Sabahın ilk saatleri,mutfaktan türlü kokular geliyor burnuma.Hepsinin anlattığı ortak bir şey var hissediyorum.Diyorlar ki:''Burak gidiyorsun ya hani,hani aylar sürecek tekrar buralara uğraman...Annen de korkuyor belli ki,n'psın kadın?Belki de gelemezsin bir daha,belki bir daha yapamaz sana,o en sevdiğin patates püresini...''
-Oğlum hiçbir şey yemedin,beğenmediysen başka şeyler hazırlayayım.
-Olur mu anne öyle şey!Hepsi çok güzel ama saat erken ya biraz.(Biliyorum,köpekler gibi pişman olacağım bugünkü sabah kahvaltısına,gözüm hep bu günü arayacak...)
-Oğlum,oraya gidince parana, eşyalarına sahip çık.Gurbet yerdir senin için orası,bilirsin ki sadece duaları ulaşabilir annenin sana.
-Biliyorum anne,elimden geldiği kadar kendime dikkat ederim.
Aslında böyle olmayacak gibi hissediyorum.Daha bu küçük yaşta Ankara gibi bir yere tek başına lise okumaya gidiyorum,biliyorum çok büyük umutlar var bana karşı.En çok da annemin gözlerimin derinlerine bakarak bana çok şey anlatmaya çalışması...İstemiyorum zamanın böylece hızlı tükenmesini,dakikalar saatleri öylesine hızlı kovalıyor ki içten içe düşünceler dolanıyor beynimde...Ve işte o en korktuğum zaman gelmişti,annemin çantanı son bir kez kontrol et deyişi,belki unuttuğum bir şeyler vardır düşüncesi,yüreğimin derinliklerine işliyordu.Anlayabiliyordum,o da bu hasretin nasıl olacağını düşünüyor gibiydi,ne kadar da vakarlı görünmeye çalışsa da ağlamaklı gözleri hüzünlendiriyordu beni.Annem,babam ve canım kadar sevdiğim abim yolcu edeceklerdi beni,günün son otobüs seferini istemiştim.İşte benim için en duygu yüklü dakikalar başlıyordu.
-Oğlum,bir eksiğin olursa öğretmenlerine söyle ya da bizi haberdar et.
-İnşallah olmaz anne.
Anonslar yapılmaya başladı,otobüse binmek zorundaydım,babamın ellerini öpüp alnıma koydum,babaydı ya hani güçlü görünmek zorundaydı,aynı şeyi annem için de tekrarladım ve sıra benim için en zor olanına geldi:içimden gelen çok yoğun duygu karmaşası içinde ağabeyime öyle bir sarıldım ki kaburga kemiklerinin çıtırtısı işledi kalbime.Aslında söz vermiştim kendime ağlamamam lazımdı,mutlu ayrılmak zorundaydım ya işte beceremedim,beşeriyyetim bendimi çoktan aşmıştı.Kan basıncımın yükseldiğini,kalbimin yerinden fırlarcasına attığını daha birçok şeyi an ve an hissettim.Valizimi yüklendim,hızla yöneldim otobüse çünkü ailemin beni bu şekilde daha fazla görmesini istemiyordum.Beni bu kadar bitkin yine bu kadar yılgın görmek,çok sevdikleri oğullarının okuma hayallerini çürütürdü...Otobüs geri geri geliyordu,cam kenarına sinmiş annemin gözlerinin içine bakıyordum,aşağıdakiler ellerini sallamaya başladılar,belli etmemeye çalışsa da daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı annem,hıçkırıkları beynime vuruyordu,çok geçmeden bende başladım ağlamaya çünkü artık yalnızdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GÖRE
Teen FictionBu kitap yaşanan gerçek olayların farklı isimler ve insanlar üzerine kurgulanmış,insan hayatının ne zaman sürpriz yapabileceğinin,acının,yok oluşun ve dik duruşun bir kanıtı olacaktır...Eğlenmeniz dileğiyle...