0.0

70 20 16
                                    


Parmaklarım klavyede gezinirken düşünüyorum. Hayvanları ne kadar çok sevdiğimi ve geleceğimin ne denli kötü ve korkunç bir hal aldığını. Ailemin sözleri zihnimi kurcalıyor. İş ilanları bana göre değil, diyorum. Kalbim deli gibi atıyor ancak buna rağmen bir dinginlik tüm bedenimi sarmış durumda. Ne yapacağımı biliyorum. Biliyordum.

"Atlar mı?" Janson'ın küçük düşürücü sesi zihnimde dolanıyor. Kulaklarım uğulduyor. Bakışları benim ne kadar zavallı olduğum yönünde. Bana acıyor mu? Bunu kestirebildiğim pek söylenemez.

Annem bana iş bulamayacağımdan bahsedip duruyor ve doktor olmamı söylüyor. Babam artık geleceğimi kaybettiğim düşüncesini savunuyor ve benim tek yaptığım bilgisayarın başına geçip iş aramak oluyor.

Ancak hiçbiri bana göre değil.

Ta kii onu görene dek.

Parlak, gözlerimi alan bir iş ilanı.

Gece saat 03.36 ve gözlerim acıyor. Ancak bakmaya devam ediyorum ve bu sefer farklı bir sitede şansımı deniyorum. Sıcak yatağımın içine kıvrılmış bir haldeyim ve bilgisayar dışarıda kalmış ellerimi ısıtıyor.

İş ilanı gözüme çarpıyor ve fareyi üzerine sürüklüyorum.

Luke Hemmings.

Atları için bakıcı arıyor ve tek kriteri bu. Kalbim ani bir sevinç ve umut dalgası ile çarpıyor. Bilgilerimi gönderiyorum ve telefon numaramı da. Bana geri dönmesini umuyorum. Bu iş ilanını kaç kişi gördü, beni seçer mi, sorular midemi bulandıyor ve sevincimin ateşini söndürmeye yetiyor. Dalgalar duruluyor ve esniyorum. Uyumak istiyorum ve bir arama gelmesini de.

Tanrı biliyor ya, bu işe ihtiyacım var.

Dileğim, yalnızca 12 saat sonra gerçekleşiyor.

*

Bu ne.

Homestead ° HemmingsWhere stories live. Discover now