'O siyaha aitken kaçmayı bir istisna sayesinde başarmıştı'
Başımdan aşağıya doğru dökülen soğuk su ile neye uğradığımı şaşırarak yattığım yerde doğruldum.
Başta neye uğradığımı şaşırsam da bunu yapanının TaeHyung olduğunu biliyordum. Önüme gelen ıslak saçları geri itekledim ve karşımda bana kıskıs sırıtan Tae'ye ölümcül bakışlar yolladım. Yaptığının güzel bir bedeli vardı elbet fakat hareket edemeyecek kadar halsizdim.
Yeniden kafamı ıslak yastığa koyarken Tae'de yanımda ki boş kısma uzanmış,beni izliyordu. Gözlerimi kapatarak gece gördüğüm kabusu ve sonrasın da kestiğim koluma baktım.
Nedensiz bir şekilde kabustan sonra mutfağa inmiş ve bardağın birini alıp kırmıştım. Sonrasın da ise kırık parçadan birini alarak kolumu boydan boya kesmiştim fakat o sırada yetişen Tae ile fazla derine inmemiş,hastaneye ihtiyaç duymamıştım.
Benim gibi onun da bakışları kolumda toplanınca endişeli bir ses tonuyla "Şimdi daha iyisin dimi? İstediğin zaman kabusu bana anlatmanı bekliyor olacağım" diyerek beni kendine çekti ve ıslak kafamı umursamayarak göğsüne bastırdı.
Yaptığı hareket ile yüzümde ufak bir gülümseme oldu. Sorusu üzerine "Şuan sarılman sayesinde gayet iyiyim. Ayrıca çok derin bir kesik de değil fakat istem dışı yaptığım bir hareketti. Sanki gerçekten biri bedenimi yeniden ele geçirmişti fakat bu farklıydı. Ben vücudum da ilk defa kontrol sağlayamadım Tae. Yani bilincim açıktı fakat kontrol sanki başkasında idi" dedim ve derin bir nefes alarak kaldığım yerden devam ettim. "Ayrıca kabusa gelirsek de yine o siyahlar içinde ki adamı gördüm. Liseden beri o peşimi bırakmayan manyağı gördüm Tae. Onun yüzünden arkadaşlarıma zarar vermem ve hepsini öldürmeye kalkışmam gözlerimin önünden geçti. Adam bu sefer histerik bir kahkaha atmış ve bana çektirdiği acılardan oldukça mutluydu. Yüzünü asla göremedim dört senedir ama görmeye de meraklı değilim" diyerek akan birkaç damla göz yaşını sildim.
Tae saçlarımı okşarken "Psikoloji doktoru olmamın yıllarımın ilk zamanlarıydı ve senin ile bir orman da karşılaşmam baya tuhaftı. Aslında oraya sana her zaman bahsettiğim bir arkadaşım ile balık tutmaya gelmiştik fakat arkadaşlarının imdat çığlıklarını duyunca oltaları bırakarak sese doğru koştuk. O sırada beş arkadaşına bağırarak ve ağlayarak gördüğün adamı anlatıyor,bir elinde ki bıçak ile de diğer kolunu aynı bu şekilde kesiyordun. O zaman seni anlamıştım. Gerçekten büyük bir tramva geçiriyordun ve gördüğün her neyse seni derinden etkilemişti" dedi ve saçlarıma,sonra da alnına derin bir öpücük bıraktı.
Öpücüğü ile mest olurken gülümsedim ve "Kriz zamanımı hatırlamıyorum fakat hastanede gözlerimi açınca seni görmem ile ortalığı birbirine katmam bir olmuştu" dedim kıkırdayarak.
O da benim gibi kıkırdadı ve "Aynen öyle. Hatta bir hafta yanıma yaklasmamıştın fakat şuan seninle aynı evde kalıyoruz güzelim. Bak sinir krizin beni sana çekti ya" dedi.
Bu dediğine küçük bir kahkaha atarken o da benim gibi kahkaha atmıştı.
Biz oda da gülüşürken çalan kapı ile susmuş ve birbirimize bakmıştık. 1 senedir bu evdeydim ve asla misafir gelmezdi fakat bu başkaydı herhalde. Kafamı kaldırarak Tae'ye baktım ve korkak bir ses tonu ile "Birini mi çağırdın?" dedim.
Arkadaşlarımın önünde kendimi öldürmeye çalıştıktan sonra yeni arkadaş edinmeyi bırakın ben okula gitmeyi bırakmıştım. Arkadaşlarım beni merak etseler bile onlara gözükmüyordum.
Tae sorumun üzerine kafasını olumlu anlamda salladı ve gergince gülümseyerek "Aslına bakarsan birkaç yakın arkadaşım bie yılda oldukları tatilden döndüler. Onları özlediğim için çağırdım fakat kabus göreceğini bilmiyordum. İstersen başka zaman gelsinler. En iyisi ben gidip söyleyim" diye ayaklanmışken kolundan tuttum ve şaşkın gözleri ile gözlerimi birleştirdim.
Derin bir nefes alarak "Beni de arkadaşların ile tanıştırırsan eğer ki bir sakıncası yok. Ayrıca beni sırtında taşımanı istiyorum" dedim. Bu dediklerim ile yüzünde küçük bir gülümseme oldu. Sonra yanıma yaklaştı ve kulağıma eğilerek "Ben seni taşırım da ıslak üstün gözüme batıyor Min. Hemen değiştir o kıyafetini" diyerek yanağıma öpücük bıraktı.
Aklıma beni ıslattığı gelince elime aldığım yastığı kafasına atarak "Kapı 1 saattir çalıyor Tae. Git de aç kapıyı. Sonra beni almaya gel" diyerek bağırdım. Dediklerimi ikiletmeden odadan çıkınca suratıma bir gülümseme yerleşti.
Tae ile ne sevgiliydik ne değil. Yani yakındık hatta birkaç kere öpüşmüş de olabilirdik fakat bana çıkma teklifi falan etmemişti. Aslında ona ne tür duygu beslediğimi bile bilmiyordum.
Benim tramvalarımı azaltan tek psikoloji doktoruydu. Belki orda beni bulmasa çoktan ben kendimi öldürmüş olurdum. Tae'ye göre gördüğüm adam beynimde yarattığım ve tehlike sinyalleri veren biri iken bana göre o gördüğüm siyah siluet gerçekti.
Normalde üniversite de olmam gerekirken lise sona geçtiğim de adamın her geçen gün bana daha da yakınlaşması ile psikolojik sorunlarım yeniden kendini gün ışığına bahsetmişti. Sonra da yaşanan olaylardan sonra okulu bırakmayı daha doğrusu hayallerimi bırakmayı tercih etmek zorunda kalmıştım...
Yataktan hızla kalktım ve üstümde ki ıslak askılı bluzu bir kenara fırlatırken dolabın karşısına geçtim.
Siyah bir büstiyer giydim ve altımda ki pijamadan da kurtularak kot şortumu giydim. Yaz ayında olduğumuz için cidden fenalık geliyordu.
Kirlileri odamda ki sepete koyarken komidinin üstünde ki telefonumu aldım. Bu arada aşağıdan bitmek bilmeyen sesler geliyordu. Kaç kişi geldiklerini bilmiyordum ama korktuğum kesindi. İnsanlara 1 senenedir nerdeyse yaklaşmıyor,sadece Tae ile iletişim kuruyordum.
Arkadaş edinmek konusunda iyi olmadığım bariz belliydi ve asla da üstüne gitmemiştim...
Kapının açılması ile elimi kalbim üzerine koyarak Tae'ye döndüm. Yine yüzünden sırıtması eksik olmuyordu. Ona yaklaşırken işaret parmağımı tehtid biçimin de sallayarak "Şöyle ani çıkışlar yapma. Bugün beni sinir edişinin ikincisi oldu haberin olsun" dedim.
Dediğimin boşa gittiğini beni süzen gözlerden anlamıştım. Süzmeyi bitirdiğinde gözleri gözlerim ile buluştu ve hafif kızgın bir ses tonu ile "Şort ve büstiyer güzel olabilir fakat şimdi bunları niye giydiğini bilmiyorum. Ayrıca arkadaşlarım seni merak ediyor. Artık sırtıma binsen de bizde aç karnımızı doyursak" diyerek önümde eğildi.
Bu dediğine kıkırdayarak sırtına bindim ve kollarını boynuna doladım. Kıskanması hoşuma gitmişti işte...
Ayağa kalktığın da ise ayaklarımı sıkıca beline doladım. Tae ile yapmayı sevdiğim şeylerden biri de beni sırtın da beni gezdirmesiydi. Aslında şuan güzel bir şey yapıyor olsa bile arkadaşları yüzünden doğru düzgün gülümseyememiştim.
Merdivenlerden inince sese daha da yakalamıştık. Kafamı Tae'nin boynuna gömdüm. Kapının önüne gelince Tae kafasını çevirdi ve ben daha ne olduğunu bilmeden dudağıma bir öpücük kondurdu. Şaşkınlık ile gözlerim açılsa da Tae gülümseyerek "Nedense dudakların gözüme hoş gözüktü" dedi ve hafiften yanaklarımın kızarmasına izin verdi.
Bu halimi görünce salonun kapısını açması ile kafamı yeniden boynuna gömdüm ve boynunda ki kollarımı daha da sıkılaştırdım.
İçeri girdiğimiz de ses kesilmiş,herkesin gözü kapıdan gelen bizi bulmuştu. Hepsi başta bana şaşırsa da sonra gülümsemişti.
Gözlerim siyah saçlı çocuğun yanında ki sarı saçlı çocuğa kaymıştı. Nedense gülümsemesi tuhaf gelirken gözleri baya tanıdık geliyordu.
O her zaman beni takip eden ve bıkmaksızın 4 sene aynı lambanın altında olan adamın kısılan gözleri ile aynıydı sanki...
Merhabalarrrr...
Öncelikle değişik bir kurgusu olan ve güzel olacağını düşündüğüm bir hikayeye başladım. Başka bir hesabım daha var fakat bilmeseniz de olur kkkkk.😹
Ordan başladım hikaye yazmaya ve işte şimdi değişik bir kurgu ile burdayım.🙌
Aklınız da takılan sorular olursa bana sormaktan çekinmeyin...🌙Oy ve yorumları bekliyorum⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER
Mystery / ThrillerSiyahlara bürünmüş adamı yine aynı ışık altında,aynı duruş ve aynı gizemlilik ile görerek adımlarını hızlandırdı. Neredeyse 2 yıldır takip ediliyordu fakat hiçbir şekilde ne zarar,ne de zorbalık görmüştü ama adamın o duruşu ve sadece loş ışıkta bell...