İf I Lose You/1

13 1 0
                                    

Loıc Notted-Million Eyes

- ne sikim dediğini sanıyorsun? Biz sadece eğleniyorduk. Tanrım. Tam bir piç gibi davranıyor. Bunu tahmin etmeliydim.

- Ama o bizimle eğlenmiyor dedim gözlerime batan yaşları iterken. Omuzumu dikleştirdim. Bir süre ciddi olup olmadığımı anlamak için gözlerime gözlerini kenetledi ve ellerini saçlarının arasından geçirerek sinir bozucu bir kahkaha bahşetti. Gözleri gözlerime değdiğinde,

- sen ciddisin dedi.

- farketmen ne hoş dedim ellerimi göğsümde birleştirerek.

- o piçi aldırıcaksın dedi sert bir dille. Söylediği kelimeler ok gibi kalbime saplandı. Derin bir nefes almak istedim. Ama sadece gözlerime yaşlar hücum etti. Öldürücü bir güzellikle gülümsedi.

- onun benim olduğunu düşünmüyorsun değil mi? Kim bilir kaç erkekle yatıyorsun günde! sert bir şekilde masaya tekme attı ve masanın devrilme sesi öyle yüksekti ki irkilerek duvara yaslandım. Söylediği kelimelerin ağırlığı altında kaldım yine.

-E-eğer bunu yapmazsam ailem zarar görecek. Bunu en iyi sen biliyorsun ama canımı acıtmak hoşuna gidiyor diye fısıldadım tiksintiyle. Kafamı yere eğdim. Onu böyle görmek istemiyordum.

-bir tek sende prezervatif kullanmadım. Gözleri gözlerime kenetlendi. Bi an yansımasındaki gizli tutkuyu görecek sandım. Alnı pişmanlıkla gerildi ve yüzü acı çeker gibi bir hal aldı. Bana doğru geldiğinde duvara daha da sindim ve kafamı sağa çevirdim. Saçlarımdan derin bir soluk aldı. Bir tek sarhoşken böyle muhteşem biri oluyordu.

- sen ve başka bir erkek aynı cümlede geçtiğinde bile deliriyorum. Sanki içimde başka biri daha yaşıyor. Ve sinirlendiğimde ortaya çıkıp seni paramparça ediyor inan bana dedi yalvaran bir ses tonu ile. Nefesindeki içki kokusu burnuma geldi.

- sarhoşsun sen. Çenemi tutup kendine çevirdi.

- ben sarhoş değilim. Gözlerimi gözlerine kenetledi.

- uzun zamandır sensizim. Şimdi küçücük bir çocuk halini almış, o canavardan eser kalmamıştı. Aldığı derin ve sıcak nefes dudağıma çarptı. Kesinlikle sarhoştu.

- sen benim sahip olduğum tek gerçeksin. Elleri yüzümü kavradı ve baş parmaklarıyla göz yaşlarımı sildi. Gözlerimi kapattım. Beni mahvediyordu. Beni her seferinde çok üzüyordu. Gözlerim tekrar yaşlarla dolarken dudağımı büzdüm.

- Yapma, dedi yüzü ağlayacak gibi olunca. Alnıma derin bir öpücük bıraktı. Bana sıkıca sarıldı ve ellerini karnıma koydu.

- demek küçük bir Bieber geliyor dedi keyifli bir sesle. Ruh halinin ani değişimi beni tekrardan şaşırtırken umursamadım. Çünkü Justin gerçekten ruhsal olarak hastaydı. Normal bir çocukluk geçirmemişti. Yara izlerini benden saklayamadığı gibi silemiyordu da. Artık alışmıştım. Sadece boynundan derin bir nefes aldım. Sadece kokusu bile yetiyordu.

- Eğer o evden kaçarsam benide ailemide bırakmazlar. Kalırsam o kadar erkekle.. Bebeğimi kaybederim. onuda kaybetmek istemiyorum. Kapı hızla çaldı. Korku ile sıçrayacakken beni daha sıkı sardı.

- kaybetmeyeceksin dedi. O an bunun gerçek olmasını diledim. Ama o masallardaki prenslerden değildi. Beni o bataktan pat diye çekip çıkaramazdı. Zaten bende prenses değildim. Hikayemiz mutlu sonla da bitmiyordu. Çünkü her şeyimizi kaybede kaybede büyümüştük. Yaşımız değil, acılarımız bizi olgunlaştırmıştı.

Ve bu olgunluk, bize ölü umutlar dağıtıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Little BieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin