Bugün içim kıpır kıpır,yerimde duramıyorum.kendimi okadar iyi hissediyorum ki,hayatımdaki okadar olumsuz olaylara karşı, çok soğuk kanlı umursamaz tavırlarımla alay eder gibiyim.hayatı zaten çok ciddiye aldığım da,söylenemez aslında.
Bu hayatta sadece dostum dediğim canım arkadaşım Ahmet'e değer veririm ve onu sadece ciddiye alırım.
Benim için çok özel bir insan,her konuda ona güvenirim,hiç bir zaman
Ondan tereddüt bile etmem.
Ahmet benim için bir kardeşten öte.
Kocaman 10 yılı beraber yaşadık,acısıyla tatlısıyla.
Ta ki bu güne kadar bugünden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Ben her zaman ki gibi işten çıktım Eve gidiyorum,bugün bana diğer günlerden okadar farklı geliyor ki hissediyorum,bişeyler olacaktı bugün hayatımda.o sırada telefonum çaldı.
Arayan Ahmet!
En sevdiğim dostum sırdaşım yoldaşım.
Heyecanla açtım telefonu:
-efendim ahmet
-hakan nerdesin lan
-işten çıktım eve gidiyorum
-çabuk sefaköye gel iki kızla tanıştım birini ben kaptım diğerini de sana ayarlıcam.
-geliyorum lan. tam olarak neredesin?
-son durak daki Agora cafe deyiz.
-tamam yarım saate ordayım.
Heyecandan uçuyordum!
Hızlı hızlı adımlarla,hatta koşarcasına bulunduğum başaksehirden sefaköye giden minibüs duraklarına kendimi attım.normal de ayakta gitmemek için hep bir sonraki minibüs e binerim.
Bir an evvel Ahmet'in yanına gidebilmek için kalkmakta olan münibüse bindim.
Bugüne kadar hep ben Ahmet'e kıyak yapardım,hangi kızla çıksam muhakkak ya manitamın bi arkadaşını da Ahmet'e ayarlardım.
Ahmetin bu jesti beni çok heyecanlandırdı bugün ki çoşkumun sebebini anlamıştım demek ki,hayatıma birisinin gireceğini hissetmiştim diye düşündüm.
Sürekli tebessüm ediyordum kendi kendime.münibüs az bişi duraklasa neredeyse şöföre çatacağım.
On sekiz yaşında birisi için bu heyecanım normaldi aslında.
Sonunda sefaköye geldim,hemen kaptana :
müsait bi yerde beni sirkele'diyerek
heyecanıma heyecan katıyordum.çok konuşkan birisi olarak asla bir ortamda yabancılık çekmem karşımdaki sanki beni uzun zamandır tanıyor gibi hissettirmeyi başarırım.
Askında ikizler burcu olarak burcumun bütün özelliklerini taşıyordum.
Hemen minibüsten indim Agora cafeye doğru ilerliyorum.yaklastıkca heyecanım dahada artıyordu.
Normal değilsin hakan diyordum içimden.
Agora cafe den içeri girer girmez Ahmet'i gördüm.kızlar yan yana oturmuşlar bana arkaları dönüktü,yüzlerini göremiyordum.
Oturdukları masaya doğru yaklaşınca Ahmet beni görünce ayağa kalktı.
-hakan hoş geldin
-hoş bulduk kardeşim'dedim ve kafamı Ahmet'in karşısında oturan kıza doğru çevirdiğim, anda kızla göz göze geldik.
Bu güne kadar hiç bir kız bana böle bakmamıştı,beni alıp git burdan der gibi,seninle olmak istiyorum der gibi,
Ben sana aitim der gibi bakıyordu bana.
İçimden insallah bu benimki dir diye dualar ediyordum.o sırada diğer kızla merhabalaştık ve oturdum masaya.
Göz göze geldiğim kız bana:
-hakan bey sabahtan beri Ahmet sizden bahşediyor öve öve bitiremedi 'diyerek konuşmaya girdi. Bende:
-Allah razı olsun Ahmet de aynı şekilde benim işin değerlidir,kardeşten de öteyiz diyerek gözlerinin içine bakmaya devam ettim.
Ahmet bizim bu bakışmalarımızdan rahatsız oldu.ben hemen Ahmet'in bizi tanıştırmasını beklemeden sözlerime devam ettim:
-bu arada adınız nedir kendinizi tanıtmıcakmısınız,bana'diyerek tebessüm ettim.
O güzel gözlerin Sahibi içimi yakıp fırtınalar kopartan bu kızın adını duymak için sabırsızlanıyorum ahmet i unuttum Sanki o masada ahmet yok gibi davranıyordum
-ben Merve 'diyerek. Elini uzattı ve çok kibar bi şekil de elini sıktım diğer kıza döndüm peki sizin adınız nedir:
-bende Ece ' dedi ve tokalaştık.
O sırada ahmet lafa girdi :
-hakan Ece seni çok merak etti,bence çok iyi anlaşacaksınız ' dediği anda sanki kışın ortasında buzlu suyla yüzümü yıkar gibi kendime geldim.
Yüzüm düştü nefes alamaz oldum meğer içimi yakan bi güzel kız Ahmet'in sevgilisiymiş o an yıkıldım hiç ummadığım beklemediğim inanmak istemediğim birseydi bu.
Ahmet sözlerine devam etti:
-Merve yengenle çok uğraştık sizi tanıştırmak için dedi'
Ahmet konuştukça soğuk terler döküyordum canım yanıyordu ama bunu Ahmet'e belli edemezdim.
Merve ye ondan hoşlandığımı hiç belli edemezdim.hemen u dönüşü yaparak Ece ye döndüm:
Ece bu kadar güzel olduğunu bilseydim,seni bu kadar bekletmemek için uçakla gelirdim' dedim ve ardı arkası kesilmeyen iltifatlar yağdırıyordum.
Ama benim içim yanıyordu ece ile konuşurken Sanki karşımda Merve vardı sürekli Merve canlanıyordu gözümde.tamemen rota mı Ece'ye çevirdim,hiç bi şekilde Merve'nin yüzüne bile bakmıyordum,ondan hoşlandığımı asla belli etmemem gerekiyordu.
Ahmet ise benim Ece'yle meskül olduğumu görünce keyfi yerine geldi.
Oysa ben rol yapıyordum,Ece'ye bakarken Sanki karşımda Merve vardı.
Ece'ye söylediğim herşey aslında Merve'ye sölemek istediklerimdi.
O andan itibaren hiç bi şekilde Merve'yle göz göze gelmedim ve çok kısa laflarla geçiştirdim Merve'yi.
Yaklaşık bir saat boyunca sohbet ettik,Ece'nin babası aradı saat akşam vakti dokuz olmustu.
Babasından biraz fırça yedi ve müsade isteyip kalktılar.
Biz de Ahmet'le hesabı ödeyip kalktık.
Münibüs duraklarına doğru ilerlerken hemen Ahmet'e çok mutlu bi şekilde sarıldım ve:
-Kanka aradığım kızı buldum senin sayende Ece tam aradığım kız lan diyerek her defasında boynuna sarılıyordum ve ama aklımda hafızamda mervenın hayali canlanıyordu o an bile.amacım Ahmet'in Merve'den hoşlandığımı anlamaması,çünkü bunu asla kabullenemezdim.
Ölmek benim için daha kolaydır dostum dediğim bir insanın sevgilisine değil yan gözle bakmak namus bilmem lazımdı.
Eve gidene kadar Ece'den bahsettim Ahmet'e artık kafam şişti diye sürekli yakınıyordu ahmet.
Münibüs ten indik ahmet beni eve bıraktı ordan da iki sokak ötedeki evine doğru gitti.
