2

769 12 1
                                    

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen caddede gelen araba seslerine uyanmıştım. İzmir'e geleli bir hafta olmuştu. Bu bir hafta içerisinde gezebildiğim kadar yer gezmiş, işime yaraycacak dükkanlar keşfetmiştim. Okula gidip kaydımı yapmış, derslikleri gezmiş, bir de arkadaş edinivermiştim.
Evimin hemen arka sokağında minik bir kahveci vardı. Bir haftadır her sabah kahvecide oturup kahvemi içiyordum. Yine o sabahlardan birindeydim. Evden çıkmadan evvel, evin giriş kapısının yanına astığım aynadan kombinime bir baktım. Fena sayılmazdı. Kafeye ulaştığımda henüz yeni açıldığını görebiliyordum.

"Günaydın Mavi hanım."

"Günaydın Merve, nasılsın?"

"Eh ne olsun işte, derse gitmeden önce yine ben açtım kafeyi. Hafta içleri yoğun oluyor."

Merve'ye gülümseyip siparişimi verdim. Her zaman oturduğum cam kenarında bugün birisi oturuyordu. Bu defa Merve'nin çalışma alanına yakın bir masaya oturdum. Bugün insanlarla sohbet etmek isteyen tarafım da uyanmıştı benimle birlikte.

"Sen ne okuyordun bu arada?" Diye sordum kahvemi getiren Merve'ye.

"Ben ebelik okuyorum Mavi hanım. Birinci sınıftayım." Kahvemden gelen taze koku beni gülümsetmişti.

"Lütfen bana sadece Mavi de."

"Ay çok iyi dedin valla ya. Hiç hoşlanmam biliyor musun hanımdan beyden. Hiç benlik değil."

Gülümseyerek onu onayladığımda konuştum. "Buralı mısın sen?"

"Aynen canım. Doğma büyüme İzmirli'yiz."

"Öyle mi? Harikaymış. E bana gezdirirsin artık buraları." O da bana gülümseyerek katıldığında benim masamda oturan adam kasaya gitmişti. Merve izin isteyerek yanımdan ayrıldı ve adamın hesabını aldı. Adamın sırtının hep bana dönük olması, yüzünü görme isteği uyandırmıştı. Adam kafeden çıkarken hala ona bakıyordum.

"Kusura bakma. Sabahları tek oluyorum genelde, her iş bana bakıyor maalesef." Ben de birkaç yıl önce Merve gibi çokta küçük olmayan bir kafede çalışıyordum. Ben de onun gibi her sabah tek başıma bütün işlere koşturuyor, daha sonra okula gidiyordum."

"Sen ne için gelmiştin buraya Mavi?" Kahvemden büyük bir yudum aldım.

"Ben doktoramı tamamlamak için geldim buraya." Merve'nin sorusu beni yıllar öncesine götürmüştü. Ben de bir zamanlar onun gibi hevesli ve genç bir kızdım. Artık yavaş yavaş tamamen yetişkin olmanın omuzlarıma bıraktığı ağırlıklarla savaşmayı başarabilmiş bir kadındım. Yaşım yirmi dokuz olmasına rağmen, kendimi çok çok küçük hissediyordum.

"Aaa öyle mi alanın neydi?"

"Türk Dili ve Edebiyatı."

"Zekiyim diyorsun yani?" Cümlesine kahkaha attığımda telefonum çalmaya başlamıştı. Arayan kişinin annem olduğunu görünce telefonu sessize aldım.

"Ben kalkayım canım. Okula geçmem gerekiyor artık." dedim toparlanmaya çalışırken.

"Bugünün kahvesi benden." Tam itiraz edecekken elini kaldırıp beni durdurdu.

"İtiraz kabul etmiyorum, iyi günler diliyorum." Merve'ye kahve ve hoş sohbet için teşekkür edip kafeden çıktım. Evim okula yürüme mesafesinde değildi ama yürüyerek yetişecek kadar vaktim vardı. Sonunda okula vardığımda, ilk dersime girmenin heyecanını içimden atamıyordum. Sanki ilk kez üniversite öğrencisiydim. Tamam, doktora yapıyor olmak belki biraz farklıydı ama kabul edildiğimi öğrendiğimde, yeniden değil de ilk kez kazanmış gibi sevinmiştim.

MAVİ  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin