1. Bölüm

32 3 0
                                    

...

Bazen kendimi öyle boşlukta hissediyorum ki anlatamam. Hani birşeyleri birine söylemek istersin ama olmaz ya, kabaca yemez. Hah işte tam o. Çoğu zaman aşık olduğunu zannedersin. Ama aşkı tanımlayabilmek o kadar da kolay değil gibi.

Mesela ben çoğu zaman bana en ufak bir ilgi gösteren kişinin ilgisinden hoşlanmış ve bu hoşlantıyı çoğu zaman aşk sanmış, aşık olmuşum sanmışımdır. Çoğu zaman bu sefer kesin aşık olmuşumdur diyerek yola çıkıp, öff be bu da aşk değilmiş diye yoldan dönmüşümdür.

Aşk değişik birşey. Hiçbir zaman öyle size en ufak bir ilgi gösteren adama-kadına aşık oldum zannedip başınıza iş açacağınız hareketler yapmayın. Ben çok yaptım. Hadi ilk birşeyler hissettiğiniz de sevgi mi aşk mı ayırt edemezsiniz, onda sorun yok. Ama benim gibi iki de üç de yine aynı hatayı yapmayın.

İlk aşık oldum dediğimde 15 yaşındaydım. Yan apartmandaki bir çocuktu kafaya taktığım. Apartmanın önünden geçerken hep balkonda mı acaba? Oda bana bakıyor mu? gibi düşüncelerim vardı. Takmıştım yani kafayı bildiğiniz. Bazen bizim okula gelirdi. Bazı kızlarla konuşurdu çıldırırdım. Ama ne çıldırma...

Ama bu aşk değil. Aşk sanıyorsun, ama değil.

Bu sadece bir hoşlantı. Çünkü yakışıklı olan bir insana ya da güzel olan bir kıza 5 saniye de ilgi duyabilirsin. Bu sadece gözüne güzel göründüğü için ilgi duymaktır. Aşk değil.

Yine bir gün bir olay olmuştu. Olayı anlatıp sıkmayacağım. Oğlanın birisi yaptığım suçu üzerine alındı. Acayip hoşuma gitti. Böyle deli gibi görmek istiyorum, sürekli konuşalım istiyorum. Yine aradan biraz zaman geçti. Aklımdan çıkaramadım. Yine klişe cümleyi kullandım. "Sanırım bu sefer aşık oldum." Hayır. Neden mi? Çünkü aşık olduğumu zannedip gittim ve bildiğin çocuğa çıkma teklifi ettim. Çıkmaya başladık. Ama 3 ay sürdü. Artık istemedim. Niye diye sorarsanız çünkü o ilgilenmesi yüzünden anlık bir hoşlantı duyuyorsunuz. İlgilenene değil, ilgisine ilgi duyuyorsunuz.

Aşık değilsiniz, ilgisinden hoşlanıyorsunuz.

Şimdi ki ilişkiler çok saçma sapan. Her hoşlanan sevgili oluyor, bir ay bile sürmüyor. Şimdi dersiniz, sen ne anlarsın aşktan diye. Belki de anlamıyorumdur. Belki şuan aşık olduğumu sanıyorumdur yine. Ama belkide şuan da gerçekten aşığımdır. Belki aşk nedir hala bilmiyorumdur. Ama ayırt etmeyi öğrendim. Aşkın ne demek olduğunu bilmesem de en azından sevgi nedir, hoşlantı nedir öğrendim.

Buraya neden yazıyorsun bunları da diyenler elbet olabilir. Ama paylaşacak kimsem yok. Hiç mi çevrem yok?  Var. Ama yeterli aklı, fikri alamıyorum. Tatmin olmuyorum söylenenlerle. Yazıya dökmek bazen her şeyin en iyisi olabiliyor. Gizleyecek birşeyin olmuyor. Karşıdaki seni tatmin etme çabasında değil. Bir heykele birşeyler anlatırcasına sadece yazıyorsun. Çıtı bile çıkmıyor.

Bazen öyle doluyorsun ki... Ben böyle zamanlarda birini karşıma alıp anlatıp saçma sapan önerilerini dinlemektense yazmayı tercih ediyorum. Şuan mesela... Kimseye bu konudan bahsetmeden geldim burda ağlayarak yazıya döküyorum. Belki okumak istemez, sıkılırsınız. Banane senin hayatından diyenler olabilir. Ben yazıyorum, sizin için değil. İçimi rahatlatmak için, içime atıp olur olmadık yerlerde ağlamamak için. Okuyup okumamak tamamen sizin tercihinizdir.

Bazen öyle aşırı derece de hoşlanırsınız ki, "Sanırım bu sefer" dersiniz. Ama yine olmaz. Aşk öyle kolay değil.

Ben ilk görüşte aşka da inanmam. Bana göre ilk görüşteki hisler tamamen kendi beyninde yakışıklı-güzel olduğu için yarattığın hislerdir. İlk görüşte bir insan nasıl aşık olabilir? Huyunu, suyunu, yaşam tarzını bilmeden sadece dış görünüşe nasıl aşık olabilir bir insan.

Ben daha 20 yaşına giricem. Bu yaşıma kadar hiç aşık olmadım. Aşık olduğunu zannettin mi deseniz o konuda boynum kıldan incedir. Çok sefer yanıldım. Çok sefer kırıldım. Çok sefer saçma sapan hisler yüzünden canımı sıktım. Ama artık akıllandım. Yaşadığım onca saçma sapan dakikalar, geceler, gündüzler, dinlediğim her şarkı da kurduğum onca saçma sapan hayaller... Hepsi aklımı başıma getirdi. Bu yazıları yazarken ağlama nedenimse bunca yaşadığım şeyin pişmanlığı. Gerçekten hiçbir insan evladı için bir damla göz yaşı dökmeye değmiyor. Sen orda oturuyorsun ağlıyorsun, masumca hayaller kuruyorsun, bazen dinlediğin bir şarkı da öyle uzaklara dalıyorsun ki... Ama o ne yapıyor? Gününü gün ediyor, yiyor, içiyor, eğleniyor. Döktüğün bir damla yaşın ve düşünerek geçirdiğin tek bir dakikanın bile farkında olmuyor.

Ben kendimi çok yıprattım. Olmadık insanların arkasından ağladım. Dinlediğim her şarkıda öyle hunharca acılar çektim ki... Yapmayın. Tek bir kelimenize bile değmeyecek insanlar için kendinizi harap etmeyin. En ufacık hislerinizi aşk zannedip kendinizi üzmeyin.

"Ben onsuz yapamam." , "Ona çok aşığım." , "Onsuz asla nefes alamam." en klişe cümlerler listesinin ilk üçü...

-Sen onsuz yaparsın. Düşünsene bilmem kaç yıllık hayatında öncelerde o var mıydı? 

-Ona çok aşıksındır belki de. Ama bunu oturup en detayına inene kadar düşün. Acı ama bazen insanlar ulaşamadığı şeylere aşırı ilgi duyarlar, elde edince pısss gittii.

-Onsuz nefeste alabilirsin. Allah senin nefes borunu onun vücuduna mı koymuş? O yokken nefessiz mi yaşıyordun ey insan evladı?

Ben bu cümlelere sadece üç şey söylüyorum. "Ha-ha-ha"

Ya düşünsenize... Birine aşık olduğunuzu zannediyorsunuz. Uzun süre aklınızdan çıkmıyor. Hep onunla olmak istiyorsunuz. Belkide oluyorsunuzdur. Bir süre sonra o aşık olduğunuzu zannettiğiniz ama aslında küçücük bir hoşlantı olan o hisler bitince, karşınızdakine verdiğiniz o heves var ya o kırılınca insanın nasıl canını yakar. Bir düşünün, kendinizi onun yerine koyun. Size aşık olduğunu zannediyor, sevgili oluyorsunuz duyguları bitince sizden ayrılıyor. Ne kötü değil mi? Ne ağır. Belki de sizde ona karşı çok fazlaca hisler var. Yıkılmaz mısınız? O zaman hislerinizden emin olmadan asla hareket etmeyin. Zaten vicdanı olan insan, kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmaz. Yapmayın. Kırmayın insanların masum heveslerini. Oynamayın duygularıyla. Nasıl vereceksiniz Allah katında hesabını? Susar kalırsınız. Veremezsiniz hesabını. Ne diyeceksiniz? Yok ki mantıklı bir açıklaması.

Ben hiç mi yapmadım? Yaptım. Pişman mıyım?  Tek birinde değilim. Hatta nedense bazen iyi ki duygularıyla oynamışım bile diyebiliyorum. Çünkü bana ben açılmadan uzun zamanlar önceden aşık olduğunu söylemişti. Haftalarca peşimde koştu ve nişanlandı. Nasıl unutucam seni, nasıl yapıcam başkasıyla dedi haftalarca. Sonra ne mi oldu? Gözüme soka soka fotoğraf atmalar, durum paylaşmalar. Hiç birşey hissetmedim be. Yani üzülmedim bana koymadı. Hatta dedim ki iyi ki nişanlanmışta peşimi bırakmış.

Ama siz yapmayın. Belki karşınızdaki bu kadar kötü biri değildir. Bu ihtimali de göz önünde bulundurun tabi. Size aşık olduğunu söyleyip bir hafta sonra başka kıza sana aşığım diyebiliyorsa o karaktersiz pisliğin tekidir. Mutluluklar dileyin siz yine de. Büyüklük sizde kalsın. Ama şunu da unutmayın, kırmayın insanların hevesini, kursakta bırakmayın. Belki de böyle yaptığınız için ileri de aynısı sizin başınıza gelecek.

Çünkü;  "İnsan asla yaşattığını yaşamadan ölmez."

...

Düşünüyorum, O Halde "Aşığım"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin