-3-

96 13 0
                                    

- Velim, O!

Jung Min'in işaret ettiği yere baktığında küçük bir şok geçiren JoonMyeon, hemen kendini toparlamıştı. İçinden, 'bu şu duraktaki yakışıklı çocuk!' diye geçirmeden edemedi. Bir dakika, nasıl yani? Şu adamın bu yaşta bir çocuğu mu vardı?

Kris, kafasını hafifçe kaldırdığında yüzünde oluşan tuhaf şaşkınlık ifadesi görülmeye değerdi. Kris, oturduğu yerden kalktı ve Jung Min'e yürüdü. Ardından ikisinin yanına geldiğinde JoonMyeon'a gülümsedi ve elini uzattı:

- Ben Kris Wu. Kim Jung Min'in amcasıyım.

JoonMyeon içinden, oh onun oğlu değil! diye geçirmişti. Titrek sesi ve eli ile onun selamını aldı:

- Ouh, Ben de Kim JoonMyeon. JungMin'in Edebiyat öğretmeniyim. Memnun oldum Bay Wu.

- Ben de, Kim JoonMyeon.

İkisi birbirlerine hipnotize olmuş gibi bakarken Jung Min öksürmüştü ve bu güzel anı bozmuştu(!). Kris, birden kendine geldi ve JoonMyeon'un elini bıraktı. JoonMyeon çok utanmıştı. Kris'e bakmadan kekeleyerek devam etti:

- İ--isterseniz... Artık konumuza dönelim. Jung Min, sen sınıfına git.

Jung Min kafasını sallayıp oradan ayrıldı.

Kris ve JoonMyeon kalmıştı. JoonMyeon titrek sesi ile söyledi:

- B--Bay Wu? İsterseniz şöyle geçelim...

Kris kafasını salladı ve JoonMyeon'un işaret ettiği sandalyeye kuruldu. JoonMyeon Jung Min ile ilgili şikayetlerini sıralıyordu:

- Dikkati çok dağınık. Yakında üniversite sınavına girecek ama hala derslere ilgisi yok. Genellikle dersimde sınıfı kaynatıp duruyor. Jung Min içinde gerçekten muhteşem biri ama bu muhteşemliğini kesinlikle dışarıya da göstermeli. Onunla ilgilenirseniz memnun olurum.

Kris, JoonMyeon'un dediklerini dikkatle dinledi. Daha sonra o başladı:

- Jung Min, bana abimin emaneti...

JoonMyeon, şaşkınlıkla Kris'e bakıyordu. Kris devam etti:

- O, abim ve yengem trafik kazasında öldüğünde 12 yaşındaydı. 12 yaşına kadar okul birincisiydi. Daha sonra kendini saldı. Onu inanın daha çok toparlamak isterdim. Onun sahip olabileceği her şeyi ona sağlamaya çalışıyorum. Ödüllerle hırslandırmaya çalışıyorum. Ben daha 27 yaşındayım ve 17 yaşındaki yeğenime yardımcı olmaya çalışıyorum. Lütfen onun yaptıklarını mazur görün. O gerçekten çok iyi bir öğrenci...

JoonMyeon'un gözleri dolmuştu. Kendi annesini kaybettiği zaman aklına gelmişti. O gittiğinde JoonMyeon 4 yaşındaydı. Onu pek hatırlamıyordu ama yine de özlemi ile yanıp tutuşuyordu.

JoonMyeon dolan gözleri ile Kris'e baktı ve konuştu:

- Kesinlikle onu anlıyorum. Dediklerinizi dikkate alacağım. Beni bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.

Kris, JoonMyeon'un dolmuş gözlerini görmüştü, hafif bir ses tonu ile sordu:

- Siz, iyi misiniz?

JoonMyeon yaşlarını sildi:

- Evet, çok iyiyim.

Kris iç çekti ve ayaklandı:

- Peki öyleyse. Ben artık gitmeliyim. Bir ton işim var.

JoonMyeon son kez Kris'e baktı ve gülümsedi:

- Görüşmek üzere.

Kris de aynı şekilde karşılık verdi:

- Görüşmek üzere.

##

- MinSeok! Şimdi kalpten gidebilirim!

JoonMyeon, telefonda arkadaşı MinSeok ile konuşuyordu. MinSeok uykulu sesi ile karşılık verdi:

- Joonie, noldu?

- Sanırım aşık oldum!

MinSeok telefona doğru bir çığlık atmıştı:

- NE?!!!

- Öğrencimin velisi...

- Hey dur dur... Adam evli mi?

JoonMyeon telefona göz devirdi:

- Hayır tabi ki! Öğrencim amcası ile yaşıyor.

MinSeok esnedi:

- Ee, devam et.

- Eesi, MinSeok biz onunla önceden tanışıyorduk. Yani en azından konuşmuşluğumuz var.

- Nasıl?

- Durakta... Birlikte aynı otobüse binmiştik.

MinSeok az kalsın küfrediyordu. JoonMyeon aynı otobüse bindiği bir adama mı aşık olmuştu?

- Ay, cidden Joon-ah! Platonik olmadığına emin misin? 4 ay önce reddedildin hatırlatırım.

JoonMyeon'un reddedildiği gün gözleri önüne gelmişti. Üniversite'nin en yakışıklı çocuğu Jong In. Hayır! Bu öyle bir şey değildi!

- Onu hatırlatmayı kes! O kaybetti!

- JoonMyeon. Gecenin yarısı gelip bana aşık olduğunu söylüyorsun. Peki ne zamandır tanıyorsun?

JoonMyeon durakladı. Onu tanımıyordu ki!

- O--onunla pek bir diyalog geçmedi aramızda.

MinSeok, telefona ardı ardına göz deviriyordu:

- JoonMyeon. Gerçekten seni anlamıyorum. Kendini kontrol altında tut.

JoonMyeon, MinSeok'u haklı buluyordu. Sonunun Jong In'de olduğu gibi kötü bitmesini istemiyordu. Ne olursa olsun ilk adımı atmayacaktı.

##

- Jung Min, JoonMyeon'un numarasını verir misin?

Jung Min tuhaf bakışlarla amcasına baktı:

- Ne yapacaksın?

Kris, ensesini ovuşturdu, iç çekti ve koltuğa yaslandı:

- Durum hakkında sık sık görüşmek istiyorum. Sınavına az kaldı. Şimdi telefonuna el koymadan önce numarayı ver.

Jung Min 'of' ladı ve söylemeye başladı:

- Söylüyorum...

##

Saat gece yarısını geçmişti. JoonMyeon sesli ve tatlı bir şekilde gerindi ve yatağına uzandı. Ama gelen mesaj sesi ile irkildi ve telefonu eline aldı.

24.09

Selam!!!


Çok geç oldu farkındayım. +4 vote de yeni bölüm gelir ve ayrıca yorum yapın yahu lütfen XD

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Snowy Day Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin