feryat

56 6 1
                                    

Hastanenin koridorlarında annemin çığlık sesi geziniyordu.Ne olduğunu anlamak için yanına doğru koştuğum anda frenledim kendimi. Annemin yere diz çökmüş hali babamın  ellerinden tutma çabası. Aklıma gelen şey olmamalıydı. Yok yok olamaz. Benim dedem ölmüş olmazdı. Annem yere mi düştü acaba?  Ona mı ağlıyordu babamda anneme yardım ediyordu belki kalkması için. Ah! ne kadar polyannayim. Pekala Hilal kendine gel şimdi. Sol tarafıma döndüğüm zaman herkes kendine bir köşe seçmiş orada ağlıyordu.

  Gözlerimi açtığım zaman Melek ellerimi tutmuş bir bir yandan da ağlıyordu. Vücuduma karışan ilacın etkisi beni epeyce sakinlestirmiş ve bi hayli durgulastirmıştı. Ağlamak istiyordum hemde hıçkıra hıçkıra fakat vucuduma karşı savaş halindeydim ilaç tüm duygularımı almıştı sanki benden. İçimden küçük küçük dualar ederken küçük bir perde aralandı. Minyon tipli  saçlarını gelişi güzel toplamış bir kiz
-"Musait iseniz doktor bey kontrol edecek," dedi.
-"tabi bir dakika", dedi melek.
  Melek doktoru çağırmaya gitti. Ve ben hala birşeyleri kabullenmekte zorlanıyordum. Aklım annemde kalmıştı.Ne yaptı  acaba? Diye düşünürken melek perdeyi araladı.

-"küçük hanım nasılsınız şimdi," dedi?

Aman Allahım ! Bu toprağın rengi olan gözleri, uzun boyu, herşeye inat dimdik duran saçları, ve en az kömür karası kadar olan kaşları. Evet o Yusuf'du!
Gecelerime sığmayan adam, Rüyalarımın çıkmaz sokağı, tam bir iffet abidesi olan insan.

Ben yine düşüncelerimin esiri olup konuşmaya dalmışken...

-Hilal? Diye seslendi melek.
Gitmem lazım diyerek çıkmıştım düşünce dünyamdan.

-"Evet evet", dedim.

Yusuf o sırada hemşireden benim hakkımda bilgi alıyordu. Ve başını kaldırarak bana baktı.

-"Başınız sağolsun". Mekanı cennet olsun inşallah.

Hiç bir tepki göstermiyordum. Gözlerimdeki sululuk ile öylece etrafı izliyordum.

"Küçük hanıma bir serum takalım "dedi Yusuf.

Ahh! "Hayır bunu istemiyorum" dedim.
Bana doğru inen bakışlarını fark edince diğer cümleyi kuramadım. Nutkum tutuldu aniden.

"Bu sizin için en iyisi Hilal Hanım.Vucudunuz cok direncsiz duruyor.Biraz vitamin size iyi gelecek."dedi.

O benim adımı ağzına almıştı. Bunu 4 yıl önce söylemiş olsaydı belki en mutlu insan ben olurdum fakat şuan bu imkansız.

Gözlerimi adeta kurbanlık koyun gibi kapatıp kaderime teslim oldum.
Dışarda gökyüzünün yas tutusunu izliyordum. Dede dünyada seni kaybettiği için ağlıyor. Senin gibi mükemmel bir insanı kaybetmenin acısını tek biz yaşamıyorduk.

Okyanusun Derinliği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin