Bugün sabah da berbat olacağını tahmin ettiğim bir güne mutsuz bir şekilde başladım. Yine yağmur yağıyordu. Kahve yapmak için hızlıca mutfağa indim. Suyu ısıtırken dolaptan çikolata aldım. Su ısınınca en sevdiğim kupanın - ah, o kupanın bendeki değerini bilemezsiniz, o bana babamdan kaldı, ne zaman babamı düşünsem ağlayasım geliyor ama bununla yüzleşmek zorundayım. Babam kalp hastasıydı. Annem de babamı evlilik yıldönümlerinde aldatmıştı, babam da bunu öğrenince sinir krizi geçirdi ve öldü. Annemden bu yüzden nefret ediyorum. Annelerden nefret edilir mi demeyin, ediyorum işte- içine biraz Nescafe, sıcak su ve süt koydum.Kahveyi ve çikolatayı alıp yukarı çıktım. Çikolatayı ve kahveyi yatağımın yanındaki Rose'la beraber kendi resimlerimizle kapladığımız şifonyere koydum. Sonra kitaplığımdaki 3. raftan - 3.raf, en sevdiğim kitapları koyduğum raftır- binlerce kez okuduğum bir kitabı aldım. O kitabı çok seviyorum. Ciğerleri hasta olan bir kızla tek bacaklı bir oğlanın aşkını anlatıyor. Her neyse, kahvemi yudumlayıp kitabımı okurken birden telefonum çaldı. Telefonumunzil sesini çok seviyorum. Demi Lovato, Skyscraper. Kendimi zil sesini dinlemeye kaptırmıştım ki telefonumun çalıyor olduğunu hatırladım. Arayan Rose'du. Telefonu açarken yağmurun durduğunu ve havanın baya açtığını gördüm. Gökkuşağı bile vardı. Neyse. Rose'la aramda geçen konuşma şöyleydi.
-Hey!
-Hey
-Bugün gökyüzünün rengi çok güzel,biraz dışarı çıkıp gökyüzünü seyretmeye ne dersin?
-Çok isterdim ama kahve içiyordum.
-Bir kahve için beni kırmazsın değil mi? Yanına al kahveni, sorun olmaz diye düşünüyorum. Sizin evin oradaki parkta görüşürüz.
Ve telefon suratıma kapandı. Kahvemi de alıp mutfağa indim.Kahvemi turkuaza boyadığım termosa koydum ve yukarı çıktım. En sevdiğim renk olan mavi renkteki salaş kazağımı giydim. - Mavinin neden en sevdiğim renk olduğunu bilmiyorum. Mavi bana özgürlüğü hissettiriyor, maviye baktıkça kendimi sonsuzluğa bakıyor gibi hissediyorum.- Altına siyah bir tayt ve elime gelen ilk ayakkabı olan Convers'imi giydim. Kitabımı ve müziğimi aldığımdan emin olduktan sonra mutfağa inip kahvemi aldım. Anneme dışarı çıktığımı söledikten sonra dışarı çıktım. Annem denen insanımsı şahsiyet kesin beni duymamıştır, zaten umrumda bile değil. Evimizin yakınındaki parka giderken müziğimi dinlemeye başladım.
Eğer isterseniz Hazel'ın giydiği kıyafeti atabilirim :))