1

1.6K 24 2
                                    

Merhabalar.

Mavi, ben henüz on beş ya da on altı yaşındayken yazmaya başlamış olduğum bir kitap.
Şimdilerde yirmi beşime gün sayıyorum. On yıldır belirli aralıklarla, hiçbir beklentim olmadan bu kitabı yazmaya başladım. Neredeyse on yıl olmuş ve yine, ne zaman kötü hissetsem yazmaya  başlıyorum.

Önceden, yani ben küçükken yazdığım şeylere bakıp gülmeden edemiyorum. Ne kadar acemice, fakat bir o kadar da duygu dolu ve gerçek olduğunu fark ediyorum. Şimdilerde bütün kitabı elden geçiriyor ve daha anlaşılır, kurguyu destekliyorum. Bu süreçte oy ve yorumlarınız benim için çok çok önemli.

Mavi benim için yeniden doğmak demek.

Yeniden doğmaya hazır mısın?

                                                                                  gökçen.

"Bu kitabı Siyah yaşayıp Mavi olanlara armağan ediyorum!"

Eski ve yer yer soyulmuş laptopumun kapağını kapattım. Ellerim titriyor, nefesim düzensizleşiyordu. Birazdan öğreneceğim şey bana yeni bir hayatın kapısını açacaktı. Ya da uzun zamandır beklediğim o yeni hayatın yollarını kapatacaktı. Sonunda bakmaya cesaret edebilidiğimde laptopun kapağını yeniden açtım. Gözlerim ekranda bakması gereken yere hemen odaklandığında, yüzümün şeklinin değiştiğine yemin edebilirdim. Evet, başarmıştım. Hayallerime giden yolda uzunca bir adım atabilmeyi başarmıştım.  Hem istediğim şehir, hem de istediğim bölüme doktoraya hak kazanmıştım.

"Kızım hadi aç şu kapıyı artık! Vallahi yüreğime inecek." Gözlerim dolu dolu sandalyemden kalktığımda bir süreodamın kapısını ararken buldum kendimi. Sonunda yeterince sakinliğe ulaştığımda kapıya vardım ve kilidi çevirdim. Odaya giren annem yüz ifademden bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu.

"Kuzum olsun. Olsun annem senden kıymetli değil." Annem bana sarıldığında fısıldadım.

"Başardım anne." Annem benden ayrılıp şok içinde yüzüme bakmaya başladı. Kocaman gülümsediğimde ağlama sırası ona geçmişti. Zıplamaya başladığımda annem de istemsizce bana katılmıştı.

"Akıllı kızım benim! Başaracağını biliyordum!" Soluklanmak için birbirimizden ayrıldığımızda, ikimiz de yatağın ucuna oturmuştuk.

"Bundan sonrası nasıl olacak bilmiyorum ama, korkuyorum anne. Ya birden eskisi gibi olursa her şey? Birden sarpa sararsa ve bu defa düzeltemezsem?" Annem sarı olmak uğruna açıcıdan yanmış saçlarımı okşadı. "Sana korkma diyemem. Kork. Kork ki sonunda elde ettiğin bu hayat bir hiç uğruna yok olmasın. Hiçbir şey senden güçlü değil. Unutma."

BİR AY SONRA.

Otogarlar beni her zaman hüzünlendirmekten çok mutlu etmiştir. Çünkü, garlar, havalimanları ya da limanlar bir kaçıştır. Ait olmadığını hissettiğin hayattan, boşanmak istediğin kocandan, seni sık boğaz eden ama hiçbir derdine derman olmayan anne babandan, hak etmediğini düşündüğün sancılı geçmişten. Koskoca bir kaçış. Ben bir şeyden kaçıyor muydum bilinmez ama,  yeniden doğuyor gibi hissediyordum. Bu şehir, denizin tuzlu rüzgarları beni iyileştirecekti b iliyordum.

Sonuncu taksiyi de çevirmeyi başaramadığımda sinirlenmek yerine yeni bir tanesini gözüme kestirmiştim. "Abi gözünü seveyim bir dur ya!"

Taksi geri geri gelip önümde durduğunda bir şükür çekmiştim. Taksici genç arabadan inip bavullarımı elimden almaya yeltendiğinde konuştum. "Yemin ediyorum yolculuktan daha uzun sürdü taksi bulmak. Buralar hep böyle mi ya?" Taksici bana cevap vermeden bavulları eliden aldı ve bagaja yerleştirdi. Bu da dilsiz herhalde, nasıl ehliyet vermişlerse artık diye geçirdim içimden. Kendi kendime söylenmem bittiğinde ben de taksiye bindim. Adresi taksiciye verdim ve hareket etmye başladık. Yarım saatlik bir yolculuğun ardından, zorlukla bulabildiğim üç katllı eski apartmanın önüde durmuştuk.

MAVİ  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin