Trailer

1.2K 71 22
                                    

''Bana kızgın mıydı?'' diye sordu Niall, endişeli bir ifadeyle.

Bacaklarımı sehpaya uzattım. ''Belli ki onu ekmenden hoşlanmamış.''

Niall poflayarak kendini karşıdaki kanepeye attı.

''Hadi ama!'' Liam bıkmış bir sesle bağırıp elindeki joysticki Niall'ın oturduğu kanepeye doğru fırlattı.

''Yavaş ol, dostum.'' dedi Niall, yüzünü buruşturarak. 

''Sürekli yenmeyi nasıl beceriyorsun?'' diye sordu Liam, hayretle.

Kendimden hoşnut bir şekilde gülümsemekle yetindim. 

''Üzgünüm.'' dedim, laptopa doğru uzanırken.

Birkaç gündür ilgilenmediğim hesabımı kontrol etmek için twittera girdim. İnsanlar nerede olduğumu sorup duruyordu. Yazmak istediğim bir şey olmadığından fazla oyalanmadan çıkış yapıp tumblra girdim.

Benim gibi birkaç gündür, hatta haftadır ortalarda gözükmeyen biri daha vardı. Blue Jean. Normalde bir yerden başka bir yere gitmesinin dışında yeni bir fotoğraf yüklemesi bu kadar uzun sürmezdi. Belki de henüz aradığı şeyi bulamamıştı. Ya da o da benim gibi modunda değildi.

''Dalga geçiyor olmalısın.'' dedim giriş yap tuşuna bastığım anda. Yanlış görüp görmediğimi kontrol etmek için fotoğrafı ve kimin paylaştığını tekrar tekrar kontrol ettim. Ama hayır, gözlerim yanılmıyordu.

''Ne oldu?'' diye sordu, Niall, hızla birkaç tuşa basarken. Yanıma oturduğunu ve Liam'la yeni bir oyuna başladıklarını bile fark etmemiştim.

''BJ,'' dedim, sırıtarak. ''Burada. Londra'da.''

''Nereden biliyorsun?'' diye sordu, Liam.

''Evet. Onun fotoğrafları hiçbir zaman nerede olduğunu belli etmiyordu hani?'' diyerek destek çıktı, Niall.

''Biliyorum.'' dedim kararlı bir şekilde, fotoğrafı göstermek için laptopı onlara doğru çevirirken. ''Çünkü bu benim graffitim.'' 

 ...

Sizin için yeni bölümden bir kesit. Takipte kalın. 

xx

Ten Photographs of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin