Ben size ankaranın ayazından bahsetmiyorum .
Ankarada ayazında yaşanan aşktan bahsediyorum . Hiç hafife alınır bir şey değil biz o karlı havalarda leğenle kayan çocuklardık ellerimiz mosmor olana kadar karla oynardık eldivenlerimiz ıslanırdı bizim hep hiç yılmazdık o karlı havada Yanaklarınız, burnumuz vişne pembesiydi bizim biz ayaz yedik durmadan ve o ayazda başladı bizim aşkımız . Ankara ulusun uzun gecekondularla dolu mahallesinde
ankaranın soluk yeşilinden gözleri vardı onun mahallenin en iyi top oynayan çocuğuydu o evet oldukça yakışıklıydı. Aramızda 5 yaş vardı bizim adıda serkandı.Abi derdim hep ama çok severdim.
O gülerken rüzgar gülerdi yüzüme o gülerken yağmur durur . Gök kuşağı açardı, Kuru topraktan çiçekler çıkardı ben 10 yaşında çirkin bir kız çocuğu o ise 15 yaşında yakışıklı mahalle çocuğu evlerimiz 10 adımlık bir uzaklıktaydı.
Ben hep çiçekli pencereden onu seyrederdim topları hep bizim bahçemize kaçardı.O zaman benim için Ankaranın rengi gökkuşağı benim için çimen yeşili , güneş sarısıydı .
Mahallenin ucunda bakkalımız vardı rüstem abi bebeleri sopayla kovalardı . Hep yeni oyuncaklar getirirdi. Kız kaçıranlar , çatapatlar , ipli balonlar , maytaplar , renkli sakızlar , tatsız tuzsuz gofretler , cipsler vardı o zaman
Bakkal oldukça küçüktü ama rüstem abi kendini market zinciri sanardı bakkalın önünde file içinde rengarenk toplar olurdu .
Patates ,soğan vardı , bebek kıyafetleri ,1 milyonluk pilastik barbi bebekler asardı hepMahallenin girişindede sürtük nebahat vardı. 18 li yaşlarda mahallede öpmediği oğlan yoktu abim hasanda ona yanıktı . Mahalle köşesinde tezgahı ile üç kağıtcı cafer abi vardı . Cd film satardı hep bir gün ekmek almak için annemin terlikleri ile dışarı fırladım . Bakkala doğru inerken Serkan'ı gördüm bugün daha yakışıklıydı. Beşiktaş forması vardı üzerinde oldukça janti giyinmişti.
Oda ekmek almak için gelmiş 2 tane gofret aldı yanına bende ekmelerimi alıp çıkarken bana seslendi. Eda heyecandan kalbim patlayacaktı bana seslenmişti yanlış duydum herhalde yoksa burada kalpten ölücem heryer toz mavi oldu bir anda
Arkam dönükken elini omzuma attı kız sümüklü neden bakmıyorsun diye bende gülümsüyordum bütün dişlerimi çıkarta çıkarta
Efendim dedim usuca elindeki gofreti bana uzattı o zaman en kaliteli gofret oydu .
Teşekkür ettim ve koşmaya başladın eve doğru bana gofret almış .
Gofreti 1 ay boyunca yemedim . Sarılıp uyudum .Seviyorum la bebe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ'NİN ANKARA TONU
Non-FictionAşkı Ankara nın ayazında yaşadık. Hayalleri yıkılan mahallenin çocuklarıydık biz Mahalle aralarında top oynuyan bebeler , kapı önünde çekirdek çitleyen analar , eve bir lokma getire bilmek için çalışıp didinen babalarımız vardı. Ankaranın barında...