I Benim için mi endişelendi?

309 27 60
                                    


"Hey Edd! Şu lazer saçan gözlerini karşı masadan çeker misin? Kevin ve grubu fark ederse kafalarımızı tepsilere gömerler."

Eddy tepsisindeki köfteleri ağzına tıkıştırırken söylediğinde gözlerimi aptal sporcuların masasına diktiğimi yeni fark etmiştim. Biraz irkildim ama bakışlarımı çekmedim. Onlara doğru bakmaya devam ettim.

"Edd bakma onlara! Köftelerimi tekrar alsınlar istemiyorum!"

Ed kalın sesiyle kulağımın dibinde bağırırken kollarını korumacı bir şekilde tepsisine sardı. Ed yemekhanenin köftelere bayılırdı. Yemekhaneci kadının yaptığı ve yemek olarak adlandırabileceğimiz tek şey onlardı.

Geçen sefer yanlışlıkla onlara çarpmamla -ki bana çarpan onlardı aslında- tepsimdeki puding Kevin'ın üzerine dökülmüştü. Sonra Kevin ve arkadaşları buna sinirlenmiş köftelerimizi aldıktan sonra kafalarımızı tüm okulun önünde fare kusmuğu tadındaki fasulye lapalarına gömmüşlerdi. İğrençti. Aklıma geldikçe midemin bulanmasına engel olamıyordum. Aptal sporcular!

Kafamdaki iğrenç anıya o kadar dalmıştım ki gözlerime kitlenen zümrüt yeşili gözleri yeni fark etmiştim. Kevin eliyle enerji içeceğini sıkı sıkı kavramışken gözlerini bana dikmişti. Hızlıca gözlerimi kaçırdım. Şimdiyse mide bulantısının yanında karnım feci bir şekilde ağrımaya başlamıştı. Midemin içinde taklalar atan bir maymun varmış gibi hissediyordum. Nabzım hızlanmıştı. Öyle ki nabzımı yanaklarımda dahi hissedebiliyordum.

"Dostum kızma ama sen kızarıyorsun."

"Kızarmıyorum. Sadece şu sporcu bozuntularına sinir oluyorum. Sinirden kan yüzüme fazla pompalandı sadece."

"İşte biz buna kızarmak diyoruz."

Eddy ile daha fazla tartışmak istemediğimden tepsimle beraber ayağa kalktım.

"Hey ahbap! Bu kadar kızmana gerek yok. Sadece dalga geçiyordum."

"Biliyorum Eddy. Ona kızmadım. Sadece iştahım yok. Midem biraz tuhaf. Yalnızca kendime sessiz bir yer bulmak ve afişlerim üzerinde çalışmak istiyorum."

"Aç olmadığına emin misin dostum? Sabahtan beri çok az yedin."

"Eğer yemeyeceksen köftelerini alabilir miyim?"

Bana endişeyle bakan Eddy'e ve köftelerime aşkla bakan Ed'e gülümsedim.

"Evet Eddy, iyiyim. Ve evet Ed, alabilirsin"

Köftelerimi Ed'e, tatlımı da Eddy'e bırakıp ayaklandım. Hiç dokunulmamış lapanın hepsini çöpe attım ve yemekhanenin köşesindeki otomata ilerledim. Cebimdeki son banknotu da otomata atarken kafamdan afişlerin ne kadar işe yarayacağı geçiyordu. İşe yaramak zorundaydı çünkü o afişler benim son çaremdi.

Ne afişleri olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? En başından anlatayım o zaman.

Geçen yıl ,yani okula ilk geldiğim sene, kurduğum bilim kulübünün başkanıyım. Kulübüm sadece iki kişiden oluşuyor ve bu hafta kulüp seçim haftası. Yani bu hafta okula yeni gelen birinci sınıflar tek tek tüm kulüpleri tanıyacak ve kendini en yatkın bulduğu kulübün başkanı ile görüşüp istediği kulübe üye olabilecek. Kısacası bu pek çok açıdan heyecan verici bir hafta ancak ben ve kulüple ilgili birkaç sorun var.

Geçen hafta Müdüre Rachel benimle görüşüp eğer 3 kişi daha bulup kulübü 5'e tamamlayamazsam kulübümü kapatacağını söyledi. Bu hafta kulübüme yeterli sayıda üye bulabilmek için elimden geleni yapmalıyım yoksa kulübüm kapanacak ve ben de hiç biri bana uymayan diğer kulüplere üye olmak zorunda kalacağım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dork and Jock // Kevedd YaoiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin