Tehlike Krallığı

14 2 0
                                    

(Medyada Yiğit var )

Tehlike krallığı çok gelişmiş bir yere benziyordu . Ama burada gördüğüm her şey içimi huzursuz ediyordu . Etraf gri ve siyah tonlarındaydı .
-Bizi nereye götürüyorsunuz ?
Kimseden bir ses çıkmıyordu . Suyun elini hala bırakmamıştım . Biraz yürüdükten sonra bir tünele girdik tünel çok karanlıktı .
- Mira burası karanlık abla elimi bırakma
Suyun elini daha sıkı kavradım. Biraz sonra karşımıza kocaman bir kafes çıktı . Kafesin olduğu yer sadece iki tane lambayla aydınlatılıyordu .
-Saraya gitmeyecek miydik ?
Dedim .Yiğit arkasını döndü ve hafifçe gülümseyerek
- Birbirinizden ayrılmak istemediniz bu yüzden bende seni kardeşinle aynı yere koyuyorum
Dedi ve yanağımı sıktı . Sinirle geri çekildim .
Adamlar kafesin kapısını açtılar içeride bir sürü insan vardı . Birkaçını daha önce görmüştüm ateş krallığında .
- Hadi bakalım artık sizde benim esirlerimsiniz.
Dedi ve adamlar bizi kafesin içine attı . Evet abartmıyorum resmen fırlattılar. Su ve ben bunu beklemediğimiz için dizlerimizin üzerine düştük . Kafesin kapısını kapattılar . Su ağlıyordu .
-tamam su perim birşey yok
Suyun altın sarısı saçlarını okşadım . Kafesin içindeki insanlar bize bakıyordu . Daha çok kadınlar ve kız çocukları vardı burada . Herkes bize soru sormaya başladılar .
- Ateş krallığından mısınız ?
- bu zamana kadar dayanmışlar mı ?
-orada kimse kalmadı ki ne yaptılar bunlar?
Ben ve Su şaşkınca insanlara bakıyorduk . Aralarından yaşlı bir kadın bize doğru yaklaştı.
- ee yeter be ilk günden üstlerine gelmeyin hadi dağılın dağılın !
İnsanlar bir anda kaçışmaya başlamışlardı . Bu yaşlı kadından korkuyorlardı demek .
- Çok teşekkür ederiz biz
Dedim . Kadın sadece suratıma bakıp gülümsedi . Su koşarak yaşlı kadına sarıldı .
- Su rahatsız etme gel buraya bakalım
Kadında Suya sarıldı .
- Sarılmanın nesi rahatsız edecekmiş güzel kızım hem ben çok sevdim bu Suyu
Gülümsüyordum . Uzun zaman sonra ilk defa gülümsüyordum . Su da halinden memnun görünüyordu . Yaşlı kalının yırtık elbisesinden sırtı biraz göründü . Sırtında tuhaf bir sembol vardı
-Bu sembolun anlamı ne ?
Dedim merak edip
-Size daha yapmadılar.mı ? Ah doğru ya siz yeni geldiniz . Tehlikeler krallığına gelen esirlere bu damgayı yapıyorlar . O Yiğit canavarına ait olduğumuzun sembolüymüş .
Kaşlarımı çattım.
- Bu çok çirkin bir davranış nasıl bir insan bu ya?
Su endişeyle yaşlı kadına bakıyordu.
- Peki canınız acıdı mı ?
Yaşlı kadın bir anda kahkaha atmaya başladı .
- Hayır tabiki güzelim hissetmeyeceksin bile .
Dedi ve bana bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı . Daha ne kadar acı çekecektik
Bir anda kafese adamlar geldi kafesin kapısı açıldı .adamlardan biri Su ve beni işaret etti .
-Yiğit bey bu ikisini istiyor. Bizle gelin .
Suyun önüne geçtim
- Biz hiçbir yere gelmiyoruz .
Adamlar bıkkınlıkla nefes verdiler
Kollarımızdan tutup bizi sürüklemeye başladılar . Canımı çok acıtıyorlardı . Kollarımı çok sıkı tutuyorlardı . Su ağlamaya başlamıştı
- Su perim ağlama hiçbir şey olmayacak
Adam iğrenç ses tonuyla
- Çok şey olacak     Dedi.
-Beyinsiz herif o daha küçücük çocu..
Cümlemi tamamlayamamıştım çünkü bana tokat atmıştı . İlk defa birisi bana tokat atmıştı . Çok sert geldiği için yere düşmüştüm. Su daha şiddetli ağlıyordu .
- Ne yaptın lan sen ?
Kafamı kaldırdım . Yiğit söylemişti bunu . Hala yerden kalkamamıştım .
-Efendim sadece tokat attım .
Yiğit hızla adama tokat attı . O kadar sert vurmuştu ki biran adamın kafası koptu sandım .
- Şu orospu çocuğunu alın burdan
Resmen kükremişti . Diyorum ya canavar diye
- Son kez söylüyorum benim olana kimse dokunmayacak sadece ben dokunabilirim ben onların canını acıtabilirim duydunuz mu lan .

