CHEN

644 40 11
                                    

Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, daha bebekken büyük bir caminin avlusuna bırakılmış ve kız yetiştirme yurdunda büyütülmüş bir kızın, senin hikayen. Sen, her şeye rağmen ortaokulu da liseyi de birincilikle bitirdin. İşte bu sene üniversite 1. sınıfa başlayacaksın. Yurtta seni hiçbir zaman yalnız bırakmayan, beraber ağlayıp beraber güldüğün 2 dost edinmiştin. Bu yıl da biriktirdiğiniz paralarla bir ev tuttunuz kendinize. Şimdi her şeyi geride bırakıp, yepyeni bir sayfa açma zamanı.

İstanbul Boğaziçi Üniversitesi'nde Psikoloji Bölümün'ü kazandın. İşte bu sene üniversite 3. sınıftasın. Sınıftakilerin çoğuyla aran iyi ama çok iyi olduğun birkaç kişi var. Biri de chen. Kızlarla geçirdiğin zaman dışında birçok zamanını onunla geçiriyorsun. Aranızdaki bu bağ ne sevgili gibi, ne de basit bir arkadaşlık.

Yine bir ders çıkışı... Arkadaşların ve chen'in arkadaşları sizi buluşmak için bir cafe'ye çağırıyor. Chen'in arabasıyla cafe'ye doğru gidiyorsunuz. Yolda sinir bozucu bir sessizlik var. Chen bu duruma dayanamayarak radyodaki türkçe slow şarkının sesini açarak, eşlik etmeye başlıyor.

(Medyadaki şarkı-Başlatabilirsin)

Şarkıyı dinlemek, şarkiyi chen'i izleyerek dinlemek. Ona karşı ne hissettiğini, bilmiyorsun. Ama eminsin ki, bir arkadaşına hissettiklerin kadar hafif değil. Bunları düşünürken istemsizce gözlerin doluyor, gözlerini kapatıyorsun ve 2 yılını beraber geçirdiğin chen'in omzuna bırakıyorsun başını. Kalbin o kadar hızlı çarpıyor ki. Onun sana hiçbir zaman başka gözle bakmayacağını düşünürken yerin dibine giriyorsun. Şarkının sözleri sana koyarken sağ omzuna kolunu atıyor chen. Hala şarkıdan başka ses çıkmıyor arabadan. Huzur buluyorsun. Günün verdiği yorgunlukla uykuya dalıyorsun. Chen seni uyandırmaya kıyamadığından arabayı deniz kenarına çekip, uykuya bırakıyor kendini. İşte o saat baş başa, omuz omuza uyuyorsunuz. Kulaklarını çınlatan telefon sesiyle gözlerini açıyorsun. Arkadaşların arıyor, sonra anlatacağını söyleyip telefonu kapatıyorsun. Arkana yaslanıp, arkasına dönük denizi seyrenden chen'e bakıyorsun. Arabadan inip, yanına gidiyorsun.

- Neden uyandırmadın?

- Çok güzel uyuyordun.

Gülümsüyorsun. Sonra yüzü bir anda ciddileşiyor. Elini yanağına götürüyor sen de o eli tutuyorsun. Gözleri gözlerinde... "Seni seviyorum... Hatta lanet olsun ki sana aşığım" diyor. Kalbinin çıkacağını hissederken o heyecanla sımsıkı sarılıyorsun. Ve o anda havai fişekler patlamaya başlıyor. Ve gökyüzünde kelimeler...

"BENİMLE EVLENİR MİSİN?"

EXO İLE "HAYAL ET"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin