"Biraz daha uyursan geç kalacaksın Ezgi!"
Babamın tok sesi odayı doldururken içimden kendime küfürler ediyordum. Hadi ama,bir insan nasıl olurda alarmı duymaz? Hemde kulağının dibindeyse.. Oflayarak yataktan kalktım ve dolabımı açtım. İki saat boş boş baktıktan sonra şirin koltuğuma oturup düşünmeye başladım. Güzel görünmeliydim çünkü 'sayın bulut kolejine' her yıl bir sürü yakışıklı,havalı çocuk geliyordu. Beş yıldır her allahın ilk okul günü beyaz atlı prensimi arıyordum. Bu sene ümidi kesmiştim ama genede güzel görünmekte fayda vardı.
Kendimi tanıyordum,bu gidişle elbisemi en az üç saate seçerdim o yüzden direk makyaj masamın karşısına geçip biraz güzelleştim.
Kirazlı dudak kremim ve siyah göz kalemimle etrafa 'hey ben cici kızım' diye bağırıyordum. Saçlarım her zaman düzgündü ve bir şeye gerek duymuyordum.Dudak kremimin rengindeki gömleğimi ve beyaz pantolonumu giydikten sonra topuklularımı kutusundan çıkarıp aşağı koştum. Koltuğun üstündeki çantayı görünce sevinçle el çırptım. İhtiyacım olduğunda genelde hep ortadan kaybolurdu! İçine kulaklığımı tıkıp not defterimi ve kalemimi görünce içimden Allah'a teşekkürlerimi yolladım.
Kahvaltı masasından bir salatalık alıp dışarı çıktığımda sadece on dakikam kaldığını gördüm. Düşün Ezgi,düşün kızım! Düşünmeklede vakit kaybediyorum en iyisi yürümek. Önümde duran arabanın freninde gelen ses beni benden alırken arabanın camı açıldı. Pelin o çarpık gülümsemesini yüzüne yerleştirmiş bana bakıyordu.
"Ezgi! Kızım seni çok özledim lan! Yeni bebeğim nasıl? Doğum günü hediyem bu araba! Neyse övünmemi sonraya saklıyorum atla bu gidişle okula varamazsın."
Bugün sanırım şanslı günümdeydim,okula yürümekten kurtulmak.. Ah! Şu an Pelin'İ öldüresiye öpesim vardı ne kadar üşengeç olduğumu çok iyi biliyordu ve evleri bu tarafta değildi. Beni almaya gelmiş benim bebeğim ya. Yerim ben bu kızı yerim!
Kafamı onaylarcasına sallayıp arabaya bindim. Pelin bana sımsıkı sarıldı ve yanaklarıma sulu bir öpücük bırakıp arabayı sürmeye geri döndü. Pelin'i tanırdım susmak ona göre değildi. Ama onu biraz sinir edebilird-
"Ee nasılsın fıstık?"
Ah Pelin plan yapmama izin vermedin ki!
"Her zamaki gibi Peloş sen?"
Ne?Her yakın arkadaşlar gibi bizimde takma isimlerimiz var o kadarda tuhaf değil!
Gülümsemesini yüzünden düşürmeden "Eh işte Ezi" deyip iç çekti. Ben bu sesi biliyordum. Bana söyleyeceği bir şey vardı ama sanki doğru zamanı bekliyordu.
"Sökül lan ne diyeceksin?"
Arabayı durdu ve dudağını yalayıp nefesini verdi. Ben dememişmiydim? Tanırım ben en yakın arkadaşımı.
"Şey..Ben I-ıı.. Oh tamam! Bu kadar zor olmamalı!"
Kıkırdadım ve ona döndüm. Ne söyleyecekti ki? Cidden? Ben meraklı bir insanım!
"Haydi Peloş bu kadar önemli ne olabilir ki?"
Tırnaklarıyla oynamayı kesip gözlerini kırpıştırdı. Meraktan ölürsem hortlayıp gene öğrenirim bunu ben!
"Ya ben..Of! Enes'le çıkıyorum!"
Ağzım 'O' şeklini alırken Pelin'e sarıldım. Pelin ona,o ego yığınına üç yıldır aşıktı. İnsanlara ön yargılı davranmam ama bildiğiniz kendini beğenmiş zengin ve sapık çocuğun teki! Kasları olabilir,güzel saçları ve çekici kıyafetleri olabilir. Tamam tamam.. Her neyse.
Pelin'den ayrılıp ciddi bir ifadeye büründüm ve çantamdan sadece hoş görünmek için kullandığım kemik gözlükleri çıkarıp taktım.
"Evladım,getirde tanışalım küçük beyle,iyi bir aileden mi geliyor bu çocuk zengin mi?"
Pelin'in kahkahaları devam ederken gözünden yaş geldiğini gördüğüme yemin edebilirim. O kadar komik değildi aslınd-Tamam,kahretmesin ki çok komiğim.
Pelin hala gülerken gözlüklerimi çantaya geri koyup elimle onu dürttüm.
"Susta okula yetiştir beni! Bas gaza bebeğim!"
Sonunda sustuğunda eliyle gözlerini ovuşturup arabayı çalıştırdı. Bir dakika sonra okula varmıştık. İndiğimizde Pelin çantasından o sevdiğim parfümünü çıkarıp üstüne sıktı. Arabayı havalı bir şekilde kilitleyip anahtarını çantasına attı. -Tamam havalı kilitleme nasıl olur bilmiyorum ama öyle gözüküyor-
Okula girdiğimizde bir kaç göz dönüp bize baktı. Ne var hayatınızda hiçmi insan görmediniz? Pelin'e 'ne oluyor' bakışı attığımda nefesiniş seslie dışarı verip "Küçük kuşlar Enes'le ilişkimizi hemen okul sitesine duyurmuşlar sanırım" dedi. Gözlerimi devirip koluna girdiğimde bahçede sessizce yürüyorduk. Bu bakışlar insanı baya rahatsız ediyordu. Enes okulun popülerlerinden benim deyişimle kendini beğenmiş beyinsizlerindendi. Pelin'in onda ne bulduğunu bilmiyordum. Neyse buralardan geçmiştik sanırım.
Pelin'in ince sesi beni kendime getirirken ona dönüp refleks olarak 'Ha?' dedim. Kıkırdadı ve "Sence nasıl?" diye sordu. Sen kendi düşüncelerinle boğuş kızı dinleme.Böyle kalırsın sap gibi. "Üzgünüm Peloş,dalmışım. Ne demiştin ki?" Gülümsemesi biraz daha yayılırken "Zaten dinlemiyorsun diye anlatmamıştım Ezi" Beni keklersin öyle mi Pelin hanım? Bekle sen..
"Pelin oha,Enes geliyor kızım!"
Pelin gözlerini kapatıp baktığım yöne doğru koştu ve sarıldı. Ups.. Hangi mal gözlerini kapatıp birine koşarki? Benim kankam..
"N'apıyorsun lan!"
Çocuk kaşları çatık üstündeki kıza bakarken onu ittirmeye çalışıyordu.
"Şey..Ben özür dilerim aslında.. Başka biriyle karıştırdım seni kusura bakma"
Ben gülmekten iki büklüm olmuş onlara bakarken çocuk dudağını yukarı kıvırdı ve çapkınca Pelin'i süzdü.
"Sürekli karıştırmanı isterim,doğruyu söylemek gerekirse güzel kokuyorsun" deyip gitti.
Sen? Benim? Kankama? Ne? Dedin?
Yolarım.Seni.
Pelin yanıma gelip karnıma bir tane geçirdikten sonra bildiğiniz beni dövdü arkdşlr. Şaka şaka şuna baksanıza bir deri bir kemik. Gene çok komiğim,biliyorum biliyorum.
Sınıfa girdiğimizde Pelin'in Enes'in yanına oturduğunu gördüm ve kaşlarımı çattım. Biz hep birlikte otururduk iyide! Ah.. Ne yapacaktım? Koca sınıfta yalnız oturan bir ben vardım. Köşede durup yalnızlar gibi kitap okusam belki zaman geçirebilirdim. Ama yok ben konuşmazsam ölürüm.
Hoca sınıfa girdiğinde okulun ilk haftası hiç birşey yapmayacağımızı söyleyip yerine yayıldı. Resim yapanlar,konuşanlar,makyaj yapanlar,oyun oynayanlar...
Ve ben hiçbir kategoriye girmiyordum. Bana kısaca yalnız diyebil- Çokta tın yalnızlık asildir herkes yalnız olamaz tamam mı? Bakmayın bana öyle.
Telefonumda Flappy Bird oynarken çıkardığım sesleri duyanların bana dönüp bakması dışında kimse beni takmıyordu. Telefonumu çantama atıp sırayı başıma koymamla yanımdan gelen okyanusun ferahlatıcı kokusuyla kafamı kaldırmam bir oldu. Dik dik bakıyordu. Herzamanki hali. E tabi okula geldiğimden ilk zamanlar çocuğu gizlice izliyordum. O yüzden bu bakışların onun normal bakışı olduğunu anlamam zor değil. . -SOĞUK ŞEY SENİİİ-
BİR DAKİKA YA? ONUN BURADA NE İŞİ VAR?
--
Selam,selam^^ Yeni hikayemle karşınızdayım. :) Vote ve yorumları eksik etmeyin ltfn ltfn .ss Neyse sizi sevdiğimi söylemeyeceğim çünkü bemmcaaa bildiğiniz bir şeyi duymaya ihtiyacınız yok! Çok romantiğim yaa .ss Çokta mütevazi .ss Neyse ben gidiyorum,o şeker yanaklarınızdan tek tek öpüp sizi hikayemle baş başa bırakıyorum! :)
