Eylül 14 yaşında ama aşkı yaşından çok daha büyük. Eylül okullarında bir çocuk görüyor. Bu esmer,orta boylu çocuğa karşı daha önce hiç hissetmediği şeyler hissediyor. Derslerinin beden eğitimi olduğunu düşünüyor çünkü üzerinde beşiktaşlı Quaresma forması var. Eylül bu çocuğu tanımalıyım diye düşünüyor. Bu olanları en yakın arkadaşı Aylaya anlatıyor.( Ayla esmer ve güzel bir kız ) Aylanın olaya tepkisi ise o çocuk hiç yakışıklı değil. oluyor ve Eylül çok kızıyor . Sonra Ayla özür diliyor,barışıyorlar. Sıradaki görev beşiktaşlı yakışıklının adını öğrenmek oluyor. Bir kaç arkadaşına sorduktan sonra adının Orkun olduğunu öğreniyor. Eylül daha da etkileniyor ve bunun sadece hoşlanma ya da beğenme olmadığını düşünüyor. Eve gidiyorlar. Eylül aslında tüm olanları annesine anlatmak istiyor ama bir yandan da istemiyor. Ve anlatsam da dinlemez diye düşünüyor ve müziği açıp hayallere dalmayı seçiyor. Eylül daha çok içine kapanık bir kız, tüm kavgaları içinde. Yani gidip aşkını ilan etmeyi bırak yanına gidip naber bile diyemez. Ayla da bunun farkında olduğundan içten içe üzülüyor. Ayla ve Eylül çocukluktan beri arkadaş ve her zaman birbirlerinin iyiliklerini istiyorlar. Ayla Eylül'ün yerinde olsa aşkını ilan etmesede konuşurdu ama Eylül bunu aklından bile geçiremezdi ya Orkun onu terslerse ya O'nun da aşık olduğu biri varsa o zaman ne olacaktı. Eylül artık Orkundan başka bir şey düşünemiyordu. Hayatında sadece şarkılar vard ve Ayladan başkasıyla konuşmuyordu. Okula gittiğinde dersleri dinleyemiyor çıksalardı ne konuşurlardı hayal ediyordu. Tenefüslerde ise Aylayla birlikte Orkun nerde ne yapıyor bir köşeden izliyorlardı. Okula Orkun için geliyordu, saçını Orkun için yapıyordu ama onu görünce saklanıyordu. Ayla onunla konuşmaya çalışıyordu Eylül dinliyordu ama anlamıyordu çünkü bütün organları Orkun için çalışıyordu artık. Her şey herkes Orkundu artık...