♡ Love Came ♡

76 13 12
                                    

Medya notu: Bekleme odasında ilk canlı performans!!~♡ Bu çok tatlı 😍😍 kesin izleyin~~♡

Medya notu: Bekleme odasında ilk canlı performans!!~♡ Bu çok tatlı 😍😍 kesin izleyin~~♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▪▪▪▪▪▪
▪▪▪

Birkaç gün sonra...

Akşamüstü saatleriydi, güneş yeni batmaya başlamıştı kızıl ışıklarıyla. Odasına dolan akşam güneşinin ışığı yüzüne vururken büyükçe bir kitap karıştırıyordu. Fakat meraklı görünmekten çok sıkılmış bir ifade vardı yüzünde.

O sırada odasının kapısı açıldı, karşısında en değerlisi duruyordu, gülümsüyordu ona bakarak. Gencin güzelliği karşısında başı dönüyordu adeta. Şaşkınlıktan dalıp gittiğinde kitabın yapraklarından biri çizdi parmağını ve acısıyla sıçradı olduğu yerde. Kesilen parmağını ağzına doğru götürmek istediğinde Youngtaek ona doğru koşmuş ve elini tutarak durdurmuştu onu. "Yapma!" Sonra gözlerine bakarak sağa sola sallamıştı başını. Büyüğün parmağı hâlâ kan sızdırırken bileğine bağladığı küçük fuları çözüp onun parmağını sardı hemen. Büyük bir yara değildi nasılsa. Fakat bir azarlamayı da hak etmişti.

"Joonie! Neden bu kadar dikkatsizsin? Ya elindeki kitap değil de bıçak olsaydı? Ah! Bu böyle olmaz, kesici her türlü şeyden uzak durmalısın. Özellikle mutfaktan! Orası en tehlikeli bölge."

Kıkırdarken genişleyen gülümsemesiyle sığ gamzeleri kendini gösterdiğinde genci kendine çekerek kollarını onun beline dolamıştı. Bununla birlikte azarlama da sonlandı. İyice kendine bastırıp bedenlerini birbirine yaslayan Jangjoon "Dikkatsiz değilim, sarang-ah." dedi önce ve ardından açıklayıp şüpheli bir gösteriş yaptı. "Sadece seni aniden görünce sakarlığım tuttu. Yoksa iyi bıçak kullanırım ben!"

Yumruğunu büyüğün omzuna sertçe indiren genç, inanmamış gibi bir sesle "Hah, iyi bıçak kullanırmış!" diyerek alay etti hemen. "Küp küp doğrayacağını söyleyip de iri iri doğradığın patates ve havuçlardan mı bahsediyorsun? İnsan yesin diye değildi herhalde."

Gülmek istemişti Jangjoon, fakat kendini tuttu. Belirsiz bir tebessümle izliyor ve dinliyordu genci. Sonra onun çok konuştuğunu düşünerek hızlıca dudaklarını mühürledi, kendi dudaklarıyla. Yeniden sessizleşmişti. Çok geçmeden de söyledi, onu kızdırmak için. "Neden öyle diyorsun sarang-ah? Küçük bir ağzın da yok hani~" Fakat bunun nasıl geri döneceğini tahmin edememişti o an.

"Demek ağzım büyük, ha? Al o zaman!" Youngtaek, büyüğün düşünmesine ya da savunmaya geçmesine fırsat vermeden yapmıştı hemen atağını. Büyüğün dudağını hiç acımadan ısırmıştı.

"Yaaahh!" diye sızlanarak kıskacına aldığı çocuğu bırakan Jangjoon, dudağını tutarak söyleniyordu. "İnanmıyorum! Kanatmışsın! Demin parmağımı kazara kestim diye söylenip duran sen miydin cidden? Niye ısırdın ki dudağımı?"