Yiğit beni kolumdan tutup kaldırdı elini belime koydu ve yürümeye başladık tünele girmiştik biraz ilerledikten sonra kırmızı gösterişli bir kapının önünde durduk . 
- Nereye gidiyoruz ?
Dedim endişeyle . Yiğit kapıyı açtı ve içeri girdik . İçerisi kapının aksine çok sade ve gösterişsizdi . Bir şömine vardı .oraya doğru yaklaştık .
- Size kafeste damgadan söz ettiler değil mi?
Dedi Yiğit ve şöminenin üzerinde duran demir çubuğu eline aldı . Ateşe tutuyordu .
Cevap vermedim . Sessiz kalacaktım
- Evet bize söz ettiler .
Dedi Su . En gerekmeyen yerlerde hep konuşurdu .
-güzel . Dedi Yiğit ve eliyle ufak bir işaret verdi . Adamlar kollarımdan tuttular. Ben çok korkuyordum . Yiğit elindeki sıcak demir çubukla bana yaklaşıyordu .
- Ne yapacaksın onu ?
Dedim dehşetle .Yiğit bana dahada yaklaştı neredeyse burun burunaydık . Yiğit elini belime koydu . Vücudum titriyordu .
-Şş sakin ol güzelim sadece ufak bir acı
Biraz daha yaklaştı . Burnunu yanağıma sürtüyordu .
-Hayır
Dedim . Yiğit sırıtıyordu . Şuan çok korkuyordum . Su ise gözlerini kapatmıştı . Korkunca hep böyle yapıyordu . Ben bu haldeysem onu düşünemiyordum . Kim bilir nasıl korkuyordur .
- Sen benimsin .
Dedi ve benden uzaklaştı . Adamlar üzerimdeki tişörtü çıkarttılar . Sütyenim kalmıştı . Kollarımla üstümü örtmeye çalıştım . Yiğit fısıltıyla
- Benden utanmana gerek yok .
Elleriyle kollarımı tuttu .
-Bırak beni
Adamlar yaklaşıp kollarımı iki yana ayırdılar . Ben kollarımı çekmeye çalışıyordum ama çok güçlülerdi . Yiğit elindeki demiri köprücük kemiğimin biraz altına bastırdı . Hiç böyle bir acı hissetmemiştim . Çığlık atıyordum . Yiğit çubuğu geri çekti . Adamlar beni bıraktı . Ben yere düştüm ve ağlamaya başladım .
- şimdi ufak olanı getirin bakalım .
Acım hala aynı şiddetinde kendini gösteriyordu ama buna izin veremezdim Su bu acıyı yaşayamazdı ki .
-Hayır
diye bağırdım . Hızla ayağa kalktım ve Yiğite yaklaştım . Onu omuzlarından ittim . Daha doğrusu itmeye çalıştım yerinden bile kıpırdamadı
- olmaz buna izin vermem hayıır .
Deliye dönmüştüm . Bir yandan hüngür hüngür ağlıyordum bir yandan bağırıp çağırıyordum .
-Dışarı çıkarın şunu
Ben hızlıca Suyun yanına gittim . Elini skkıca tuttum .
- Mira beni bırakmaa
-Burdayım ablam
Adam beni belimden kaldırdı . Su ile ellerimiz yine ayrıldı . Adam beni tek koluyla tutuyordu . Beni kırmızı kapının dışarısına koydu . Adam başımda bekliyordu . Küçük su perimin ise çaresiz çığlıkları geliyordu .
Benim canım şimdi çok daha fazla yanıyordu

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin