Göz kapaklarım bir türlü açılmıyordu. Sanki biri onları kapalı kalsınlar diye zorluyor, adeta üzerine baskı uyguluyordu.
Sonunda gözlerimi zorla açtığımda güneşin gözlerimi kamaştırması, gözlerimi yakması gerekiyordu. Fakat öyle olmadı eski iğrenç yatağımdan kalkarak pencereye doğru ilerledim. Hava karanlıktı. Belkide çok erken kalktım. Dedim kendi kendime.
Telefonumu alıp saate baktım. 12.57. Saat öğlen olmuş,ancak güneş gözükmüyordu. Endişelenmiştim. Holoekran ımı açıp Kisa yı aradım. Görüntüsü holograma yansırken endişeli gibi görünüyordu. "Kisa, iyi misin? "
Dedim. Ama hiçte iyi gözükmüyordu.
" Sannen?! Sende farkettin değilmi? İnanılmaz! Bu ilk defa oluyor! Şimdiden birsürü teorim var! "dedi. Sanki deli bir profesör konuşuyormuş gibi hissettim. Dudaklarıma bir anlık bir gülümseme yayıldı. Daha sonra toparlandım.
" Kisa araştırmış olmalısın, nedir bu akaji me atarmısın? "dedim. Sonra masanın üzerinde duran akajimi alıp koluma taktım. Ve Kisa nın göndereceği dosyayı beklemeye başladım. Bir anda karnım guruldadı. Geçen akşamda yemediğimi hatırlayıp mutfağa gittim. Birşeyler atıştırıp odama döndüm ve evimin dışındaki güvenlik mekanizmasının kameralarına baktım.Sınırda yaşadığım için evin etrafında birçok nemetresis oluyordu. Fakat bu sefer tek tük tü. Sonra kolumdaki titreşmeden dosyanın geldiğini anladım. Dosyayı açtım. Ama evin dışından büyük bir gürültü geldi. Silahımı alarak dışarı çıktım. Evin duvarına yapışarak etrafı gezdim ama hiçbirşey yoktu. Belki bir "tuhaf" tır diye düşündüm.
Eve hızlıca girdiğim anda karşımda Kisa yı görmem bir olmuştu. "Kisa!? Allah belanı vermesin, ödüm koptu." dedim çemkirerek.
"Sakin ol Sannen! Böyle korkanlara erkek demezler. Benim gibi erkek ol biraz! "dedi. Gözlerimi devirdim.
"Kisa, sen bir kızsın." Dedim.
Şaşkınlıkla arkasını döndü ve bana doğru ilerledi. "Sannen! seni sik kafalı. Ben bir erkeğim!" dedi. Fazla bağırıyordu.
Onu susturmak için "Pekala Kisa sen bir erkeksin." diye ağzımda geveledim.Zafer gülümsemesiyle önüne döndü ve bilgisayarıma yöneldi. "Dosyayı okudunmu?" dedi. "Hayır, okumadım." dedim. Gözlerini devirdi ve sıkıntılı bir nefes verdi. "Ben seninle ne yapacağım." dedi. Ona doğru yürüdüm. Bilgisayarda birşeyler yapıyordu. Birden bana dönüp"Sannen, teorilerimden en mantıklı olanını dinlemek istermisin? "dedi. Usulca başımı salladım.
Ayağa kalkıp Holoekranını açtı ve büyüttü." Şimdi iyi dinle Sannen. Benim bulgularıma göre, yarısı olmayan bir dünya imkansız. Çünki yer kabuk ve çekirdek arasındaki bağlantı yarıda kesilirse, ortada dünya falan kalmaz. Şöyle düşün bir elektrik devresi, yarısını kesiyorsun, çalışırmı? "dedi." Elbette çalışmaz. "dedim.
" Harika. Şimdi teoriye geçiyorum. Bana göre dünyanın yarısını gizleyen birşey var. Ve büyük ihtimalle bizi istemedikleri için bunu yapmışlar ve bizden kurtulmak için buraya nemetresisleri gönderiyorlar! "dedi. Afallamıştım gayet mantıklı bir teoriydi.
" Peki, Kisa neden böyle birşey yapsınlar ki? Bizi neden istemiyorlar? "dedim.
Bu soruyu beklermiş gibi suratına bir gülümseme yayıldı." Aferin Sannen!demek düşünebiliyorsun. Çünki kendilerini üstün görüyorlar, belkide öyleler. Bizler belkide onlar için çöpleriz ve çöpleri yok ederek dünyayı temizlemeye çalışıyorlar! "dedi.
Haklıydı bu mükemmel bir teoriydi.
" KİSA harikasın bu aklıma yattı. Ama ne alakası var güneşin yok olmasıyla?. "
Kisa dönüp," Tamda o noktaya değiniyordum. Artık bizden tamamen kurtulmaları gerektiğini düşünüyorlar. Bu yüzden de güneşi söndürdüler, yada üzerimize kubbe kapattılar. "dedi.." Pekala Kisa, o zaman sınırı aşabiliriz!."dedim.
Önünü dönüp, "Olmaz çünki büyük ihtimalle önlem almışlardır." dedi.
Haklıydı. "Peki Kisa eğer artık bizden tamamen kurtulmak istiyorlarsa, neden daha önce yapmadılar?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fight For Real Planet (Gerçek dünya için savaş)
Science FictionZenginlerin kendilerine ait bir dünya istemeleriyle 'yarım dünya' krizi ortaya çıkar. Dünyayı yarımmış gibi gösteren bir makine yapan zengin kesim dünyanın gizledikleri kısmında yaşamaya devam ederken diğer taraftaki insan nesli zenginlerin o taraf...