tae hyung, önündeki tepsiyi kızın önüne itti.
"ye artık şunları, yoksa kalkıp gideceğim."
genç kız itiraz etmek üzereyken, tae hyung elindeki tavuğu ağzına tıktı.
"konuşmana izin vermiyorum."
arkasına yaslanarak, büyük bir zevk ile na hee'yi izledi.
"sen yemeğini yerken, bir şey söylemek istiyorum."
na hee ağzındaki tavuğu bitirdikten sonra tae hyung'u taklit ederek arkasına yaslandı ve kollarını, göğsünde birleştirdi.
"bazı insanların tutkusu vardır, bazı insanların güzellikleri vardır, kelimelerden daha derin ama sen hepsine sahipsin. sen, bir kızda istediğim her şeysin. bu yüzden değişme çünkü seninle ilgili her şeyi seviyorum."
na hee, şaşkınlık ile tae hyung'a baktı.
"bir şey söylemek ister misin, na hee?"
insanlar, kendilerini sevenleri yanında isterler. na hee'de öyleydi.
kafasını çevirerek, arka masada oturan ji min'e baktı bir süre. daha sonra ise tekrar tae hyung'a döndü.
onu sevmeyen insanın peşinden koşmak bir işe yaramayacaktı.
bu yüzden her zaman onun yanında olan insanı seçecekti çünkü tae hyung uğruna, tüm kalabalığa sırtını dönebilecek cesaret vardı onda.
gülümsedi, "mâdem öyle kim tae hyung, benden asla kilo vermemi bekleme. yemek yemeyi seviyorum ve yemeklerde beni seviyor. ilişkimizde asla yemekler ile aramıza giremezsin. kabul ediyor musun?"
tae hyung büyük bir kahkaha attı ve tüm dikkati üzerlerine çekti.
"tamam, istediğin gibi olsun. sende yemek yemeyi bırakmayacağın gibi, beni de bırakmayacağına dâir söz ver."
genç kız memnuniyet ile gülümsedi. "söz veriyorum, kim tae hyung."
YOU ARE READING
fat and pretty, kth
Short Storykıza göre şişman ve çirkindi. oğlana göre ise güzeldi.