Medya : Afra DUMAN ve bugün giydikleri.
●○●○●○●○●
Küçükken annem bizi evden dışarı çıkartmazdı.Başka insanlarla konuşmak yasaktı. Katı kurallar her yerdeydi ve o kurallar çiğnenmemeliydi. Çünkü çiğnenen her kural bir diğer kuralı çiğnemeye teşvik ediyordu. Ve kuralların çiğnenmesi sonucunda gerçekleşen olay hep aynıydı. Son hep aynı sondu. Ve bu son asla mutlu bitmiyordu. Parçalanarak , yaralanarak , ve direk olarak öldürdünüz. Yani kuralları çiğnemenin sonu hep ölümdü . Öldürdünüz . Tabiki düşmanlarımız dışında biz kan içiciler ölümsüzdük. Üç düşmanımız vardı ; kurtlar , kazıklar ve gümüş olan herşey.
Asmilalaşmış olan köklerimiz daha sakin ve daha sabırlıydı kan kokusuna. Tabi bazılarımız hala o vahşi yaşam etkisinden çıkamayıp kurtlar tarafından yaşamdan kopartılyorduk. Kurtlar tarafndan öldürülen bir çok arkadaşım vardı. Asiydiler . Asiydim . Asiydik . Kimi gözlerimin önünde parçalandı , kimi ise tek başına öldürdü. İlk kural şuydu ki bu kural en önemlisiydi " Sürü olmadan dışarı çıkılmayacak."
Tek başınıza onlara karşı gelemiyordunuz. Asla tek başlarına gezmezlerdi.
Ayrı ayrı sürelerimiz vardı. Ve her sürünün de bir başı. Toplam 10 sürümüz vardı. Ve birde tüm sürülerin başı vardı. Tüm son sözler ona aitti. O ne derse yapılr , sorgulanmazdı.
İnsanlarn arasına girip yaşamaya başlayalı asırlar olmuştu. Ve biz bu zaman diliminde benliğimizi unutacak hale gelmiştik.
Bana göre bu aptalcaydı.
Neden saklanma ihtiyacı duyuyorduk ?
Neden insanlar gibi biz de kendi kimliğimizi saklamadan kendi türümüzün ilkel hareketleriyle yaşamıyorduk ?
Tek sorun kurtlar değildi. Yani sorun bu olmamalıydı. Kurtlar çok iyi koku alıyorlar ve istedikleri zaman bize saldırabilirlerdi. Peki o zaman bu korku da neyin nesiydi ?
Ben Afra. Asi , sabırsız , hırçın ve sessiz bir kan emici.
22 yaşındayım. Duman ailesinin ikinci çocuğuyum. Annem Dicle ve babam Semih ile birlikte küçük bir kasabada yaşıyoruz. Abim Bartu bizden ayrılalı tam dört yıl oldu.
Insanların bizi farketmemeleri için av yasaktı. Sadece hayvan kanıyla beslenirdik. Zaten yaşadığım şu yüz sene boyunca normal insan yemeklerine de alışmış bulunmaktayım.
Ha diyeceksiniz sen yüz sene yaşadıysan nasıl 22 yaşında olursun?
Gelişimim ben yirmi iki yaşında iken durdu. Ve ben de tam 78 senedir bu formda insanlara gözüküyorum. Bu yüzden her beş yılda bir yer değiştirmek mecburiyetindeyiz.
Abim benden üç yıl büyük. Ve evli. Karısı Helin ile bir oğulları var. Aslında abim bizim için önemli bir canlı. Ve bir nevi anlaşma.
Abim ve Helin küçükken tanışmışlardı. Helin bir melezdi ve bu yüzden bir yıl Kurt Akademisinde bir yıl ise Vampir Akademisinde öğrenim görüyordu. Bu sayede abimle konuşmaya devam ettiler. Helin'in ailesi bu ilişkiye karşı çıktı. Ve bizim ailede bu ilişkiye pek sıcak bakmıyordu. Arkalarında duran olmamasına rağmen ayrılmadılar. Ne Helin abimden vazgeçti , ne de abim Helin'den.
Sonunda evlendiler. Ama düğün günleri pek bir gergin geçmişti. Bu alana toplanan kurtlar bir tarafta vampirler ise başka bir tarafa geçmiş bulunmaktaydı. Ortada olan melezler ise iki tarafla da muhabbet edip onları rahatlatmaya çalışsada pek başarılı olamamışlardı.