Emeğe saygı duyub oy verin lütfen..
Ağa bir anda ellerinde ağırlık Hiss etti. Meryemi kendinden uzaklaştırdığında bayıldığını gördü. Hemen kucağına alarak beyazlar içinde olan Meryemi karşısına çıkan ilk odaya götürdü, yatağa yerleştirib, odada küçük masanın üzerinde ki, su dolu bardağı görünce hemen eline bir az su alıb Meryemin yüzüne serpti.
Avluda oturanlar çoktan odaya gelmiş, olanlara şaşkınlıkla bakıyordu. Azer onlara dönüb
-Karımla özel konuşmak istiyorum!
Her kes çıkarken-Hala sen kal! dedi Azer
Meryem gözlerini açtığında karşısında bir adet Suratsız ve birde Halanı gördü. Yüzünde islaklık hiss ettiğinde elini yüzüne götürdü, sonrada elbisesine baktı
-Allahım elbisem su olmuş! Of ya!
Diyerek anında ayağa kalktı. Baktığında gögüsünü örten kumaş su damlaları ile lekelenmiş. Ah!bu elbise su lekesi bile olsa lekeyi kabul etmiyordu!
-Misafir hanım sizce sorun sadece bu'mu?
Meryem karşısında konuşan Suratsıza baktı, yüzünde ne kadar morluk vardı öyle, kim yaptı bunu sana? Acaba morluksuz nasıl?
-Evet Ağam! Başka sorun..
Diyeceği sırada bayılmdan önce konuştukları aklına geldi. "Bana Karım dediniz"Azer yüzünde ki, rahatlığı ve duygusuzluğu koruyarak konuştu.
-Hala, dışarıdaki lara bu kızın 3 aydır senin yanında olduğunu söyleyeceksin, Unutma burdakilarin hepsi onu benim karim zannediyor
-Ama oğul...
- Sen sadece söyle, gerisini ben hallederim.
Meryem sadece bakıyor, onun fikrinin ne zaman sorulacağını bekliyordu. Ama nerde Ağamız kendi-kendine kararlar veriyordu. Elini Azerin gözlerinin karşısında sağa-sola yelledi.
-Hey! Ağa bozuntusu bende burdayım! Ne yapıyorsun? Karım falan!?
Azer Ağa bir gözlerinin karşısında gidip gelen ellere birde arkasında yıkılmış bir Ağanı bırakıb giden kadının benzerine baktı. Bir insan bu kadar'mı benzer?
-Onları sen buraya gelmeden önce düşünecektin!
Meryem ilk Halaya sonra da kapıyı kırarcasına çarpıb çıkan Ağanın arkasından baktı. Gidib kapıyı açmak istedi ama kilitli olduğunu gördü.
Avluda herkes az kalsın Hanım Ağa ları geldiği için bayram edecekti. Eğer bir azda geçikseydi ölüm kapıdaydı. Hala rahatsız dı bu durumdan, Meryem ona güvenip gelmişti buraya ama şimdi Ağası onun karısı olduğunu diyordu. Hiç Azerin evlendiğini bile duymamıştı! Bir anda Azer in babası Mustafa Ağa konuşmaya başladı
-Oğul, düzeldi'mi? İyi dimi artık?
Azer babasının sevinçten duygulanan gözlerine baktı. Ah! Nasıl söylerdi ki acı gerçeği, kapının arkasında olan kadının aslında onların Yelda'sı olmadığını. O kadını ne kadar çok sevselerde, o kadın onları bir saniye bile düşünmedi oysa.
-İyi Baba, şimdi daha iyi
-Şükürler olsun, Niyçin çıkmadı dışarı?
-Yorgun
Hala yanında olan Azere, "Bu gece her şeyi konuşacaksın!" dedi. Ama Azer "Zamanı değil!" Hala, daha çok hırslanmıştı, bu umursamazlık nedir!? Elin kızını Karım olarak tanıtıyor sonrada diyor ki zamanı değil! Bunun hesabını çok kötü soracaktı ona!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meryem
General FictionBir insan yağışdan çıkayım derken Doluya düşer'mi? * Bir beladan kurtulmak isterken istemeden daha büyük bir belaya bulaşır.. * Hayatı şakaya alan bir Kadın.. Hayatın Şaka olmadığını gösteren bir Erkek.. * Ne kadar güzelse o kadar Korkak.. Ne ka...