TEKRARDAN BAŞLIYORUM

96 30 47
                                    

Saçlarımı saymaya başladığım gün asıl yalnızlığı o zaman hissettim . Yalnızlığın yanında getirdiği çaresizlik bunalmışlık ve diğer herşey. Tutam tutam saymaya başladım önceleri sonra farkettim ki yarısına gelmişim. İşte orda delirdiğimi düşünmeye başlayanlar oldu ama bu delilik değildi bu yalnızlıktı. Kalabalığın içinde yalnız kalmışlık hissi en berbat olanıydı. Günler geçti haftalar aylar geçti yapabileceğim herşeyi yaptım okuyabileceğim her kitabı okudum ama sanki zaman geçmiyordu. Bununla birlikte artık iyi bir gözlemcide olmuştum. Doğrularım yanlışmış meğer yapmam dediğim ne varsa aslında yapmak isteyipte yapamadıklarımmış. Pişmanlıklarım oldu. Yanlışlarım oldu . En çokta yanımda olan kişiler yanlışmış. Arkadaşlarım dostlarım kardeş bildiklerim. Zaman sanki ilerlemiyordu. Uykuydu tek sığınağım. Her yerde uyudum. Evde okulda otobüste her yerde. Kendimi her yerde uyumuş halde buluyordum. En son bir otobüste uyuya kalmıştım orda da bir teyze son durak dedi ve inmek zorunda kaldım . Meğer o teyze olmasaymış beni fark edecek olmicakmış. Ne lazımdı insana hayatını dolduracak ev mi iş mi eş mi dost mu yada hiçbiri belkide hepsi ama bunlar olduğu haldede yalnız isen işte o an hayatın yalanmış. Ne çok seviyorum dediğim herkesi aslında hiç sevmemişim . Kardeş dediğim herkes aslında kardeş değilmiş. Ailem bile çogu zaman bana yanlış gelmişken sonradan tanıdıklarımdan umut istemem ne kadar saçma. Ta ki o güne kadar Yiğit Asaf Zadegil'in sınıfımıza geldiği o ana kadar . İşte hayatımın dönüm noktasının olduğu o gün . İyi ki okula geri dönmüşüm .

21 Ocak 2017 11/D sınıfına tekrardan adım attığım o gün. Tamamen değişmiştim. Bakan bir daha bakıyordu. Saçım yüzüm kilom herşeyim değişmişti. Oysa en son bu sınıfa 23 Mayıs 2016 gelmiştim bir daha da adımımı atmadım. Sınıf geçmemde çok saçma oldu ama iyiki oldu tekrardan 10.sınıfa gittiğimi düşünürsek herhalde hiç devam etmezdim. 4.dersin başı 21 Ocak hava soğuktu ve sınıfa girdim . Ders matematik hoca aynı hoca sınıfta yeni biri annesi ve babası ile gelmiş bizden büyük olduğu çok belli yaşı yüzü herşeyi. Anneside yanındaydı bu neydi şmdi anaokulu mu ? Oysa ben 13 yıldır okula geliyordum annem herhalde sadece birgün geldi okula oda kriz geçirdiğim gündü . Yiğit Asaf'mış adı Yiğit denmesini istemiş sanki inadınaymış gibi Asaf kim diye bağırmaya başladım. Onlarca göz bana bakıyordu tekrardan yine  delirdiğimi düşünen insanlar oldu. Oysa ben hiç delirmedim ki tekrarı olsun . Ben hayatın farkına vardım. Birden kafasını kaldırdı oysa gram umrumda değildi. Sınıfta pek değişiklik yoktu sınıf aynı sınıf. Ama herşey bozulmuştu. Hani değişiklik yoktu diyeceksiniz bozulmuş olan kişiliklerdi. Kimse aynı kalmamış. Hiçbir dostluk aynı değil . Sevgililer ayrılmış düsman olmuş düşmanlar barışmış dost olmuş. Sınıfta kapının önünde Kadriye vardı yine kendini kaybetmişti . Bu kendini ne sanıyordu da bu kadar gürültü çıkarıyordu.

Yeni çocuk ögretmen masasının karşısında ailesi ile oturuyordu. Doğulu bir aile oldukları annesinin giyiminden belli ama nereli işte onu bilmiyorum. Bu okula nasıl geldiğini merak ediyordum . Çünkü bizden büyük Asaf tam 19 yaşındaymış. Buraya akrabası olan müdür yardımcısı sayesinde gelmiş. Normalde olsa haksızlık derim nasıl geldi bu okula derim ama ona bile hakkım yok ben bile sınıfı raporla geçmişken başkalarına karışmam çok saçma olurdu.

ZAMAN AYIRIP OKUYAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM

YENİDEN DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin