~1.BÖLÜM~

16 1 0
                                    

YELİZ'İN AĞZINDAN ;
Alarmdan 10 dk önce uyandım,gene bir okul dönemi bizi bekliyordu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabımın karşısına geçtim, bir kız klişesi olarak ^ Giyecek hiçbirşeyim yok ^ moduna girdim. Dolabıma 1-2 dakika baktıktan sonra mint mavisi flamingo'lu elbisemi giyip aşağıya indim. Mutfağa girdiğimde gene akşamdan kalmış bulaşıklar vardı ve gene bana kalmışlardı. Bulaşıkları yıkadıktan sonra krep yapmak için malzemeleri hazırladım daha sonra benim için en zor şeyi yapmaya gittim,ne biliyor musunuz tabikide kızları uyandırmak. Nisa'nın odasına girdim. "Nisa Nisaaaa hadi uyan." "Daha çok erken biraz daha uyuyayım nolurr." "Olmaz hadi kalk krep yapp!." "Sizde bir krep yapmasını öğrenemediniz gitti." " Açıkcası sen olduğun sürece öğrenmeye niyetimiz yok, bak sakın geri uyuma ben Teso'yu uyandırmaya gidiyorum." Nisa'nın odasından çıkıp karşı odaya yani Teso'nun odasına girdim. Asıl mesele Teso'yu uyandırmaktı, bu kız ayılardan bile çok uyuyordu. Perdesini açtıktan sonra kafasına kadar çektiği pikesini üztünden çekip derin bir nefes aldım...
TESO'NUN AĞZINDAN ;
"Ne yani Kore'ye bilet mi kazandık, hemde üç kişilik inanamıyorum sonunda hayallerimiz gerçek olmaya başlıyordu. Sonunda gerçek ramen, kimbap ve sushi yiyeb~ ne oldu niye bana bakıyorsunuz yüzümde birşey mi var?" "Teso" "Tesoooo" ^ işte her zaman ki gibi bu da rüyaymış. Yeliz'in beni uyandırma çabaları ile güzel rüyam mahfolmuştu. "Teso,Tesoo,Tesooo" "Hıh ne noldu" "Hadi kalk bir uyanmayan sen varsın." "Banane ya uykumun en güzel yerindeydim, 5 dk sonra gelseydin ölür müydün?" "Tabi sonra okula geç kalalım." "Bide okul vardı demi" yeliz'in uyandırma çabalarına ve güneş'in yüzüme haince sırıtışına dayanmayıp kalktım. Lavabodan sonra dolabımın karşısına geçip dolap ile bakıştıktan sonra beyaz elbisemi giyip saçlarımı topuz yaptıktan sonra kızların yanına indim. Mutfağa indiğimde Nisa adeta aşçı edasıyla krep yapıyor, Yeliz'de çayı demliyordu. Uyandığımı gören Nisa'nın bana iş vereceğini anladığımda artık çok geçti...
NİSA'NIN AĞZINDAN ;
Krepleri yaparken nedense kendimi aşçı gibi hissediyorum. Yeliz'e dönüp "Teso nerede?"  "Anca hazırlanıyordur, bak geldi." ^ Sabah sabah Teso'yu sinir edesim gelmişti. ^ "Teso hadi sende kahvaltılıkları koy." Baygın bir ses tonu ile "Tamam" Sonunda hepimiz masaya oturmuştuk,  onlara söyleyeceğim habere nasıl tepki vereceklerini şimdiden tahmin edebiliyordum. "Kızlar beni bir dinlesenize size birşey söyliyeceğim." ikisi de bana baktı. "Size bomba bir haberim var. Şimdi sakin olun." kızların "Hadi artıkk" diye bağırışlarından sonra bende anlatmaya başladım. "Hani benim gittiğim bir kurum vardı ya işte ben orada sunucu olucam. Asıl bomba ise kor~" "Bu konuşmanı Kore'de mi yapıcaksın?" "Teso bir dur da lafımın sonunu dinle, ben Kore'ye gitmiyorum ama Kore'liler buraya geliyor." Yeliz çığlık atıp zıplamaya başlamıştık ama Teso'da hiçbir değişiklik yoktu muhtemelen şaka yaptığımı düşünüyordu ama söylediklerimin hiçbiri şaka değildi. "Emin misin?bak ona göre enerji harcıcam." "Evet hemde hiç olmadığım kadar e-mi-nim." Hep birlikte çığlık atmaya başlamıştık sonunda hayallerimiz gerçek olmaya başlıyordu. "Neyse bu güzel haberi öğrendiğinize göre o zaman ben hemen üzerimi değiştirip geliyorum." Elime geçirdiğim beyaz t-shirt ve siyah pantolonu giyip, saçlarımı salıp hafifte bir makyaj yapıp kızların yanına indim. Bende hazır olduğuma göre artık evden çıkabilirdik ama benim ruhum, Aptal sınıf arkadaşlarım, yılışık ve züppe erkekler, makyajsız gördükleri kızlara "İyi misin" diye soran gıcık kızlar aaa ben bunlara hiç mi hiç hazır değildim. Umarım hepimizin günü iyi geçer...
YELİZ'İN AĞZINDAN ;
Hepimiz hazır olduktan sonra istemesekte mecbur evden çıktık. Arabaya geldiğimizde anahtarları çıkarmak için elimi çantama attım aman anahtarlar yoktu. "Yeliz çıkar artık şu anahtarları, geç kalacağız." "Elimde olsa çıkarırdım dimi Teso." "Ne yani anahtarlar yok mu şimdi." "Evet nisaa" derken çoktan evin yolunu tutmuştum odama altını üstüne getirdim ama yoktu kızların sesini duyunca pencereyi açtım "Hala bulamdın mı?" "Hala arıyorum."  Kızlar da bana yardım etmek için eve girmişlerdi üçümüz birlikte aramaya başladık. ^ Yok yok yok sanki yer yarıldı da içine girdi. ^ En sonunda kızlar da çantalarına bakmaya karar verdi, anahtar nerden çıktı Teso'nun çantasından. Teso şaşkın ve mahcup bir şekilde "Ayy ben uyku sersemliği ile yanlış çantaya koymuşum sanırsam."  Nisa ve Teso ile bakışıp üçümüzde gülmeye başladık. "Biraz daha oyalanırsak~" Hep birlikte "Geç kalacağız." Bizi dünya'ya döndüren Nisa'ya kucak dolusu sevgiler..
Hızlı bir şekilde arabaya ilerledik, nihayet artık arabadaydık. Müziğide açtığımıza göre yola çıkmaya hazırdık. "Şanslıyız ki yollar boş." "Aynen deyse ilk günden okula geç kalırdık." Teso ve Nisa'nın oluluna çoktan gelmiştik. Ne yazık ki üniversite'de kızlar ile aynı okulda değildim. "Görüşürüz Teso, görüşürüz Nisa."  "Görüşürüz yelizz." öpücükler öpücükler, kızlar arabadan indikten sonra ben yola devam ettim. 7 dakika sonra nihayet okula gelmiştim, sınıfa girdiğimde ikinci sıra boştu bende oraya oturdum çantamdan telefonumu çıkardım kızlara geldiğimi söyleyen bir mesaj attım tam o sırada sınıfa hoca'nın girmesi ile telefonu sessize alıp defterimi çıkardım. ^ Ne yazık ki hocalar ilk gün demeyip ders işliyorlar ne de olsa  üniversitedeyiz dimi ama. ^ "Evet çocuklar günaydın tatilinizin güzel geçtiğini umarak derse başlıyorum, hepinize şimdiden iyi dersler." sınıfımızın en fırlamalarından Aras "Hocam ya müsade etseydiniz de bir okula alışsaydık." "zannediyordum ki 6 yaşından beri okula alışmışsınızdır. evett derse geçiyorum." Nuriye hocamız diğer hocalar gibi değildi biraz daha kafa dengiydi Aras'daki rahatlık biraz da buradan geliyordu yoksa diğer hocalara espiri yapmayı geç soru bile zor soruluyordu, neyse bu kadar düşünce yeter artık dersi dinlemeliyim...
NİSA'NIN AĞZINDAN ;
Yeliz ile vedalaştıktan sonra Teso ile okulun bahçesine girdik ama daha dersin başlamasına vakit vardı bizde bir okul klasiği olarak bahçeyi turlayıp sohbet etmeye karar verdik. "Sence gerçekten okula hazır mıyız Teso?" "Tabiki de hayır, okula kim hazır olmuş ki biz olalım." Biraz daha böyle konuştuktan sonra ders başlıyacağı için Teso ile vedalaşıp sınıflarıma ilerledik. Sınıfa girdiğimde gözlerim işte en arkada boş yer vardı da, olmaz olamaz sen de nerden çıktın Eren, offf. "Nisa nasılsın? Tatilin nasıl geçti?" " iyi geçti Eren faktörü müsade edersen oturucam." "Tabi tabi istersen gel buraya otur." ^ Nerden çıktı bu yılışık ya ^ "Eren ordan başka boş yer yok zaten." "Seni görünce tüm sınıf boş gibi geldi." tam o sırada Eren'in saçmalıklarını hocanın gelmesi bölmüştü. ^ Bir hocanın derse girdiğine galiba ilk defa bu kadar sevindim diyebilirim. ^ neyse derse başlıcaktık,tabi ki o üniversite hocalarının umursamaz tavrıyla "Evett ilk konumuza başlıyoruz." Eren kendinden beklendiği gibi "Hocam sağolun tatilimiz iyi geçti." Eren'in bu lafından sonra hoca Eren'e kötü kötü bakıp "Sen hala burada mısın? Seni bırakmam gerekirdi." kimseden ses çıkmayınca sonunda konu'ya giriş yapmıştık...
TESO'NUN AĞZINDAN ;
Yeliz ile vedalaştıktan sonra Nisa ile birlikte biraz dolaştıktan sonra vedalaştık. Kantine inip asıl suratlı abladan suyumu aldıktan sonra sınıfa ilerledim, ortada boş bir yer buldum bulmasına ama sınıfımızın tiki kızı Selin ve onun gıcık sevgilisi Bora arkamdalardı, onların tayfayı hiç saymıyorum bile. "Tes-tes-tes ya sen bir git kendini kes." Bora'nın gıcık arkadaşlarından birinin yaptığı espiri ile tüm grup kahkaha atmaya başlamıştı. "Ne kadar da komik ha ha ha." " Bizce komik  rüküş kız." "Sana rüküş'ün ne demek olduğunu." çoktan   ayağa kalkıp Selin'in üstüne yürümeye başlamıştım ki hoca geldi. ^ Şu hocaların zamanlamalarına bayılıyorum. ^ "Yerine geç ilk günden başlamayın." "Ama hoca~" "Sana Yerine geç dedim." Tüm nefretim ile Selin'e baktıktan sonra öfke ile yerime oturdum. "Merhaba arkadaşlar adım Yaprak fotoğrafçılık dersinizde sizler ile birlikte olucam, yardıma ihtiyacınız olduğunda bana gelebilirsiniz, şimdi dersime geçiyorum." Sinir ve asabiyet seviyemin alt üst edilmesi ile kafamı sıraya koyup uykuya daldım...
YELİZ'İN AĞZINDAN ;
Uzun bir dersten sonra nihayet molaya girdik ne kadar okulu sevmesemde hayatın için buna katlanmam lazımdı, Eda'nın yanıma gelmesi ile bu düşünceleri şimdilik kenarıya bıraktım. "Eee yeliz tatil nasıl geçti, neler yaptın, birileri ile falan tanıştın mı?" "Eda bir dur nefes al seninle sohbet etmek isterdim ama içim var, kısaca tatilim iyi geçti sorduğun için sağol seninkininde iyi geçtiğini sanıyorum ama şimdilik gitmem lazım sonra sen bana anlatırsın." " İş dediğinde ders çalışmak bırak molada bari dinlen." Eda'ya tebessüm ile bakarken "Haklısın Edacıkk ama yaptığım işi en iyi şekilde yapmak istiyorum ama istersen bir cumartesi buluşup konuşabiliriz." "Peki ben seni daha fazla defterlerinden ayırmayayım sonra görüşürüz." "Tamam görüşürüz." Eda yanımdan ayrıldıktan sonra defterime döndün zilin çalması ile kendime geldim 1 saatlik bir dersten sonra nihayet okulun ilk günü bitmişti, koşar adımlarla arabama ilerledim, çünkü bir kişinin daha yanıma gelirse konuşmaya halim yoktu en iyisi kimseye gözükmeden eve gitmekti, arabayı çalıştırdığım anda önüme fırlayan Uzay'ı ezmekten son anda kurtuldum, camı açıp, "Ya sen manyak falan mısın? Çalışmak üzere olan arabanın önüne anlatır mı?eğer biraz daha hızlı olsaydım çokta~" "Bir durda derdimizi anlatalım, sebebi var herhalde." "Neymiş çok merak ediyorum." "Lafımı kesmessen anlatıcam." Uzay biraz durdu muhtemelen benim konuşmamı bekledi ben konuşmayınca bana küçük bir tebessümden sonra devam etti. "Bugün ilk gün bizim grup yemeğe çıkalım, tatilin acısını çıkaralım dedik, İtiraz istemiyorum." "Çok isterdim ama senin de dediğin gibi bugün okulun ilk günü kızlar ile olmam lazım." "Şu meşhur Teson ve Nisan mı?" "Aynen tam üstüne bastın." "Peki tamam o zaman çarşabma gününe erteliyorum, itiraz istemiyorum." "Tamam o zaman gelmeye çalışıcam." "Gelmeye çalışma gel." "Tamamm Uzay, bugünlük hoşçakal." Uzay ile vedalaştıktan sonra camı kapatıp arabayı çalıştırdım...
TESO'NUN AĞZINDAN ;
Suratımda hissettiğim ıslaklık ile uyandım karşımda gördüğüm Selin'e tokat attım. "Naptığını zannediyorsun!!!" "Napıyorum bir düşünelim bakalım." diyerek beni hızlı bir şekilde itekledi tahtaya çarptığım sol gözümün acısıyla Selin'e doğru yürüdüm Bora'nın aramıza girmesi ile ikimizde duraksadık "Hocanın sizi yakalayıp okuldan atmasını istemiyırsanız hemen durun! Selin sende milletin yüzüne su falan dökme uğraşamıyacağım." "Tamam aşkığğmm, pardonn." "Bu arada seni savunduğumu falan düşünme sevgilimin müdür'e gitmesini istemediğim için sizi ayırdım." Bora'ya göz devirdim o sırada Ceylin'in beni dışarı çekmesi ile olaydan koptum ama sinirim hala geçmemişti. "Teslime hadi ramen yemeye gidelim." "Tamam ya dur bir, ben bu kızı yolmadan biryere gitmiyorum." "Hadi bak şimdi hoca giricek zaten daha ilk günden tartışırken hoca'ya yakalandın, hadi hoca geliyor koş koş." Nefes nefese restauranta girdik. "Teslime sana birşey söylicem ama sakin ol, şey istersen sen bir lavaboya git." "Ceylin nolduu, yüzüme niye öyle bakıyorsun."  "şeyy gözün birazzz"...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 11, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Türkiye'nin Seul'u Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin