1. Bölüm

54 4 0
                                    

Gözleri yarı açık yarı kapalı bir şekil -

de uyandı Yagız. Hemşire uyandığını -

görünce şaşkınlıktan dili -

tutulmuşcasına bağırmaya başladı;

Hemşire: Uyandıııı!

Hemşire: Hasta uyandıııı!

Hemşire: Allah'ın sevgili -

kuluymuşsun çocuk, sonun da -

uyandın.( O da ya Yağızın annesi -

Ayşe hanım girer,ağlayarak

bitkin,yorgun ve bayılacak gibidir.)

Ayşe hanım: Evladımmm.

Ayşe hanım: Kurban

olduğum,sonun da uyandın,konuş -

benim le annem.

Yağız;Öldüler mi? (Gözleri kıpkırmızı

ve dolmuş,sanki son bahar gibi)

Ayşe hanım: Öldüler oğlum,bir tek sen

kurtuldun.

Karnına ,sırtına vucudunun  bir çok

yerine bıçak darbesiyle 2 tane kurşun

yemişti de, o kadar canı yanmamıştı -

Beraber büyüdüğü iki en yakın

arkadaşının öldüğünü söylüyordu

annesi, yatağın demirden

korkuluklarını sıkarken eliyle

damarları çıkıyordu.

           ( BİR AY SONRA )

Uyanalı bir ayı geçmesine rağmen

doktorlar çıkmasına zar zor izin

verdiler , ama hala ilk günki kadar

heybet ve hüzünlüydü

bakışları, taburcu olmasına dakikalar

kalmış,mavi beyaz naylandon hastane

elbiseleri ,açık kahverengi tonda

boğazlı düz kazak,siyah bir

Keten pantolon ve siyah deri

monta bırakmıştı yerini.

Mahalleye geçebilirdi artık, bir an

duraksadı, hastanenin koridorunda

yavaş yavaş yürürken. Gözlerini

kapattı,çocukluğunun geçtiği

hayatını kaybeden ,beraber

büyüdüğü tek aşkını ve tek can

dostunu tanıdığı o mahalleye nasıl

Girecekti? Sormazlarmıydı adama?

Koca mahalleyi korudun da bi onları

mı koruyamadın diye? Herkese gücün

yetiyordu ,mahalledeki hayat

kadınlarına bile pusat olan,o gözü

kara genç ,nasıl olduda sevdiği kızın

ve tek arkadaşının celladı oldu diye?

Beraber oturdukları o banka nasıl

oturacaktı tek başına?

Kafası her saniye bunun gibi sorular

İle çalkalanırken,Ayşe hanım girer

koluna:

Ayşe hanım: Bak oğlum Saliha geldi -

bizi yalnız bırakmak istememiş, zaten

sen komadayken de her gün ziyarete

geliyordu seni, hatta en son

sakallarını kesmeme bile yardımcı

olmuştu.

Saliha gelir ve nasıl olduğunu sorar

onun için çok endişelendiğini anlatır.

Saliha da mahalleden,ama yaşı henüz

17 sinde ve deli divane gibi aşıktır

Yağıza küçüklükten.

Bi taksiye atlayıp mahalleye doğru

Yola çıktılar. Mahallenin minikleri

Sokağın girişin de mici oynuyorlar

mahalle hala aynı ,sanki

Şule ve Mehmet hiç ölmemiş gibi.

Eve giderken Yağızı gören herkes
donuyor kalıyor,sanki ölmesini
bekliyorlarmış gibi,bir nevi hortlak görüyordu bütün mahalle.

İmkansız hala hayatta  ,yaşaması mucize ,heytt be aslan gibi hala ayakta gibisinden kelimer geliyordu Yağızın kulağına da,duymuyordu o hiç bir sesi,Şule'nin çığlıkların dan başka hiç bir sesi duymuyordu,kulaklarının için de sanki cinayet işleniyordu.

Tekrar tekrar devam ediyordu o sesler , tâki eve girip odasına geçene  kadar.Kapıyı kitleyip radyoya kısa bir ses verdi, masanın üstün den 3ünün bulunduğu resmi alıp,uzandı yatağa, derin bir nefes aldı, gözlerin den bi kaç damla yaş düşerken,cebinden sigarasını çıkartıp yaktı sonrasın da kısık sesle,  "Ah ulan,napıcam ben şimdi? Sizin yokluğunuza hangi perçini vursam biraz olsun tutar beni,yandım lan ben, bittim artık.. "

Şimdi diyosunuz bu şule kim Yağız kim Mehmet kim diye , anlatim o zaman,Şule Yağızın çocukluk aşkı,hiç söyleyemeselerde birbirlerine,ilk okuldan beri içleri gidiyo birbirlerine.
Yetimhanenin kapısın da tanıştılar Yağız la,birbirlerini ilk o kapıda gördüler,Yağızın babasının cenazisini mezarlığa götürürken gördüler birbilerini,ilk Şule konuştu onun la bağırdı yetimhanenin avlusundan,

"AĞLAMA ÇOCUKKK BEN HEP AĞLIYORUM, AMA ÖLENLER GERI GELMİYORMUŞ"

"BENİM ANNEM DE BABAM DA ÖLDÜ ÇOCUKKKK,AMA HEP HATIRLARIM ONLARI"

Sonra içinden şöyle dedi; Hiç görmemiş olsam da hatırlıyorum onları.

Annesini ve babasını bi kaza kaybetmiş Şule,hiç görmemiş onları sadece resimler den işte.

Yağız susmuş daha çok ağlamaya başlamış. Babasını kaybedeli 40 günü geçmiş,hemen evlerinin olduğu sokaktan çıkıp,yetimhanenin kapısına koşmuş,ağaca tırmanıp beklemiş,Şuleyi görmüş,gördüğü dakika kafasına taşı yediği gibi yere düşmesi bur olmuş. ;)

Mehmet kahkaha atarak gelmiş yanlarına nasıl düşürdüm ama kuşu gördün mü diyerek.

Istemsizce Yağız da gülmeye başlamış,ardından da Şule.

Her fırsatta yetimhaneye girmiş o ağaçtan,hep o arka taraftaki eskimiş banka oturmuşlar,beraber büyümüşler,en ufak bi isteklerin de hemen toplanip üstesin den geliyolarmış.

Büyümüşler aynı sırada 2 kişi otururken bunlar 3 kişi oturmuş,liseyi bitirecekleri sıralar da,Açıklamış Yağız Mehmete herşeyi,anlatmış.






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHALLENİN ÇOCUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin