Elimdeki zarfa boş boş bakmaya başladım. Silkelendim ve zarfı açtım. İçindeki kağıt biraz eskiydi belli oluyordu. Ortadan ikiye katlı kağıdı açtığımda üstteki tarihi görünce bunun bir günlük sayfası olduğunu anladım. Kafamda ki soru işaretlerine yenilere eklendi. Okumaya karar verdim sonuçta benim adımaydı. Çalışma masama oturdum ve okumaya başladım.
5 Mayıs Pazartesi 2014
Güneşin gözlerime değmesi ile uykumdan uyandım. Saat 8.00'i gösteriyordu. İşe geç kaldığımı fark ettiğimde yataktan hışımla çıktım. Üzerime simsiyah bir takım elbise geçirip aşağıya indim. Mutfağa hiç uğramadan dış kapıya yöneldim. Çıkmadan önce annemin bana seslendiğini duydum ama hiç takmadan kapıyı arkamdan çektim.
Siyah arabama doğru uzun adımlarla ilerlerken karşımda Selin aniden belirince korktum ve nefesimin tıkandığını hissettim. Bundan nefret ediyordum. Bu hastalık yüzünden gençliğimi delidolu yaşayamamıştım. Futbol oynayamadım ya da basketbol, yüzmeyi bile öğrenemedim. Basit bir nefes alma işini bile beceremiyordum ki bunları yapabileyim. Cebimdeki astım spreyimi çıkarıp ciğerlerime iki kere hava verdim. Çillimde karşımda korkmuş gözlerle bana bakıyordu. İsteyerek beni korkutmadığını biliyordum. Hatta her zaman benim için benden çok endişelenirdi. Gözlerinin içine bakıp ona kocaman bir gülümseme verdim. Bu "iyiyim" dememin bir yoluydu. Tam konuşmak için hazırlanıyorken lafını kestim.
"Üzgünüm çilli çok geç kaldım. Akşam geldiğimde konuşsak olur mu?"
Omuzları biraz düşer gibi oldu ama kendini toplayıp bana gülümsemeye çalıştı. Zoraki bir gülücük olduğu çok belliydi. Akşama onun gönlünü bir şekilde almaya bilirdim ben. Bana dayanamadığını çok iyi biliyordum. Dudaklarını büzerek:
"Tamam abi." dedi.
Yanından hızlıca geçip arabama atladım. Kontağı çevirip gazı kökledim. Dikiz aynamdan arkama baktığımda el sallıyordu. Yandaki camımı açıp sol elimi dışarı çıkardım, bende ona el salladım. Yaptığım suratında kocaman bir gülümsemeye sebep oldu. Bende onun gibi gülümsedim.
Şirketten içeriye aceleyle girdim. Gidip babamı görmem gerekiyordu. Asansörlerin önüne geçip düğmeye bastım. Birkaç dakika beklememe rağmen gelmedi. Bekleyecek zamanım yoktu. Arkama dönüp merdivenlere doğru hızla yürüdüm. Daha ilk kata çıkmadan tıkanmaya başlamıştım bile. Spreyi cebimden çıkarıp bir nefes çektim. Merdivenlerden vazgeçip tekrar asansörlere yöneldim. Kendimi zorlamamın lüzumu yoktu.
Kapıyı tıklatmadan birden içeri girdiğimde babam yerinden sıçradı.
"Oğlum ne bu acelen beni korkuttun. Hem sen niye koşturuyorsun, bir şey olacak sonra." karşısında dikilip ellerimi önümde bağladım. Kendimi 5 yaşında yaramazlık yaparken yakalanmış bir çocuk gibi hissettirdi bu hareketim.
"Baba özür dilerim. Yine geç kaldım. Kalkamamışım alarmın sesine sabah."
Babamın yüzünde şefkat yüklü bir ifade belirdi ve sevgi dolu gözlerle bana bakmaya başladı.
"Ah benim Can Oğlum! Sen dert etme bugün çok iş yok zaten. İşlerini halledip erkenden çıkabilirsin."
Tam itiraz edecektim ki elini kaldırıp beni susturdu. Ardından kapıyı işaret etti. Sesimi çıkarmadan arkamı döndüm ve odadan ayrıldım. Babamı tanıyordum. İtiraz etmem bir işe yaramayacaktı. Odama geçerken asistanım Ayşe'yi peşimden gelmesi için çağırdım. Koltuğuma oturduğumda günün planını saymaya başlamıştı bile.
"Selim Bey, bugün pek işiniz yok. Sadece birkaç dosyayı gözden geçirip imzalamanız gerek efendim."
"Tamam Ayşe bana dosyaları getir hemen." beni onaylayarak dosyaları getirmek üzere odadan çıktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/85168333-288-k421547.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsin Sen?
Romance~BEYİN UNUTTUĞUNDA , KALP DEVREYE GİRER... KURTULUŞ AŞK'TA ARANIR... ~