Bad Boy ( Louis Tomlinson Fan Fiction )

'' Bir Deli ''

Çalıştığım mekana geldiğimde çoktan hayatımın içine şıçan beşli gelmişti . En başta O vardı . Bana döndü ve mavi gözlerini dikti . Arkaya geçtim ve önlüğümü takıtım ve not defterimi alıp onların masasına yürdüm . '' Hoşgeldiniz ne istersiniz ? '' dedim . Elbette şaka ne yiyeceklerini biliyorum . '' Neden geç geldin Louise ? Louis'in bu emir veren bu ses tonu beni bunalıma sürüklüyordu . Cidden asla neşeli konuşmazdı ! '' Annemin arabası bozuldu . Bende ona kendi arabamı verdim , buraya taksi ile geldim .'' Not defterimi önlüğün cebine koydum ve tezgahın arkasına geçtim . Şimdi diyeceksiniz ondan nefret ediyorsun neden yanındasın ? Kolay , GİTMEME İZİN VERMİYOR !! Olayı anlatıyorum 

Annem ile buraya taşındığımda bu kafede işe başladım . Patronum o zamanlar Bill adında sevimli biriydi . Çok yakışıklıydı sarışın ve mavi gözlü .  23 Mayıs günü her zaman ki gibi okul çıkışı Cafe Burn’e gittim . Kafeye girdiğimde mavi gözlü genç bir çocuk - benden çok büyük değildi - Bill'e bir şeyler imzalatıyordu . '' Bill ? '' dedim . Bana döndü ve gülümsedi . Genç çocuk bana baktı '' Bu o mu Billy ? '' dedi . Bill yavaşça kafasını salladı . Genç çocuk memnun bir ifade ile gülümsedi . Ayağa kalktı ve önümde durdu '' Ben Louis Tomlinson . Yeni patronun '' . Bill'e baktım dudaklarını oynattı ' Üzgünüm Lou ' dedi . 

İşte böyle daha sonra Louis beni bırakmadı . Asla ! Ah birde şey var o karanlık biri . Yani şey rüşvet , kaçakcılık ve adam öldürme . Şahit olmuştum , sadece bir kere . Louis bana çok bağlı çok korumacı .  Parkta küçük kardeşimi götürdüğümde bir oğlan ile muhabbet etmiştim . Kardeşi ile kardeşim oynuyordu ve bizde muhabbet ettik . Daha sonra Louis gelmiş çocuğun ağzını burnunu kırmış , bir daha bir erkek ile konuşursam beni öldüreceğini söylemişti . Dediğim gibi delinin teki ! 

Saat 5 gibi son müşterilerde gidince Louis'e baktım . Çok çok derin bir muhabbetteydiler . Onları bozmamak için sessizce çıktım . Taksi durağına vardığımda koluma biri yapıştı . Arkamı döndüm . Liam ? Onunla konuşmuyordum . Boğazımda hayla bir kaç iz vardı . '' Motorum şurada . ''  Diğer gıcık bir şeyse bu çocuklar sürekli bana emir verici ses tonu ile konuşuyordu . Niall hariç . O benim minik İrlandalım ! Niall diğerlerine göre biraz daha hassastır . Onun gibi birinin böyle bir grupta ne işi var bilmiyorum . Liam'ın motoruna binince kaskı bana verdi . '' Senin sessizce çıkman onu deli etti . En sakin bendim '' Sen mi ? '' Evet ben '' Ops ! Yine sesli düşündüm . 

Eve gelince kendimi kanepeye attım . Annem henüz gelmemişti . Liam kapının eşiğinde durdu '' Hadi Leeyum içeri gel '' Leeyum , Liam'a taktığım lakaptı . İçeri girdi ve deri montunu askılığa astı . Mutfağa girdik ve dünden kalan pizzayı mikro dalgaya attım . '' Eee hayat nasıl ? Yeni birini öldürdün  mü ? '' dedim . Bana baktı ve gülümsedi '' Yakışıklılakla mı ? '' dedi . '' Ha-ha ! '' Telefonum çalınca benden önce aldı '' Jackson ? '' Aman Tanrım !