Büyüğün acı dolu sesi içini sızlatsa da dik duruşunu değiştirmeyen Youngtaek, gözlerini kaçırarak söyledi. "Çünkü o dudaklarını hep beni susturmak için kullandın! Buna bir son vermezsen daha kötüsünü yaparım. Bu sadece uyarıydı."

Şaşkınca sevgilisine bakakalan Jangjoon "Wuah~" dedi önce, hayretini belli ederek. Sonra ekledi. "Sevgilim çok havalı!"

Bunu duyunca Youngtaek biraz şaşırmıştı fakat belli etmemeye çalışarak mimiksiz suratını korudu. İstikrarlı olması gerektiğini biliyordu. Aksi halde değişen hiçbir şey olmayacaktı.

Biraz sonra Jangjoon yeniden gence yaklaşarak "Sarang-ah, özür dilerim." dedi ve söz verdi. "Bir daha yapmayacağım, söz. Affet beni."

Gözünün ucuyla büyüğe bakan genç "Sözünü bozarsan her türlü cezaya razı mısın?" diye sordu, emin olmak ister gibi. Garantisi olmadan kolayca affetmeyi düşünmüyordu.

"Razıyım! En kötü ne yapabilirsin bilmiyorum ama sorun değil. Sözümü bozarsam gıkımı çıkarmayacağım."

Nihayet gülmeye başlayan Youngtaek, büyüğün şirin yüzüne daha fazla dayanamayacaktı. Fakat öncesinde kulağına yaklaşarak fısıldadı, yapabileceği en kötü şeyi. Büyüğü dehşete düşüreceğinden emindi ve geri çekilip baktığında beklediği bir manzara karşılamıştı onu. İyice loşlaşan ışığa rağmen görebilmişti. Güneş artık neredeyse batmak üzereydi. Büyüğün bu kaskatı kesilmiş halini de fırsat bilerek usulcana yanaklarından öptü ve söyledi. "Seni seviyorum Joonie."

Üzgünce boynunu büken Jangjoon, derin bir iç çektiğinde "Ben de." dedi ama bunu o kadar neşesiz söylemişti ki Youngtaek ister istemez gülüverdi. Bunun üzerine diğeri hayıflandı hemen. Neredeyse ağlayacaktı. "Sarang-ah, bu çok fazla değil mi? Ya farkında olmadan sözümü bozmuş olursam? Yani istemeden, bilinçsizce. Yine de o söylediğin ceza geçerli olacak mı?"

Ciddi bir şekilde "Tabi ki." diyen genç, büyüğün yanaklarını sıkarak gülerken ekledi. "Sana çok yakışacağından eminim."

"Ama ama ama..." diyerek şirince bir duygu sömürüsü yapmaya çalışan Jangjoon, kendini o halde hayal etmeye çalışınca dayanamayıp söyledi, yüksek bir sesle. "Maid-sama cosplayi çok fazla Taek-ah!"

Fakat genç olan onunla aynı düşüncede değildi. "Az bile!" diyerek karanlığa gömülmek üzere olan odada, sevgilisine yaklaştı ve kollarını onun boynuna dolayıp kulağına usulca fısıldadı. "Hatta düşündüm de gelecek hafta bunu görmeyi çok isterim. Bugünün ceza ödemesi olarak."

Jangjoon itiraz bile edememişti. Çünkü bu kez dudaklarla susturulan kendisi olmuştu. Olsundu, bildiği ve emin olduğu bir şey vardı; birbirlerini ilk günkünden bile daha çok sevmeye başlamıştılar. Tüm o nazlar, kaprisler, ayak diremeler de bundandı. Olsundu, hepsi aşkın tuzu biberiydi.

thEnd

2017.02.14/15
1:51 ㏘ / 1:42 ㏂

Okuduğunuz için teşekkürler 😊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okuduğunuz için teşekkürler 😊

🎉 ✓ Love Coming On The Valentine's Day [Watty in First JangTaek Fanfic] hikayesini okumayı bitirdin 🎉
✓ Love Coming On The Valentine's Day [Watty in First JangTaek Fanfic]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin