PART I

17 0 0
                                    


O gün bizim için sıradan bir gündü. Arkadaşım Deniz'le her zamanki gibi gece alkollü kafayla eve geç gelmiştik.Evimiz Şişli'deydi ve genellikle geceleriTaksim'de takılır güzel kafayla eve dönerdik.Biraz kendimden ve arkadaşımdan bahsedeyim .Benim ismim Zeki. 1.77 boyunda normal vücut yapısına sahip biriyim ve 19 yaşındayım . Arkadaşım deniz ise 1.75 boylarında 18 yaşında bir genç.Sabah kalktığımızda kahvaltı için dışarıdan bir şeyler söylemiştik.Her zamanki gibi dandik bir gündü ve yapacak bir şey bulamadığımızdan ps3 oynamaya karar vermiştik.Saatler nasıl geçtiğini anlamamıştık.

Akşam olduğunda Suskunlar'ı izlemek için televizyonu açtım.Fakat Habertürk'te gördüğüm son dakika haberi beni şaşkına çevirmişti.Devlete bağlı bir laboratuarda patlama meydana gelmiş ve üzerinde çalışılan xhni-7 virüsü yayılmaya başladığını yazıyordu.Bu virüs kendisine bulaşan kişinin beynini kontrol altına alarak onların bilincinin kapanmasına ve kişinin davranışlarını kontrol altına aldığı söyleniyordu.Fakat mutasyona uğrayıp uğramadığı hakkında net bir bilgi yoktu.Eğer mutasyona uğradıysa beklenenden çok daha kötü neticelere yol açabileceği ve kişiyi zombi ye çevirebilecek etkiye sahip olabilirmişBu tür riskler bulunduğundan Beykoz'da bir sığınma kampı kurulmaya başlanmıştı.Ben bu tür şeylerin olmasına pek ihtimal vermeyen biriydim fakat meydana gelen olayları duyduğumda şaşırmış ve ne yapacağımı bilememiştim.

Deniz'i çağırdığımda olan bitene o da bir anlam verememişti.Ne yapacağımızı düşünüyorduk ve bir an önce karar vermeye çalışıyorduk.Patlamanın yaşandığı gizli tesis Beşiktaş'ta olduğundan bize oldukça yakındaydı ve dışarıya çıkmamız tehlikeli olabilirdi. Bu geceyi evde geçirmeye karar verdik.Telefon ve internet erişimi kesilmişti.Haberleşmeyi sağlayamıyorduk.İki kafadar bu olağan dışı durumla karşı karşıya kalmıştık.Fakat ben kendimden çok ailemi düşünmeye başlamıştım.Ya virüs onlara bulaştıysa diye içimden geçiriyordum.

Sabah olduğunda dışarıya çıkmaya karar verdik, eğer evde kalacaksak yiyecek stoklamamız gerekecekti.İnsanlar virüs taramasından geçiriliyor ve hastalıksız olduğu tespit edilenler sığınma kampına götürülüyorlardı.Marketler mağazalar dükkanlar bomboş, ıssız, neredeyse terk edilmiş hayalet şehir havasındaydı.Çikolatalar bisküviler yerlere saçılmışlardı.Yaşanan panik havası şehrin her yerinden okunuyordu.Arabalar,ambulanslar ,askeri araçlar hızla ilerliyordu.Şehirde başıboş dolaşan herkese korkulu gözlerle bakılıyor, hastalık riskinden korkuluyordu.Herkes birbirini potansiyel bir tehlike olarak görüyordu.Deniz'le ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyorduk. Sığınma kampına gitme fikrini doğru bulmuyordum çünkü virüs taramasını yapan cihaz xhni-7 virüsünü tanımlıyordu ancak virüsün mutasyona uğramış olabileceği konusunda ısrar ediyordum ve kalabalık bir ortama girmemizin tehlike yaratacağını söylüyordum.

