Trouble

631 8 3
                                    

EĞER OKUYORSANIZ VEYA OKUYACAKSANIZ LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN,SİZİ SEVİYORUZ

''Sıradan bir üniversite öğrencisiydim.Günlük ödevlerini yapıp insanlarla pek bağlantısı olmayan biri.Ondan önce herşey sıradandı.O karşılaştığım en kötü kişilerden biri,belaydı ve bu umrumda değildi.Onu gerçekten çok seviyordum.Merak ediyordum.Ondan önce nasıl yaşadığımı.Şimdi o gitti ve cevabımı aldım.Anlamıştım ki bana hayatı veren oydu.''

-GEÇMİŞ-

''Hadi ama Blake.İnan bana hiç eğlenmediğin kadar eğleniceksin.Ne olur sanki şu partiye gelsen?Ayrıca John'da bizimle olacak yalnızlık çekmeyiz.'

Emily makyajına devam ederken bir yandan yalvarmaya devam ediyordu.

''Lütfen daha fazla ısrar etme Emily.Ayrıca daha hukuk ödevi bitmedi.Ne sikim yemeyi düşünüyosun yarın.Tabi o yaşlı moruğu büyükannem öldü diye kandırman dışında'' dedim alay ederek. ''Biliyomusun bu fikir hoşuma gitti.'' diye cevap verdi.

Ne bekliyordum ki? Emily tam bir çılgındı.

''Kime konuşuyorum ben'' diyerek içimi çektim.Emily sıkıntıyla nefesini vererek ''Ah tamam.Gelmessen gelme kaçıran sen olucaksın.Bende artık seninkinin kızlarla yiyişmesini keyifle izlerim''diyerek beni zayıf noktamdan vurmuştu.Hayretle ağzımı açarak 'O DA MI GELİYO?''diye çığlık attım.

''Sanki bilmiyosun Blake.O bir playboy yada daha doğrusu bir bela.Nerde parti orda o.Kapiş?''dedi göz kırparak.

Emily'i bu yüzden seviyordum.Her hangi birine bir belaya aşık olduğumu söylesem beni hemen yargılarlardı,bu yüzden tek dostum oydu.''Ona bela demen hoşuma gitmiyor Emily.Evet biraz korkutucu olabilir.Hatta hocalara karşı gelebilir.Veya-''Konuşmayı kes ve onun ilgilisi çekmek için ne güzel birşeyler giy''

Bu kız cidden işini biliyordu.Hemen oyalanmadan pijamalarımı üstümden fırlattım ve ne giyeceğimi düşünmeye başladım.

Elimdeki elbiseyi gösterince''Hadi ama bir okulun en populer çocuğunu böyle etkileyemessin değil mi?''dedi Emily.Elbiseye baktım ve haklı olduğunu anlasam bile ''Ne yapabilirim Emily.Kaç tane partiye gidiyorum ben.Başka giyecek düzgün elbisem yok '' dedim ve dizüstü mor rengindeki çiçek desenli elbiseyi üzerime geçirdim.Emily burnunu kıvırdı ve ''Yarın ilk işimiz alışverişe çıkmak olucak''dedi.O gerçekten haklıydı.Makyaj ve saçlarımızı bitirdikten sonra çantalarımızı alıp beraber yaşadığımız evden çıktık.Emily'nin biricik aşkı John arabasında bizi bekliyordu.

Kulaklarım müzik sesinden gerçekten sağır olacaktı.Ama benim platonik olduğum bela için herşeyi yapardım.Gözlerim onu bulduğunda her zamanki gibi hayal kırıklığına uğradım.Etrafında ki sürtüklerle beraber kahkahalar atıyordu.

''Hadi artık sende dans et''dedi Emily dans ederken bağırıp.Sinirlerim allak bullak olmuştu.Sevdiğim adamın karşımda kızlarla yiyişmesi hiç iyi değildi.Elimdeki içki bardağını bırakmadan ayağa kalktım ve Emily'nin yanına önüme bakmadan gitmeye çalışıyordum.Sonra yapmayı istediğim en son şeyi yaptım ve içkiyi onun üzerine döktüm.Kafamı kaldırdığımda tek gördüğüm sinirle bakan bir çift ela gözdü.

TROUBLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin