerine yere eğilip oturdum.

''Bu kadar uzun sürecek  ne yapıyordun abi?'' Sorgulayan sesi kulaklarımı doldururken lduğum yerde gerilmem bir oldu.

''Büyüklerin cinsel hayatına karışmamalısın Ten.'' Gerggin olmasam kesinlikle gülebilirdim.Şuan Ten'in suratını görmek istiyordum ama buna rağmen duyduğum sadece burma sesleriydi.Her zaman bunu yaparlardı.Ciddi bir ortamda kendilerine dalga geçebilecek bir şey bulur ve ardında bunu birbirlerine vurarak sonuçlandırırlardı.

Bir süre sessizlik olduğundan sonra Ten konuşmaya başladı.

''Taeyong yanına gelmedi mi?''

''Gelmesi mi gerekiyordu?'' 

''Sinirliydi ve senin yanına gelir diye düşünmüştüm.Başka nereye gidebilir ki?'' Sesine yüklenen 'inanmıyorum ama peki' tonu çok rahatsız ediciydi.

''Benim yanımda olmadığı kesin.Babam aşağıda mı?'' Belli etmemeye çalışsada bozulan sesi ile onunda bunu anladığını fark etmiştim.

''Evet.Bende onun yanından geliyorum zaten.'' dedikten sonra beraber odayı terk etmişlerdi.

Beni görmediği için rahatlamam gerekirken içimdeki kötü his gün boyunca gitmemişti.

------

-Günümüz-

Çünkü ne benim ne de abisinin sandığı gibi değildi.İkimizde yanılmıştık.

Biz içerde sessizce durduğumuzu sanarken o delikten bizi her saniyesine kadar görmüş ve odada kalan ikimizin ortak bilekliğini yatağın altında görmüştü.Onun dediğinin aksine babasına da yetiştirmemiş ve sonuna kadar banada söylememişti.

Her şeye rağmen yüzüme bakabilmiş,kirli olan bedenimi sanki bembeyazmış gibi sevmiş ve istemişti.Ben ise sanki o hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi yalanıma ve günahımı sürdürmeye devam etmiştim.

Şuan hatırladım da,bana bizi gördüğünü söylediğindeki surat ifaden,asla unutalacak gibi değildi.Hala beni isterken,ağlamamak için karşımda mücadele veriyordun.Abin sana bana olan hislerini anlatırken onu dinlemiyor ve gözlerimin içine bakarak olanları yalanlama mı istiyordun.Ama meleğim bunu sana yapamazdım.Yalanlamak ve oyuna devam ederek elime hiçbir şey geçmeyecekti.Suratındaki bu kırıklığı ilerde bir daha görmek istemezdim.

Şuan ise yıkılmış ve bir adet ne olduğu belli olmayan bir Ten bırakmıştım.O zamanlar ki zenginliğinin verdiği şımarıklığı ve çocuk gibi hareketlerini görmek için nelerimi vermezdim.Senin bu hale gelmeni ben sağlarkem ikimizin bulunduğu yerin yanlışlığı bile Tanrının adaletsizliği gösteriyordu.

Şuan ise yanına gelmek için adımlarımı atıyordum.Hak yerini bulacaktı sonunda.

-----------

Ay birden bölüm atasım geldi.Diğer bölümde-tabi atabilirsem- artık abisinin kim olduğunu ve Ten'in ne alemlerde olduğunu açıklarım.

Baya kısa bir bölüm oldu.Zaten bir saatlik yazdığım bir şey oldu ve bu ficin bölümlerini kısa kısa atacağımı planlamıştım başlarken.Onun için görmezden gelin simdilik dnsmsms

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Be Quiet//TaeTenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin