Adaları hep sevmişimdir. Şimdiye kadar iki kere gidebilme fırsatım olmasına rağmen bir çok insan gibi bende de çok farklı bir yer edindi Büyükada. İlk gittiğimde lisebirdeki ikinci senemdi. 2007 yılındaydık. Uzun bir müddet sonra yani 2012'nin 17 Nisan günü tekrar adalara gitme kararı aldık arkadaşlarla... İlk gittiğimde okulla gittiğimiz için, alanlarımız kısıtlıydı ve gözetmen hocalar vardı. Ama son gittiğimizde daha bir özgür olduğumuz için araştırma fırsatımız sınırsızdı. Lafı fazla uzatmayayım. Gemi yolculuğumuz sırasında bir arkadaşım Büyükada'da eski bir Rum Yetimhanesi olan büyük bir yapıdan bahsetti. Fakat esrarengiz hikayelere ev sahipliği yaptığını söyleyinceye kadar dikkatimi çekmemişti. Adada bir şeyler atıştırıp biraz gezdik. Bir ara piknik alanına gitmeye niyetlensek de; yolu şaşırdık. Yolumuzu bulmaya çalışırken farklı bir yapıya rastladık. Merak edip bakmaya gittiğimizde; bana yetimhaneden bahseden arkadaşım, tesadüfen aslında aradığımız yetimhaneye çıktıpımızı söyledi. Birden gözümde Silent Hill canlandı. :) Şaka bir yana gerçekten tesadüfen bulduk bu meşhur yetimhaneyi. Bu yetimhane kimilerine göre Türkiye'deki en büyük ahşap yapı, kimilerine göre de en büyük 2. ahşap yapı. Birinci mi ikinci mi bilemem ama bir "ahşap yapısever" olarak beni çok etkilediğini söyleyebilirim. Evet bu kadar anı ve bilgi yeter.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruhban okulu
Teen Fictionmerhaba herkesokul hayatini cok sever.bende bu yuzden bu konuda yazmak istedim.