Birden bir arabanın fren sesiyle irkildim.Yanımızda askeri araç durmuş, subaylar bize sorular soruyorlardı.Nereden geliyorsunuz, sokakta başıboş ne yapıyorsunuz, işiniz ne diye sorular yöneltiyorlardı.Onlara durumumuzu izah edip işimizin olmadığını söyledim.subay bize devletin gönüllü kişilerden oluşan bir savunma timi kurduğunu ve virüs taramasından geçirilip savunma timinde görev almak isteyip istemeyeceğimizi sordu.savunma timine katılmak bana uygun geliyordu.dakat arkadaşım sığınma kampına gidip ailemizi bulmamız gerektiğini söylüyordu.Yapılan son tespitlere göre virüs hızla yayılıyor ve bulaşılan kişide zombi etkisi yaratıyormuş.Ben de subaylardan birine ailemizin sığınma kampına alınıp alınmadığını sordum.Ona göre savunma timine katılacağımızı söyledim.Bize araca binmesini ve komutanlığa gidip bunu araştırmayı söyledi.Bizi de taramaya aldıktan sonra temiz çıktık ve askeri araca binip savunma timinin genel komutanlığına gittik.Subay bize beklememizi ve sığınma kampına girenlerin bilgisayardan girdisine bakıp geleceğini söyledi.

Komutanlıkta bir koşuşturmaca vardı gönüllü kampına girenler hemen teçhizatlandırılıyor ve askeri araçlarla virüsün yayıldığı alanlara sevk ediliyordu. Subay kapıdan içeriye girdiğinde ne Deniz'in ne de benim ailemin sığınma kampında olduklarını söyledi ve bize birliğe katılıp katılmayacağımızı sordu.Artık kaybedecek bir şeyimiz yoktu birliğe katılıp hem virüsün yayılmasını engellemeye çalışmalı hem de ailemizi aramalıydık.Ailemizin sığınma kampında olmadığını öğrenince bi anda dünya durmuştu sanki.Etraf sessizleşmiş ve algılamam zayıflamıştı.Sanırım o an dünya başıma yıkılmıştı. Virüsün ailemize bulaşma riskini düşünmek dahi istemiyordum.Subay bizden silah seçmemizi istemişti. Ben yakın çatışmadan çok uzak mesafeli silahlarda daha iyi olacağımı düşünüyordum ve Kanas olarak bilinen Dragunov keskin nişancı tüfeğini tercih ettim. Arkadaşım ise yakın çatışmaya girebileceğini söyleyip M4A1 seçti.Artık çaresiz birer vatandaş olmaktan çıkıp birer zombi avcısı olmuştuk.

İlk gece dışarıya çıktığımızda etraf boş ve terk edilmiş gibiydi herhangi bir zombi izine rastlamadık.Eve dönmek üzereyken bir bankadan gelen ayak sesleriyle tedirgin olmuştuk.hemen içeriye girip kontrol etmeye karar verdik.İçeri girdiğimizde etraf puslu ve karanlıktı ayak sesleri kesilmişti.El fenerini yakıp etrafı aramaya başladık. Ben kasanın olduğu bölümü Deniz'de vezneleri kontrol ediyorduk. Aşağıya inip etrafa bakınırken bi anda yukardan çığlık sesiyle irkildim ve bir gürültü gelmişti.Hiçbir şey düşünmeden yukarıya koşmaya karar verdim.Merdivenlerden çıktığımda Deniz'i yerde baygın bi şekilde gördüm. Hemen veznenin içerisine girdiğimde elinde vazo ile ağlayan 17-18 yaşlarında bir kız gördüm.Silahı doğrulttuğumda hiç acımadan tetiği çekecektim fakat bir anda yalvarmaya ve durumunu anlatmaya başladı.İki gündür orada saklandığını bizi zombi olduğumuzu düşündüğünü ve ona zarar vereceğini sandığını o yüzden arkadaşımın kafasına vazo ile vurup bayılttığını söyledi . Her ne kadar inandırıcı gelsede şüphe duymuyor değildim. Kızı dışarı çıkarmaya ve vücudunda ısırık olup olmadığını kontrol etim; sorun yoktu.İsmini sorduğumda Özge olduğunu söyledi bende kendimi tanıttım ve burada savunma birliği olduğumuzu söyledim.Deniz'i sırtıma alıp eve götürmeye karar verdim. Ama öncelikli olarak yapmam gereken birşey vardı hemen vazoyla Özgeyi bayılttım 19 yılın patlamasını yaşadım amına koyım. Ayıldığında ise Arkasında zombi olduğunu Özgeyi çekip düşürdüğünü söyledim ve Deniz'in silahını da kıza verip eve kadar etrafımızı kontrol et dedim, oradan ayrıldık.Sabah olduğunda Deniz uyanmış ve neler olduğunu sormuştu bende olanları anlattığımda şaşkınlığından gülmüştü.Kendisini bayıltan kızla tanıştırdım ve yiyeceklerimiz azaldığı için gidip marketten bir şeyler yağmalamam gerektiğini söyledim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Türk Silahlı Kuvvetleri Zombi ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin