18 yaslarinda bir genç kiz olan Selin, ailesiyle birlikte Ankara'nin Küçükesat semtinde izbe bir zemin katta yasiyordu. Maddi zorluklar yasayan aile, iki katli bir binanin zemin katinatasinmisti.
Üst katta ev sahibi oturuyordu. Selin bu arada ileride esi olacak ev sahibinin oglu Mert ile flört ediyordu.
Tasindiktan bir süre sonra, evdeki garip olaylar ortaya çikmaya basladi. Dairenin arka tarafi tamamen karanlikti. Bir oda, banyo ve mutfagi içeren bu bölümde gündüz bile isik yakma zorunlulugu vardi.
Selin'in ailesinin her ferdi bu olaylardan nasibini aldi. Anne sükriye Baydar evde sürekli garip sesler isitiyor, evde kimse yokken birilerinin terliklerini sürükleyerek banyoya girdigini duyuyordu. Evin küçük kizi Sinem, uykusunda rahatsiz ediliyor ve basucunda ona bakarken gördügü hayalete benzer bir varligi tarif ediyordu. Tüm bu olaylarin odaklandigi yer, evin o arka karanlik bölgesi ve oradaki odaydi.
Güngör Baydar, bir gece yine bu karanlik bölümdeki odada yatiyordu. Bir huzursuzluk hissi içinde uyandi. Üzerinde bir agirlik hissetmis ve hareket edememisti. Zorla gözlerini açabildi. Agirliktan dolayi baska bir hareket yapmasi olanaksizdi. O da aynen kiz kardesi gibi, elini tutarak onu izleyen bir varlik gördü. Karanliktan dolayi yüzünü net olarak görememisti. Ancak diger ayrintilar çok açik ortadaydi.
Varlik, sivri külah seklinde siyah bir sapka takiyor ve pelerin giyiyordu. Bir süre sonra ortadan kayboldu. Selin ailesini heyecan içinde uyandirip olanlari anlatti ve varligi tarif etti. Ancak ailesi bütün bu olanlara anlam veremediklerinden, zaman zaman kabus gördüklerini düsündüler.
Olayin sabahi, annesi evden ayrilinca, arka bahçede yukari direkt baglantisi olan merdivenden Mert inip, eve girdi. Selin ve kiz kardesi olayin etkisinden kurtulmus ve bunu kimseye anlatmamaya karar vermislerdi. Bunu yapacaklardi ama iste o zaman inanilmaz bir sey oldu.
Mutfaktaki masanin etrafinda toplanmis oturuyorlardi ki, Mert, Marlboro marka sigara paketini çikarip masanin üstüne koydu ve elindeki kalemle üstüne bir seyler çizmeye basladi. Iki kardes çizdigi sekil karsisinda dehsete kapildilar. Mert, Selin'in tarif ettigi sivri sapkali ve pelerinli varligi çizmisti. Ardindan iki kardese dönüp "Dün gece böyle esrarengiz bir varlik tarafindan uyandirildim" dedi.
Aldigimiz bir telefon üzerine hemen verilen adrese gittik. Olayi yasandigi yerde inceleyecektik. Bize kapiyi açanlar hala olayin soku içindeydi. Sesleri titriyor, hep bir agizdan bagirarak konusuyorlardi. Yasadiklarinin ne anlama geldigini bilmediklerini ve bunlara yanit verecek kimseyi bulamadiklarini söylüyorlardi. Bu evde tüm ev halkinin gözleri önünde garip bir seyler olmustu.
Önce sessiz olmalarini istedik. Ve sirayla dinlemeye basladik: Hatice Kara babasi Ismail Öz'ün ölümünden sonra hasta olan annesini yalniz birakmamak amaciyla annesinin evine yerlesmisti. Esi ve çocuklariyla artik bu evde yasamaya baslamislardi. Annesi ise yalniz kaldigi her an, ölen kocasini gördügünü iddia ediyordu. Hatice Kara annesinin duydugu derin üzüntüden dolayi bazi görüntüler gördügünü düsündü.
Bir gece Hatice Kara, esi ve çocuklariyla kaldigi odadan su içmek için disari çikti. Mutfak, uzun dar bir koridorun siralanmis odalarin en sonuncusuydu. Hatice Kara ve esi en bastaki odada kaliyordu.
Hatice Kara mutfaktan dönerken önünden geçtigi annesinin odasina bakti. Gördügü sey karsisinda sanki dili tutuldu, kaskati kesildi ve hareketsiz kaldi. Babasi egilmis annesinin yüzüne bakiyordu. Hatice Kara'yi fark eden baba odadan disari çikti ve kizina bakarak, "Korkma simdi degil , iki yil sonra yanima gelecek" dedi.
Hatice Kara koridorda agir adimlarla bakan babasinin ardindan bakakalmisti ki; annesi çigliklar içinde uykusundan uyandi. "Baban geldi buradaydi" diye bagiriyordu.
Ayni anda Hatice Kara'nin esi ve çocuklarindan da bagirislar yükseldi. Onlarda ayni anda odanin kapisinin önünden geçen kisiyi görmüstü. Tüm ev halki ayni dakikalari yasamis ve ayni görüntüyü tarif ediyordu. Ve hep bir agizdan söyledikleri, bu tarz olaylarin sahitlerinin söyledikleriyle benzerdi: Ismail Öz, en az 15 yas daha genç haliyle görünmüstü...
Ancak olayin en ilginç yani biz arastiranlar için, iki yil sonra 1997'de yasandi. Hatice Kara'nin annesi Zeliha Öz vefat etmisti ve aile bize bu gelismeyi de bildirdi. Zeliha Öz , olaydan 1 yil sonra kansere yakalanmis ve 1 yil içinde ölmüs, öylece ölmüs esinin 2 yil önceki kehaneti gerçeklesmisti.
Abdullah Büyük - Naciye Çolaklar