Soğuk Bedenler

4K 25 13
                                    

TANITIM :

Nasıl bir hayatım var ?

Çok solgunum.Daha sık dışarı çıkmalıyım,sağlıklı beslenmeliyim.Görünüşüm felaket.Daha dik yürümeliyim,dik durursam daha çok saygı görebilirim.

Neyim var benim ? İletişim kurmak istiyorum,neden insanlarla iletişim kuramıyorum.

Ah tabi,çünkü ben ölüyüm.

Kendime bu kadar çok yüklenmemeliyim.Hepimiz ölüyüz.Bu kız ölü,şu çocuk ölü.Bekleme salonunun kuytu bir köşesine sinmiş adam ölü.Herkes berbat görünüyor.

Alışmayı öğrendim. Kendimi doğru düzgün tanımadığım için üzgünüm, ama artık ismim yok. Baş harfi “R” idi, ama artık sadece bunu hatırlıyorum. Komik, çünkü sağlığımda hep başka insanların isimlerini unuturdum.Arkadaşım “M”nin dediğine göre zombi olmanın ironik tarafı şu ki, her şey komik geliyor ama dudakların çürüyüp döküldüğü için gülümseyemiyorsun… 

Hiç bir şey hatırlayamıyorum.Ailemi,işimi...Üstümdeki paçavralara bakılırsa işsizim.Bazen diğerlerine bakıp kim olduklarını anlayabiliyorum yalnızca.

Bekleme salonun yerlerini temizleyen yaşlı ve zarif adam,sen hademeydin.Elinde tuttuğun eski bez,kırışıklıklarının her bir zerresinde hissediliyor.

Ama artık cesetsin.

Bu felaketin nasıl başladığını artık hatırlayamıyorum.Kimyasal bir savaş olabilir,bir virüs salgını ya da radyasyondan etkilenen bir maymun...Şehirler tıpkı bizim çürüdüğümüz hızla çürüyor.Her yer cam kırıklarıyla dolu.Boş gökdelenler ve sessiz otomobiller fısıldaşıyor rüzgarın çığlıklarında.Hiç birimizin ismi yok,hiç birimizin anıları yok.

Ama ne önemi var ki ? Artık bu durumdayız.

Benim için sıradan bir gün.Amaçsızca dolaşıyorum,insanlara çarpıyorum.Ne özürdileyebiliyorum,nede bir şey diyebiliyorum.Herhalde önceleri her şey daha iyiydi.İnsanlar kendilerini ifade ediyor,duygularını paylaşabiliyor ve keyifli zaman geçirebiliyorlardı.

Bir çoğumuz bu havalimanını kendine yurt edindi.Neden bilmiyorum,insanlar havalimanında bekliyor. Ama neyi beklediğimizi bilmiyorum ve tahminde edemiyorum.

Ah tanrım birde Kemikler var.Derisi alınmış bedenleri ve vücutlarını kaplayan karanlıkla birlikte iğrenç görünüyorlar.Bizi fazla rahatsız etmiyorlar ama nabzı atan herşeyi yiyebilirler.

Bende yerim ama,en azınan sorgularım.Mesela ben en çok beyin yemeyi seviyorum çünkü beynini yediğim  insanların geçmişine dair şeyleri kendiminmiş gibi hissediyorum.Bende bundan bir nevi keyif alıyorum. Yaşadığımı ancak bu şekilde hissedebiliyorum.

Bir gün hepimiz kemikler gibi olacağız.Bir noktadan sonra pes ediyorsun,umudunu kaybediyorsun ve geri dönemiyorsun.Böyle olmak istemiyorum.Çok yalnızım,amaçsızım.Üstelik yolumu kaybettim.Havaalanının bu bölümüne hiç gelmemiştim.

Karşıdan iki küçük çocuk geliyor üzerime doğru.Onlarda mı yolu kaybetti acaba ?

Dolaşıp duruyorum ama vardığım bir yer yok.Onlarda kendini tuzakta hissediyor mu ? Daha fazlasını istiyor mu ? Yoksa sadece ben mi ?

Kendime ev edindiğim yolcu uçağına doğru ilerliyorum.Eski bir gramafon bulduğum bu uçağı renklendirmek ve belkide insanlığımı hatırlayabilmek için bir plak yerleştiriyorum gramofana.

En sevdiğim şarkı -The Beatles/Hey Jude- çalarken deri yolcu koltuklarından birine oturup dinlemeye başlıyorum.

Biraz sonra kapım gürültüyle açılıyor.En yakın arkadaşım "M" beliriyor yolcu uçağının paslı kapısında.hırıltıyla karışık bir sesle,sesleniyor.Konuşamadığım için bende öyle karşılık veriyorum.

Ama bazen,ağzımızdan bir kelime çıktığı oluyor.

"Açım," diye fısıldıyorum usulca.

"Ş-şe-şehir," diye hırıldıyor.

Ve şehre doğru yürümeye başlıyoruz.

Bizi bekleyenlerden habersizce.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Soğuk BedenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin