Of bu boşnakça ne kadar zormuş. "Dayı ben biraz sıkıldım biraz dışarı çıksak?" "Hımm tamam canım zaten fark etmiştim.Eee nereye gidelim peki?" " Şeyy ben deniz kenarına gitmek istiyorum.Tabi sende istersen. "Olur tabi.Sen denizi çok seviyosun galiba!" " Evet bayılıyorum o deniz kokusu...martılar.... Hepsi sanki benim için bir araya gelmiş gibiler." "Tamam o zaman hemen gidelim."Arabaya binip çok kısa bir sürede gelmiştik.Başımı kaldırıp martıları selamladıktan sonra gözlerimi denizin masmaviliğine bırakmıştım.Bir anda aklıma çocukça bir fikir gelmişti.Keşke denizkızı olsaydım :)Hep denizin içinde olmak çok zevkli olurdu herhalde.. "Adenya al sana pamuk şeker aldım." "Aaaa dayı teşekkür ederim." "Eeee ne düşünüyorsun bakalım." " Hiiç.Dayı ben sana bir şey sorucam." " Tamam canım sor." " Ya şey... Hani dün ben sana bir şey sormuştum ya." " Evet". "Aslında sormak istemezdim ama... Neden dün duygulandın?"Bu soruyu neden sormuştum ki bilmiyorum.Keşke sormasaydım çok pişman olmuştum.Umarım cevap verirdi çünkü çok merak etmiştim. "Aslında şuan söylemesem.Yani gerçekten şuan söylemesem." "Gerçekten üzgünüm çok merak etmiştim ." Yani neden söylemiyordu ki.Ve neden duygulanmıştı ki. "Adenya Bosna ya gerçekten gitmek çok mu istiyorsun?" "evet... de neden sordun?" "hiiiç sorasım geldi". "Yaa dayıııı neden sordun ya ?". " Yaa aslında..." "Yaaa dayıııı neden söylemiyorsun ki?". "Ya ne biliyim bosna diyince aklıma hep üzücü şeyler geliyor" "nasııııl yani??" "boşver ya biz senin nerde kalıcağından bahsedelim.". "Yaaa dayı sen benden bir şey gizliyosun!." "nerden çıkardın şimdi bunu?" "Dayı sen hem neden bana Bosna ya git dedin ki? ben çok şaşırdım.Hem ayrıca artık benden gizlediğin şeyi söyle artık..." "Adenya ben senden bir şey gizlemiyorum.Ayrıca benim Bosna deme sebebim orada yaşadığım için.Hem sen demedin mi yabancılık çekmeyeceğim bir yer olsun diye." "evetde ben senin benden sakladığın şeyi çok merak ettim lütfen söyle artık. "Tamam tamam çok israr ediyosun.Aslında bunu kesinlikle sana söylemicektim ama neyse artık." "aaaaa neden? aşk olsun yoksa bana güvenmiyor musun dayı?" "Bilmiyorum artık....yok ya ondan değil." " Eee neden peki?" "bazı şeyler söylenmez Adenya !". "O bazı şeyler bence bazılarına söylenmez mesela güvenmediğin kişilere.". " Off yok öyle bir şey sadece hatırlamak istemiyorum ondan söylemiyorum." " Peki tamam hadi söyle artık!" "Sen doğmadan önce ben diğer büyük dayınla çok büyük bir kavgaya ettik .Şirket bu kavgadan sonra baya geriledi zaten.Bende dayanamadım ve Bosnaya kaçtım.Hiç kimseye haber vermeden.Sonra orda bir şirket kurdum.Baya iyiydi çok para kazanmaya başlamıştım.Neyse bir gün arkadaşımla bi davete gittik beni arkadaşlarıyla tanıştırıyordu.Ben de o anda işte aradığım kız dedim içimden sonra biz o kızla sık sık görüşmeye başladık.Zaten arkadaşımında amacı buymuş bizi tanıştırmak.Birbirimizi çok seviyorduk Bir gün yatağımdan telefon sesiyle uyandım çok erken bir vakitti. Arayan Alen'di yani en yakın arkadaşım.Telefonu aldım elime içimden hiç açmak gelmemişti aslında ama sonra açtım.Keşke açmasaydım Belma'yı hastaneye kaldırmışlar ve yoğun bakımdaymış.Benim için o an o, vakit durmuştu resmen ne yapıcağıma şaşırdım zorla hangi hastane olduğunu sordum.Alen hastane ismini söylemişti bende hemen gittim.Yoğun bakıma girmeme izin vermediler.Alen'e nasıl olduğunu sordum o da anlatmaya başladı.Yolda karşıdan karşıya geçerken ona arabanın çarptığını söyledi.Ben o sırada bayılmışım gözümü açtığımda sedyede yatıyordum yanımda Alen vardı.Heyecanla sordum Belma nasıl?O da benim yüzüme bakmadan utana sıkıla malesef.......diye bildi.Yani artık onun altın sarısı saçlarını , devamlı gülen o beyaz tenini ,deniz mavisi gözlerini artık hiiiç göremeyecektim.Ben ona bakmaya doymamışken beni bırakıp gitmişti.Ben yine bayılmışım bu sefer başka bir odada gözlerimi açmıştım.İşte ondan sonra artık saraybosna'da yaşamak hiç istemedim ve İzmir'e geri döndüm.herkez bu durgunluğumun sebebini soruyordu.Durduk yere neden bu adam geri döndü hem orda dahaçok kazanıyordu diyorlardı.Sadece ablama ve sana anlattım değerini bil." " Dayıcııım!." deyip sadece ona sımsıkı yarıldım.Neden böyle yaptığımı bilmiyorum ama ben ağlamaya başlamıştım dayımla beraber.Sonra vaktin çok geç olduğunu fark edebilmiştim.Dayım yanaklarımdan yakıp giden göz yaşlarını elinin tersiyle silip bana daha da sıkı sarılmaya başlamıştı.Sonra başını tutup "Belma'yı sende tanısaydın çok severdin..." "Eminim ki öyledir dayıcım."Ders ile başlayan bir gün uzuuuun bir konuşmayla son bulmuştu.Bosna'ya gitmeye iki hafta kalmıştı ve dayımda bana boşnakçayı çok iyi öğretmişti.Yavaş yavaş boşnakçayı sevmeye başlamıştım çok hoş bir dildi.İlk başta baya zorlanmıştım ama sonra alıştım artık herşeyi öğrenmiştim.şuan tek kalan şey ıçağa binip bosna'ya gitmekti.
İşte yolculuğum başlıyorrrrr:)))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onu Beklerken
Lãng mạnYeni bir ülkede yeni bir hayata adım atan bir genç kızın hikayesi.Duygularıyla çokça savaşıp yenik düşen...onu ne kadar büyük zorlukların beklediğinden habersiz Bosna yolculuğuna çıkan bir kızın hikayesine hoş geldiniz