Neredeyse ilk defa güneşin gözüme gelmemesiyle yerimde rahatsız da kıpırdandım.Retinamın ırzına falan da geçse alışkanlık olmuştu artık.İnce yün gibi olan şeyi başımdan kaldırıp tavana bakmaya başladım.
Güzel günler geçiriyordum.Gerçekten.Babamın attığı dayakların acısı da,onları biri görmesin diye uğraşmanın çabası da yoktu artık.İkizimin hayatıma girmesiyle sapmış olan hayatım yoluna girmiş,düşüncelerim toparlanmıştı.
İçeriye bir gergedan sürüsü edasıyla içeri giren şahsiyete seslice küfür ederek yerimde yavaşça sıçradım.Yüzüme gelen yastıkla beraber yastığı yüzümden çektim.Feylan kapının orada ruhsuzca bana bakıyordu.
"Ne sikim yemeye odama girip yüzüme yastık atıyorsun"dedim.
"Giyin gel,bugün benlesin"deyip çıktı.Benlesin?Onunla ne işim olabilirdi ki.Yine de sorgulamadan ayağa kalktım.Ne giyecektim ki?Dünkiler rakı kokuyordu ve kirliydi.Bende odanın kapısına ilerledim.Metalik kulptan daha soğuk olan ellerimle kapıyı açıp dışarı çıktım.Solumda koridorun devamı vardı.O tarafa ilerleyip koridorun sonunda ki ahşap merdivenleri indim.Direk salona açılan holden Feylanın siyah saçlarını ve beyaz teniyle ışıl ışıl parlayan ensesini seçebiliyordum.Biraz ilerleyip salona girince adım sesleriyle omzunun üstünden bana döndü.Karşısında ki siyah kadife koltuğa oturup ona baktım.
"Ne giyeceğim?"diyip biraz mahcupca ona baktım.Sonuçta istemezse yapmazdı.Bende rencide olmak istemediğim için vereceği cevabı bekliyordum.Aslında o kadarda büyük bir şey değildi.İki parça kıyafet veremez değildi ya.
"Bence birşey giymene gerek yok ama ille de istiyorsan Sezgi ninkilerden vereyim"deyip ayaklandı.Gözlerimi devirerek peşinden kalktım.Yine merdivenlerden çıkıp geniş koridorun sonunda ki odaya girdik.Beyaz ve yeşil ağırlıklı odaya fazla göz gezdirmeden tekrar ona döndüm.Kızın dolabını açmış karıştırıyordu.
"Sezgi kızmaz mı,sonuçta onun dolabı?"diye kısık sesle sordum.Bana göz devirdi ve
"Giysi isteyen sensin,hem biz takmayız böyle şeyleri."deyip kurcalamaya devam etti.Tamam diye birşeyler geveleyip ona bakmayı sürdürdüm.Siyah,kıvırcık ile dalgalı arasında ki dolgun saçları,sert çene yapısı,keskin şakakları ve elmacık kemikleriyle muazzam ötesi görünüyordu.Buğulu mavi gözleri giysilerde gezinip uygun birşeyler arıyordu.Dikkatli bakınca irislerinin etrafını saran lacivert halkayı gördüm.Bir anda bana dönüp elindekileri attı.
"Bunları giy,şunu da al,salona in"diye emirlerini sıralayıp gitti.Elimdekilere bakınca yeşil bir kazak ile pileli etek verdiğini gördüm.
Birde diz altı bağcıklı rugan bot.Bu havada böyle şey verilir mi demek istesemde yüzsüzlüğe lüzum olmadığını düşünerek ses etmedim.Üzerimdekileri çıkartıp verdiklerini giydim.Boy aynasında kendimi izledim.
Beyaz tenimle uyum sağlayan yeşil kazak,siyahla birleşince hoş gözükmüştü.Siyah saçlarımında dağınıklığını elimle giderdim.Odadan dışarı çıkıp tekrar kaldığım odaya girdim.Ahşap komidinin üzerinde ki deri ceketi alıp giydim.Siyah sırt çantasına da pantolonumla tişörtü koyup fermuarı kapattım.Çantayı sırtlayarak siyah kapıdan geçip koridorun sonunda ki merdivenleri inerek salona ulaştım.Feylan salonun sonunda ki camda bana arkasını dönmüş sigara içiyordu.Adımlarımı işitip bana dönerek gelmeye başladı.Bende arkamı dönüp salondan çıktım.Çelik kapıyı açıp soğuğun beni esir almasına izin verdim.Genzimi yakan havayı içime çekip dışarı çıktım.Arkamdan gelen Feylan"Sen senin arabanla peşimden gel,hızlı"deyip kendi Lamborghini sine gitti.Bende direk ön kısmında ki Volkswagen Poloma ilerledim.Çantamdan arabanın anahtarını alıp arabaya doğrulttum.Gelen klik sesiyle arabanın kapısını araladım.Koltuğa yerleşip çantayı yana attım.Isıtıcıyı çalıştırıp anahtarı deliğine soktum.Çalışan motorla ön camdan Feylana baktım.Beni bekliyordu galiba.Ona baktığımı görünce gaza basıp sitenin çıkışına ilerledi.Asfalt yolda açık tonlarda ki binaların arasından süzülerek güvenliği aştık.